Gurbet Kuşları (film)

Gurbet Kuşları, senaryosunu Orhan Kemal ve Halit Refiğ'in yazdığı 1964 yapımı filmdir. Orhan Kemal'in 1962 yılında yayımlanan Gurbet Kuşları adlı romanından uyarlanmıştır.

Alıntılar ve Diyaloglar

değiştir
  • "Bir binanın tepesine çıkmak için merdivenin en altından başlanır."
  • "Boş gezinmekle olmaz, Bunun burası İstanbul, Allah'ın arka cebinden peygamberi çalarlar vallahi."
  • "İş, bilenin; kılıç, kuşananın; devran, sürenin. Gözünü açmayana, aklını kullanmayana ekmek yok bu dünyada."
  • "Allah’ın izni ile şah olacağız İstanbul’da, şah!"

— Nereye varsam kendimin gurbetinde kaldım.


— Rüşvetsiz köy olmaz, rüşvetsiz şehir olmaz.


— Bugün bir güvercin gördüm şehirde. Bugün bir güvercin şiirden içeri...


— Niçin peşimden geldiniz?

— Sizlen konuşmak istiyorum.

— Olmaz burada konuşmak, görürlerse çok fena olur.


(Ayla ve Kemal bir tepenin üzerinden gecekondu mahallesini izlemektedirler.)

Kemal: İstanbul’a gelirken hepimiz ayrı hayaller içerisindeydik, her tuttuğumuz şeyin zahmetsizce elimizde altın olacağını umuyorduk.

Ayla: Yaşamak, daha iyi bir hayatı özlemek herkesin hakkı değil mi?

Kemal: Evet Ayla, yalnız bunu hak etmek için çalışmak, verimli olmak gerekir.

Ayla: Şu karşıda oturanlar kim bilir nereden göçüp buraya gelmişlerdir. Kendi küçük ve yoksul köylerinden hiç mi çıkmasaydılar?

Kemal: İnsanlar birbirlerini boğazlamayı bırakıp birlikte yaşamasını öğrendikleri gün dünya büyük bir şehir olacak. Ama bizler şimdilik kendi küçük evimizi onarmak zorundayız.

Yemek Sahnesi

değiştir

Murat: Fatma nerede?

Hatice: Yarının sebzesini almaya gitti çarşıya.

Murat: Bu kazık dururken niye onu gönderdin? Yahu bin kere söylüyoruz. Kız kısmı bakkala çakkala yollanmamalı ama dinleyen nerede... (Kemal'e dönerek) Sen niye gitmedin?

Kemal: Ders çalışıyordum.

Murat: Ders çalışıyormuş... Ulan bilemedin çeyrek saatlik bir iş. Gider alır gelir sonra gene çalışırsın. Hem ne çalış çalış! Allame mi olacaksın?

Kemal: Kim bilir? Belki de olacağım.

Murat: Bu dünyanın dingili ekmek oğlum ekmek... Sende zerre kadar düşünce olsa bizim gibi üçün beşin yoluna bakarsın.

Kemal: O seni alakadar etmez.

Murat: Bana bak... Biçimsiz biçimsiz konuşma gene.

Tahir: Hele beni dinle Murat. Benim evimde ben varken kimseye laf düşmez. Oğlumu okuturum okutmam, kızımı bakkala manava yollarım yollamam, o benim bileceğim şey.