Hüseyin Avni Dede

Hüseyin Avni Dede
Türk şair ve seyyar satıcı.
Doğum tarihi 1954
Doğum yeri Süleymaniye İstanbul
Vikipedi maddesi

Hüseyin Avni Dede (1954, Süleymaniye, Fatih, İstanbul), Türk şair ve seyyar satıcı. Sahaflar Çarşısı giriş kısmında bulunan büyük çınar ağacının altını mesken tutarak şiir kitaplarını, kasetler, pullar, fotoğraflar, eski para ve küçük antikalar satmasıyla tanınır. Uzun, sararmış şaç ve sakallarıyla Beyazıt'ın simgelerinden biridir.

Sözleri

değiştir
  • Acıya Kurşun Geçmez.
  • Yoksa ben, yok mu oldum.
  • Fildişi kulede mutlu olamam.
  • Gözlerim dost eliyle kör olmuştu.
  • Yüreğimi sebepsiz yokluyorsunuz.
  • Seninle birlikte ağlamak istiyorum.
  • Kırk kapıdan, kapınıza kadar geldim.
  • Acılarımın saltanatını sürdürüyorum.
  • Etrafımda dört dönmeyin yamyamlar.
  • Benim sana hürmetimdir bu yalnızlık.
  • Bu kahrolasıca gecenin beyni paslanmış.
  • Biraz daha beklersen mutlaka unutursun.
  • Yaşamak ölümden başka bir şey değilmiş.
  • Şairler ekmek yiyor, fırıncılar şiir okumuyor.
  • Yaşamak sözlük sayfalarında kalmış adınız mı.
  • Vücudumun ölümden sonra gülmesi boşuna.
  • Şairlik ne kelime... Biz gökyüzünü bile boyarız.
  • Şimdiye kadar taşıdığım en ağır yük, yalnızlığım.
  • Kendimden biliyorum. Sizi de ağlatırlar bir gün.
  • Biz insanlar için doğduk İnsanlar için yaşayacağız.
  • Bu kara gece, Penceremizden çamur gibi akmalı.
  • Yorgunum ölüler kentine ayak bastığım günden beri.
  • İnsanlar neden sevmezdi, Neden kötü bakardı bana.
  • Zaman bir su gibi akıp, Bütün acıların gözlerini oyardı.
  • Tanımadığım birinin mutlu olması bile beni mutlu ediyor.
  • Hem ölüyüm, Hem diriyim, Yaşayan dört ölüden biriyim.
  • Ağaçlar son duruşundaydı, Tel örgüler içerisindeydi zaman.
  • Sevinçlerimiz bile artık mekanik… Sevgisiz, saygısız otomatik.
  • Beni öyle bir şair yapmalısın ki, Acının ne olduğunu bilmeliyim.
  • Sizi de öksüz bırakırlar bu kentte, Bu kentte boynu bükük kalırsınız.
  • Annem beni merak etmişse, Pencere kenarında sokağı dinliyordur.
  • İnsanlar yalnızlığımın düşmanı. Çaresizliğimin en büyük korkusuydu.
  • Bütün insanlar düşmanımdı, Bir sabah uykusunda herkesle barıştım.
  • Ölü uykusu gibi geçmesin günler, Zaman mezar taşlarında yavaşlasın.
  • Telaş kimde sorarım, Sorarım kimde heyacan, Merhaba şair dostlarım.
  • Gönül ne kahve ister ne kahvehane, Gönül bir dost ister kahve bahane..
  • Kendimden biliyorum, sizi de ağlatırlar bir gün, nasibi acılardan alırsınız...
  • Bildiğiniz gibi parasız pulsuzum ben gene, Satırlarınızda kayboldu kederim.
  • Ağa camiinin önünde oturan şair, Kendine yetmeyecek ekmeği, ikiye böldü.
  • Belki bir sevda gibi unutur beni ölüm, Belki bir sevda gibi kaybolur kederim.
  • Tanrı gibi taparlar elin üç paralık dürzüsüne. insanı ister istemez şair yaparlar.
  • Ben artık eski avlularda yıkıyorum, Bir morgun kenarında unuttuğum yüzümü.
  • Ölümü çaresizlik diye tanımlamayın bana. Ölüm kafes içinde çırpınan bir kuştur.
  • Ölmek mühim değil ölmekten korkmuyorum. Yeter ki mezarıma şair diye yazınız.
  • Mayın tarlası gibidir. Yürekler uzun zaman, Kimse ölmesin artık, Ölmesin uzun zaman.
  • Ne olursa olsun yaşamı tanırız, Biraz daha utanırız geceden, Acıdan biraz daha utanırız.
  • Yormayın beni, Beni bana sormayın, Ben yalnızlığın yeni adı. Ölüm tarihim yok benim.
  • Gün olur alevlenirim, Gün olur sönerim, Bir gün öldüğümde şiirle süslenmiş tabut isterim.
  • Acıları bir kenara itmek isterseniz. Kendimden biliyorum. Zamanı kurşun gibi eritmek istersiniz.
  • Beni göremeyip gittikleri zaman üzülüyorum, onlar da üzülüyorlardır diye orada bekliyorum bazen.
  • Gene kafamda bir sürü eksiler, artılar. İçimde gecelerin kahrı. Yalnız ben ağlarım, ağlamaz martılar...
  • Mısralarımdaki hüzün, Bilmem nedendir. Fakat dudaklarımdaki; Tebessüm, İnsanları sevdiğimdendir.
  • Yaşamak iyileri ve kötüleri ikiye bölmemektir. Ölüme çare buldum. İnsanları sevmek hiç ölmemektir.
  • Yıllardır hiç değişmeyen yalnızlığı, Kollarından tutup evime götürdüm, Geldiğimizi hiç kimse görmedi.
  • Evren büyük bir gecekondu, Evren büyük bir ahır, İnsanlar birbirini sevmezse, Nasıl çekilir bunca kahır.
  • Dünyayı Değiştirmek istesem kötülüğü ortadan kaldırmak isterdim. Kötülük diye bir şey olmasın isterdim.
  • Gittikçe yakınlaşır kıyıyı seyreden zambakların kokusu, zamansız ağaran beton evlerin tahta balkonlarından.
  • Bir dost eli miyim, Yoksa bir düşman eli miyim, Bilmiyorsunuz insanları sevdiğimi, Söyleyin ben deli miyim.
  • Ben nisan aylarını çok severdim, Oysa geçip gitti nisanlar, Beni öldürdüyse insanlar öldürdü, Yaşattıysa insanlar.
  • Farkında değilsiniz günler geçiyor. Dün komşu kadını tabuta koyup götürdüler. Ölmek güzel aslında yaşamak daha güzel.
  • Bana dünyada herkesin yardımı oldu. iyi insanlarda hayatını sevmesini, kötü insanlarda zorluğa karşı koymasını öğrendim.
  • Sosyal bir güvencem yok tabi ama insanlardan aldığım o enerji beni dengeliyor. Zannediyorum ki yani hiç parasızlık çekmeyeceğim.
  • Bu şehri kurşunlamak istiyorum, yüreğimde bıçak yarası var, her tarafım heykel oldu acıdan, cebimde ne ekmek ne de yol parası var.
  • Sokaklarım koyu karanlıktır. Koyu karanlıktır düşlerim. İşte bunun için hüzün çökmüştür yüreğime, Aydınlıkta pek belli olmaz gülüşlerim.
  • Ne gecem belli artık ne de gündüzüm, Kendi yüzümden başka yüzler taşımaya başladım. Bir çınarın eskimeyen yüzüne asılı kalsın yüzüm.
  • Beni kimse anlamadı ki siz anlayasınız, Siz insanlar ne kadar kötüsünüz ne kadar iyi, Kaç kuruşunuz kaldıysa hepsini bana sıkın. Ne olur almayın yüreğimdeki sevgiyi.
  • İnsan sevgisine inanıyorum. Yani birisi sana kötü davransa da sen ona iyi davrandığın sürece o kötü davranmaya devam etse de eninde sonunda hatasını anlayıp iyi davranmaya başlıyor.
  • Ben bu şehirde doğacak, Ben bu şehirde yaşayacak, Ben bu şehirde sürünecek adam değildim. Biliyordum bu şehir bana dardı, Biliyordum bu şehirde bir yığın, İnsan şeklinde hayvan vardı.
  • Mutluluk en önemli şey, sağlık olması. İnsan ilişkileri içindeki o evrensel duyarlılığı korumak, yaşatmak, herkesle iyi geçinmek, herkesi mutlu etmek, sevginin saygının olduğu her şey beni mutlu eder.

Kapanacak yara sevinecek insan

Papuç deliğinden seyrettiğimiz dünya

Zafere kendi ayaklarıyla gidecek

Islıklarla karanfillerle şarkılarla

Bu şiir okunduğu zaman...

Hüseyin Avni Dede  / Ben Ölmeden Önce  / Haziran 1977

ACIYA KURŞUN GEÇMEZ

Ayaklarımın altına mayın

serpilmiş bir gündü

yani hapishaneden kaçtıgım bir gündü.

Zihni'nin verdiği

kağırda şiir yazıyordum.

Kuşlar tren yolundan su içiyordu

ben bu şiiri yazarken

önümden tren üstüne tren geçiyordu.

Bir ayağım tank olmustu

bir ayağım papatya

uzaktan özgürlük diye bir şey koktu.

Göztepeden ilk trene binecektim

binecektim ama param yoktu.

Çaresizdim umutsuzdum.

Karnım gene ekmekle doymustu

Duvar kenarına bırakılmış

kuru bir ekmekle

Düşünüyordum...

Düşündüğüm zamana ölüm kol geziyordu

açlık kol geziyordu

parasızlık kol geziyordu

üstüme çöküyordu gecelerin sisi

Kimi şarkılar söyleyerek

geçiyordu yanımdan,

küfürler ederek kimi.

Herkesin sırtında güzel paltolar vardı

benımse eski bir ceketim

hem karnım acıkmıstı hemde üşüyordum

yollar uzuyor,şiirler uzuyordu.

Açlığın kucağına düşüyordum.

Şimdi beklediğim bir kadın var

bu havada cıkıpta gelmeyecek

gelsede beni bulamıcak

biletsizz beş parasız

birazdan trene bineceğim

ve açlığa karşı koymak için

altıncı istasyonda ineceğim

Altıncı istasyonda ağlasam

bulutlar ıslanacaktı gökyüzünde.

Gazeteler öldüğümü yazıyordu

oysa öldüğümü bilmiyordum

parklarda yattığımı biliyordum

Gözlerim dost eliyle kör olmuştu

gözlerim uzağı seçmiyordu.

Çaresizliğim kurşun üstüne kurşun yesede

Anladımki acıya kurşun geçmiyordu...

____________________________________________________

Alıntılar

> Hüseyin Avni Dede Şiirleri-1/ Yormayın Beni Bana Sormayın

> Hüseyin Avni Dede Şiirleri-2/ Busesiyle Kaybolan Derviş Sesiyle

> Hüseyin Avni Dede Şiirleri-3/ Sakalımdan Bir Tel İster misin?

> HÜSEYİN AVNİ DEDE ACIYA KURŞUN GEÇMEZ DİNLE