Ertuğrul Günay
Türk siyasetçi ve hukukçu
Ertuğrul Günay | |
---|---|
Doğum tarihi | 1 Mart 1948 |
Doğum yeri | Ordu |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Ertuğrul Günay (1 Ekim 1948; Ordu), Türk siyasetçi ve hukukçu. 60. ve 61. hükümetlerde Kültür ve Turizm Bakanı.
Sözleri
değiştir- CHP Genel Başkanı bir kamera şakası sonucunda gelmiş bir kamera kazasıdır.
- (Kemal Kılıçdaroğlu için)
- Durdurun! Tekbir söyleyecek millet, bu nedir canım.
- (Ölen asker Ömer Çelik'in cenazesinde marş çalan askeri bando için)
- Üsküdar'ın tepesinde bir cami olmaz mı? Olur. Olmalı da. (...) Boğaz'daki camilere bakıyorum, birer mücevher gibi dizilmiş. Boğaz'ın kıyısında gerdanlık gibi. Hiçbirisi Boğaz'a basmıyor. Hiçbirisi Boğaz'ın görkemiyle yarışmaya kalkmıyor, arkadaki büyük yapılarla da. Halbuki yapardınız Boğaz'a bir büyük cami, her şey ondan ibaret. Onu yapmamışlar. Gerdanlığa, mücevher gibi dizmişler. Bence tepeye yaptığımız da o yeşillik içinde, alnın tacı gibi bir şey olmalı. Tacın içindeki o yakut gibi bir şey olmalı. Cesametiyle değil, zarafetiyle öne çıkmalı. Öyle bir şey yaptığınız zaman hepimiz ayağa kalkar alkışlarız. Ama bugünkü beton tekniğiyle daha büyüğünü yapmaya çalışıyorsanız, yaparsın, Gökkafesi yapanlar bugün utanıyor. (...) İstanbul'da bir Ak Mescit yok. Kırım'da var, Kazan'da var. Böyle mücevher gibi bir şey yapalım, cesameti değil, zarafetiyle ortaya çıksın, pırıl pırıl olsun, o tacın yakutu gibi, orada bir yerde gözüksün, hatta bence Ak Mescit olsun adı. Madem bu coğrafyayı Kazan'ı, Kırım'ı birbiriyle bağlamaya çalışıyoruz, adı da Ak Mescit olsun.[1]
- (Çamlıca tepesine cami projesi hakkında, 25 Kasım 2012)
- Taksim'e cami yapılması şart. Çünkü Taksim'in oluştuğu dönemdeki demografik yapı nüfus yapısı değişti. Şimdi orada Ağa Camii yetmiyor. Tarlabaşı'nda boş alan var. Otopark olarak kullanılan. Orada mücevher gibi, ebatlarıyla değil edebiyle bir cami yapalım. Büyüklüğü ile değil zarafetiyle bir cami yapalım. Taksim'e cami elbette, taksimin yayalaştırılması elbette ama insanların ezileceği yeni yapılar yapmayalım.[2]
- (Taksim meydanına cami projesi hakkında, 25 Kasım 2012)
- Satır aralarında Avrupa'nın sömürgeci ruhunun hala Avrupa'da kol gezdiğini üzüntüyle görüyorum[3]
- (17 Aralık soruşturması üzerine Ak Parti hükümetinin yaptığı görevden almalar ve olaya yaklaşımı ile ilgili olarak) Mesele anlaşılsın arkadaşlar gereğini yapar' diye düşündüm ancak soruşturmada saydamlığı sağlayacak olan adaletin ve emniyetin çalışmasına kolaylık getirecek bir davranış tarzı, hatta iktidarı kamuoyunda güçlendirecek olan bir yönetim tarzı tercih edilmek yerine işi kapatmaya, örtbas etmeye dönük bir yöntem belirlendi. Emniyette, yargıda ciddi müdahaleler yapıldı. Şimdi yasa değişikliği konumuna geldik. O günden bu yana ciddi bir akıl tutulması yaşanıyor. Bir hukukçu olarak bu yapılanları normal bir hukuk eğitimiyle ve siyasi akılla bağdaştırmak çok mümkün değil.[4]