Émile Zola

Émile Zola
Doğum tarihi	2 Nisan 1840, 1840
Doğum yeri	Paris, Saint-Joseph Sokağı
Ölüm tarihi	29 Eylül 1902, 1902
Ölüm yeri	Paris, Bruxelles Sokağı
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi

Gerçeği susturup, yeraltına gömseniz bile, büyüyecektir. Gerçek yürüyor, onu hiçbir şey durduramaz.

Émile Zola (2 Nisan 1840 – 29 Eylül 1902), Fransa'da natüralizm akımın öncüsü ünlü yazar.

Sözleri

• Her şey sadece bir rüya.  
• Yalnızlık iyidir, insan kafasını dinler.     
• Ümit gidince, yaşamak zevki de gider.  
• Dünyada biricik acı, sevildiğini sanmamaktır.  
• Gerçek yürüyor, onu hiçbir şey durduramaz.   
• İnsan; Dünyanın en geç olgunlaşan meyvesidir.   
• Başarı her şeyi temizleyen altın yaldızlı bir alevdir.  
• Nefsine hakim olamayan, hiçbir şeye hakim olamaz.  
• Gerçeği susturup, yeraltına gömseniz bile, büyüyecektir.  
• Hiçbir şey, bir zihni karşılığı olmayan sevgi kadar yoramaz.   
• İnsanlık yalanı ve adaletsizliği kılıçla değil, kitapla yenecektir.  
• İnsan üzüntülerini anlatarak başkalarını memnun etmemeli.   
• Tehlikenin gözünün içine baktın mı onun sana zararı dokunmaz.  
• Adalet sadece gerçekten, mutluluk ise sadece adaletten doğabilir.   
• Hiçbir süs ve makyaj bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez.  
• Gelecek umutsuz oldu mu, şimdiki zaman korkunç derecede acılaşır.    
• Yalnız olmak daha iyidir, anlaşmazlığa düşecek kimsen olmaz böylece.     
• Şansın önünüze çıkardığı serveti yoksullara geri verecek yürek yok sizde.  
• Ben sakin olmayı severim, çünkü anlaşabilmenin en iyi yolu sakin olmaktır.   
• Yetenek yoksa sanatçı olmaz, ama çalışmadıkça yetenek hiç bir işe yaramaz.   
• Gerçeğin yerin altına gömseniz bile, o bir gün büyüyecek ve ortaya çıkacaktır.    
• İrtica saltanatını, bir ülkenin eğitimini ele geçirerek kurar ve böylece kökleşir, kalır.   
• Bir kişiye karşı yapılmış haksızlık, bütün insanlığa karşı yapılmış haksızlık demektir.  
• Ben sözcükleri sevmem. İnsan birini sevdi mi, yapabileceği en iyi şey onu göstermektir.   
• Yalnız güzelliğin ölümsüz olduğu hiç de doğru değildir; hayat güzellikten daha ölümsüzdür.   
• Son kilisenin son taşı son rahibin üstüne düşmedikçe uygarlık mükemmele erişemeyecektir! 
• Gerçeği yerin altına gömseniz bile, o bir gün büyüyerek patlayacak ve her şeyi yok edecektir.  
• İnsan haklı oldu mu, yüreğine kuvvet geliyor, bileği kolay kolay bükülmüyor, öyle değil mi ha?     
• Kimileri gerçeği satarlar. Kimileri ise, hiç olmazsa onu söylemiş olmaktan yarar sağlamak isterler.   
• İnsanoğlu yeryüzünde hak ve adaleti gerçekleştiremeyecekse, toptan yok olsun çok daha iyiydi!    
• Gerçeği susturup, yeraltına gömseniz bile, büyüyecektir. Gerçek yürüyor, onu hiçbir şey durduramaz.  
• Pırlantadan alınmayan vergi, kitaptan alınıyordu. Çünkü pırlanta alandan değil, kitap okuyandan korkuyorlardı.  
• Bu dünyaya ne yapmaya geldiğimi sorarsanız. Cevabım şu olacak; hayatımı yüksek sesle yaşamak için buradayım.    
• Göklerde, umutsuzluklarla sızlanan soluklar vardır. Gece, loşluğunun içinde kefenler getirerek ta yükseklerden iner.  
• İnsanın alışamayacağı hiçbir şey yok. Alışıyoruz, ama çok şey kaybediyoruz. Kendimiz, kendimizi böyle tüketiyoruz.  
• Yeryüzünde tek bir mabet taşı kalsa ve ona sahip çıkacak tek bir din adamı bulunsa, yine uygarlık için ciddi bir engeldir!   
• Özgürlüğünü ısrarla arayan bir kadının ahlaki gücü, köleliği benimsemiş, binlerce sessiz kadının gücünden daha fazladır.     
• Hayvanların kaderi gülünç görünme korkusundan daha önemli benim için, insanın kaderiyle inceden inceye bağlı çünkü.
• Dünyayı bir günde yıkıp yeni baştan yapamazsınız. Bir günde her şeyi değiştireceklerini söyleyenler ya şarlatan ya da alçaktırlar.  
• Okullarda beyinleri yıkanan genç kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman, ülke çıkarlarının değil, kendilerini eğitenlerin sözcüleri olacaklardır.    
• Bana sorarsanız eğer, bu hayata ne yapmaya geldin diye, size şunu söyleyeceğim: Ben bu hayata, sonuna kadar yüksek sesle yaşamak için geldim.   
• Gerici eğitim sistemi ile beyinleri yıkanan genç kuşaklar yönetimde görev aldıkları zaman; ülke çıkarlarını değil, kendilerini eğitenlerin sözcüleri olacaktır.   
• Bir yurttaş düşünün ki hep kendi yararına çalışıyor, hep kendi zaferinin sevincini düşünüyor, başkalarının mutluluğuna gözlerini kapıyor, bu insandan daha yalnız bir yaratık var mıdır?   
• Bir güz akşamı kadar hüzünlü sakinlikte hiçbir şey yoktur. Işıklar, ürpertili havada donuklaşır, yaşlanmış ağaçlar yapraklarını dökerler, yazın ateşli aydınlıklarıyla kavrulan kırlar, ilk soğuk rüzgârlarla birlikte ölümün geldiğini hissederler.   
• İnsanların dünyanın sonuna kadar, kurtlar gibi birbirlerini yiyip bitirmelerini seyretmek istiyorsan, kollarını bağlayıp sakinlik içinde durmak en bulunmaz çaredir. Ama bu olamaz. Buna karşı koymalı. Aksi hâlde devamlı bir adaletsizlik hâkim olacak ve zenginler her zaman fakirleri sömürerek yaşayacaklar.