Cengiz Aytmatov
Kırgız asıllı Sovyet yazar
Cengiz Aytmatov | |
---|---|
Kırgız edebiyatçı, gazeteci, çevirmen ve siyasetçi. | |
Doğum tarihi | 12 Aralık 1928 |
Doğum yeri | Şeker, Kırgızistan |
Ölüm tarihi | 10 Haziran 2008 |
Ölüm yeri | Nürnberg, Almanya |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Cengiz Aytmatov (d. 12 Aralık 1928 - ö. 17 Kasım 2008), Kırgız edebiyatçı, gazeteci, çevirmen ve siyasetçi.
Sözleri
değiştir- Durun! Kan dökmeyin!
- Felâketin en büyüğü savaştır.
- Ölüm karşısında herkes eşittir.
- Ölü bir sessizlik kapladı ortalığı.
- Anlaşılan, tasasız saadet yoktu.
- Huzur olan evde mutluluk da olur.
- Herkese bir yer vardır bu dünyada.
- Biz olmadan gökyüzü mutlu olur mu?
- Öz vatanını, öz milletini kim sevmez!
- Gördüğün gibi yalnızım, hep yalnız...
- Dünyada aptal bolluğundan çok ne var?
- İnsanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?
- Kafa iyi çalışmazsa, bacaklar da iyi yürümez.
- Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir...
- Kimse aramıyorsa belki de kaybolmamışsındır…
- Halk bir denizdir, derin yeri de vardır, sığ yeri de..
- İnsanın canı çıkmadıkça umudu da yok olmazmış.
- İnsan için en zor olan şey, her gün insan kalmaktır.
- Birleşenler, birbirlerine omuz verenler her engeli aşar.
- Anne kızar, anne azarlar ama anne gülümser çocuğuna.
- Gözlerim tıkansa, kulaklarım kapansa gene düşünürüm.
- Gün gelir ve anlar ki insan; Yaşadığı her şey bir yalandır..!
- Zaman kimseyi kayırmaz, her canlı yaşlanır, her şey eskir.
- İnsan denize benzer, derin yerleri de, sığ yerleri de vardır.
- Bir insanın ne denli sevildiği en çok ayrılık anında belli olur.
- Türküler yüreğini arıtır adamın, insanları birbirine yaklaştırır.
- Bu dünyadan insanlar göçüp gider ama yaptıkları iyi şeyler kalır.
- Nereye gidersen git, üzüntülerin de seninle beraber gelecektir.
- Başkalarından gördüğün kötülük, Seni iyilik yapmaktan alıkoymasın..
- Öyle insanlar vardır ki, çalıştıkları zaman onlara bakmaya doyamazsın.
- Ne güzel türküler yakarmış eskiler! Her türkü tek başına bir tarih sanki.
- Sen kendini biliyorsan, bil ki kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır.
- Kötülük yapma ve yayma konusunda insanla yarışabilecek yaratık yoktu.
- Boşa çene yoruyorum. Öküz kadar kuvvetlisin ama beş paralık aklın yok.
- İnsan her şeyi anlatamaz. Zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.
- Duygu bir şarkıdan başka bir şey değilse, şarkı söylemek niçin ayıp olsun?
- Söyle bana toprak ana, gerçeği söyle: insanlar savaşmadan yaşayamazlar mı?
- Öyle bir çağa geldik ki herkesin birçok şeyi küçük yaştan öğrenmesi gerekiyor.
- İnsanın yaşamak için bir amacı, bu amaca ulaşmak için tutacağı bir yol olurdu.
- Erkekler dişileri için, dünya dünya olalı yaptıkları gibi, kıyasıya dövüşeceklerdi.
- Zaten toprak üzerindeki her sey eninde sonunda toprağa karışır, toprak olurdu...
- İşin en kötü yanı, çocukların niye aç kaldıklarını anlayacak durumda olmamaları.
- Bazı insanlar vardır, daha ilk karşılaşmada, ona, ısınır, güven ve sempati duyarsınız.
- İnsanın mutlu olması ve bu mutluluğu başkalarına da vermesi bazen ne kolay oluyor.
- Mutluluk bir dağ yolu gibidir. Bakarsın tepelere tırmanır, sonra bir bakarsın, aşağıya iner.
- Ama boş yere dememişler: ''Kendi ayıbını örtmek isteyen başkalarının yüzüne kara çalar." diye.
- Tuhaf yaratıklardı şu insanlar! Yerlerinde durmuyor, gürültü patırtı ile âlemi ayağı kaldırıyorlardı.
- İnsan bugün kendisini olduğu gibi kabul eder; ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır.
- Hayat bu işte! Eğer dünyaya gelmezsen hiçbir şey görmezsin; ama gelirsen dertten kurtulamazsın.
- İnsanlar niçin böyle yaşıyorlardı? Niçin bazıları iyi bazıları kötüydü? Niye bazıları mutlu, bazıları mutsuz?
- Okumayı çok sever, her zaman kitaplara dalıp giderdi. Onun en çok sevdiği şey, ona en değerli ödül kitaptı.
- Herkes gidebilir, herkes kacabilir ama, herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz.
- Kötülük; ne de olsa, yeryüzünde bir gün geliyor, hak yerini buluyor, kimsenin yaptığı kötülük cezasız kalmıyor.
- Yazın yıldızlar, insana, daha fazlaymış gibi geliyor. Keşke hayat da böyle olsaydı, "Işık saç ve başka derdin olmasın.
- Aslında her insan bir romandır ve biraz kahramandır. Gün gelir anlar ki, harcadığı tek şey hayalleri değil, zamandır.
- İnsanın çok büyük bir mutluluğa ihtiyacı yoktur. Bir çiftçi için mutluluk, kendi tarlasını sürüp ekmek ve ürün almaktır.
- Gitmekle kendinden kaçıp kurtulacağını mı sanıyorsun? Nereye gidersen git, üzüntülerin de seninle beraber gelecektir..
- Evet, eskiden olduğu gibiydi her şey. Lokmamı yutarken gözyaşlarımı tutamadım: “Ekmek ölümsüzdür, iş de ölümsüzdür!” dedim.
- Sen konuşmaya tenezzül etmezsin suskun sanırlar, ve umursamaz. Bilmezler ki, bir konuşacak olsan yüzüne bakacak yüzleri kalmaz!
- Bu insanlar niye böyledir ? Niçin bazıları çok iyi, bazıları çok kötü oluyor ? Niçin herkesin korktuğu, çekindiği insanlar var, bir de kimsenin korkutamadıkları!
- Huzursuz bir insansın sen. Her şeyle mücadele etmek istiyorsun, Vaktiyle ben de öyleydim. Hayatı olduğu gibi kabul et, ne alabilirsen al ve mutlu olmaya bak.
- Elinden malını mülkünü, varını yoğunu alsalar, bundan ölmezsin. Bunları yine edinebilirsin. Ama senin onurunu kırar, vicdanını öldürürlerse, işte buna çare yoktur...
- Mutluluk; Bizim hayata bakış açımızla, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk ufak tefek şeylerin birbirini tamamlamasından doğuyor.
- Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve 'evrensel' olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar 'tipik insan' ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.
- Sen ona iyilik edersin, o sana kötülük. Utanmak, arlanmak da bilmiyorlar. Sanki kural bu imiş. Hep kendilerini haklı görürler. Herkes onlara kul-köle olsun. Kul-köle olmazsan zorla yaptırırlar bunu.
- Üstesinden gelemediği çelişkilerle başbaşa kalan insan, moral bakımından derinden derine sarsılır ama bunu kimseye söyleyemez, çünkü ona kimse yardım edemez. Bu korkunç bir yer kayması gibidir.
- Her yazar bir milletin çocuğudur ve o milletin hayatını anlatmak, eserlerini kendi millî gelenek ve törelerini kaynak alarak zenginleştirmek zorundadır. Benim yaptığım önce bu, yani kendi milletimin geleneklerini ve hayatını anlatıyorum. Fakat orada kaldığınız takdirde bir yere varamazsınız. edebiyatın millî hayatı ve gelenekleri anlatmanın ötesinde de hedefleri vardır. Yazar, ufkunu millî olanın ötesine doğru genişletmek ve 'evrensel' olana ulaşmak için gayret göstermek durumundadır. İyi yazar 'tipik insan' ortaya koyma ustalığına erişen yazardır.
- İnsan bugün kendisini olduğu gibi kabul eder; ama onun tabiatında yarın başka biri olmak vardır.
- Gün gelir ve anlar ki insan; Yaşadığı her şey bir yalandır..! Geriye vazgeçemediği bir Aşk ve kabullenemediği bir yalnızlık kalır.
- Aslında her insan bir romandır ve biraz kahramandır. Gün gelir anlar ki, harcadığı tek şey hayalleri değil, zamandır.
- Kadın kapris yapıp alınganlaşıyorsa sorun yok. Bir çözüm aradığını gösterir bunlar. Bil ki asıl sorun, sustukları zaman başlar.
- Sen kendini biliyorsan, bil ki kendini bilmezlerin söyledikleri anlamsızdır. Unutma gereksiz eleştiri sadece gizli hayranlıktır.
- Affedince yorulur insan, yalnız kaldığında bir de; ama insanı en çok yoran şey hayal kurmaktır, olmayacağını bildiği halde.
- Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir; bazen çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelir durur. İnsan tek başına böyle yolda yürüyemez. Ama birleşenler, birbirlerine omuz verenler her engeli aşar.
- Sen konuşmaya tenezzül etmezsin suskun sanırlar, ve umursamaz. Bilmezler ki, bir konuşacak olsan yüzüne bakacak yüzleri kalmaz!
- “Önemli olan geçmişi sözlü ya da daha önemlisi yazılı olarak, bunu bugün bizim işimize yarayacak şekilde anlatmaktır. Hiçbir yararı olmayacak yanlarını bir kenara bırakarak anlatmak… İşte bu kurala uymayanlar düşmanlık etmiş, suç işlemiş olurlar.