Hababam Sınıfı
Hababam Sınıfı, senaryosu Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden Umur Bugay tarafından uyarlanan, başlıca rollerini Münir Özkul, Adile Naşit, Kemal Sunal, Halit Akçatepe ve Tarık Akan gibi isimlerin paylaştığı, 1975 yapımı Türk filmi.
Hakkında söylenenler
değiştir- Hepimizin sınıfıdır o... Öğretmeniyle ve öğrencisiyle... Kara tahtası, tebeşir kokusu, haytaların gürültüsü, kağıt hışırtısı, sıra gıcırtısı, yazılısı, sözlüsü, kopyası, karnesi, yoklaması ve bütünlemesiyle okul hayatının acı ve tatlı anıları... Türkiye'nin gerçeği içinde orta eğitim hayatını mizah edebiyatında klasikleştiren bir eserdir Hababam Sınıfı. Köy gerçeği, şehir gerçeği, Anadolu gerçeği, İstanbul gerçeği diye yürüyen edebiyatımızda görülüyor ki bir de "Hababam Sınıfı gerçeği" var ve Türk toplum hayatının çok önemli bir kesitidir o.
- Üzüntüyle görüyoruz ki eğitim sistemimiz çağdaş koşullarla donatılmadıkça hababam sınıfları varlıklarını, Hababam Sınıfı dizileri güncelliklerini sürdürecektir. Oysa biz Türkiye'de tek bir hababam sınıfı kalsın isterdik: Rıfat Ilgaz'ın Hababam Sınıfı.
- Çınar Yayınları/1985
Diyaloglar
değiştir[Mahmut Hoca kürsüye geçip oturur. Gözlüğünü takar, gözlüğünün üstünden tüm sınıfı dikkatle süzer.]
- Mahmut Hoca: Bu ilk dersimizde isterseniz biraz birbirimizi tanıyalım.
- Damat Ferit: [Ayağa kalkar, laubali bir tavırla] Yaa, iyi olur hocam. Tanışalım. Bendeniz Ferit Eken.
- Güdük Necmi: [Ferit'in sırtını tapışlayarak] Kendisine Damat Ferit deriz. [Güler]
- Mahmut Hoca: Damat Ferit Bey! Yaşın kaç?
- Damat Ferit: 25 bitiyor. [Doğrulur] Göstermiyorum, değil mi hocam?
- İnek Şaban: [Sessizce] Küçül de cebime gir eşşoğlueşşek!
- Damat Ferit: [Şaban'ın kafasına bir şaplak atar.] Hastir len!
- Mahmut Hoca: [Bir an o kaynaşmaya bakar] Senin yaşıtların üniversiteyi bitirmiş, sen hâlâ lisedesin ha?
- Damat Ferit: [Alaylı] Acelemiz yok be hocam. Sindire sindire okuyoruz. [Bastıra bastıra] Çift dikiş.
- Mahmut Hoca: [Kalkar, Ferit'in olduğu bölgeye doğru yürürken Güdük Necmi'ye işaret eder.] Sen kaç yaşındasın?
- Güdük Necmi: 23.
- Mahmut Hoca: Adın ne?
- Güdük Necmi: Güdük hocam. Güdük Necmi derler bana.
- Mahmut Hoca: Soyadın yok mu oğlum?
- Güdük Necmi: Eeee... Soyadııım. [Düşünür, Şaban'ı dürter] Neydi benim soyadım be?
- Mahmut Hoca: Demek 23 yaşındasın Güdük Necmi.
- Güdük Necmi: Hı-hı, evet.
- Mahmut Hoca: Baban ne iş yapar?
- Güdük Necmi: Pek iyi bilmiyorum ama, galiba karanlık işler çeviriyor hocam!
- Damat Ferit: Möööö!
- İnek Şaban: [Hışımla arkaya döner] Ulan!
- Mahmut Hoca: [Tekrar kürsüye dönerken sesi duyup hışımla döner] Kim o inek?!
- İnek Şaban: [Refleksif bir halde kalkıp cevaplar] Benim efenim.
- Mahmut Hoca: [Gülümser] Yaaa. Memnun oldum. Neden inek diyorlar sana? Çok mu çalışkansın?
- Damat Ferit: Hocam onun inekliği çalışkanlığından değil.
- Güdük Necmi: Doğuştan hocam.
- Mahmut Hoca: Peki bu yaşta neden hala lisedesin?
- İnek Şaban: [Gururla] Benim peşimi kızlar bırakmıyor da... [Güler] Vahşi bir cazibem varmış.
- Domdom Ali: İnek cazibesi.
- Mahmut Hoca: [Gülerek] Her okulda öğretmenlerin de sizin olduğu gibi bir takma adı vardır. Zahmet edip isim aramayın. Bana Kel Mahmut derler. Bu saçları 25 yıllık öğretmenlik hayatımda döktüm. Sınıfınız hakkında duyduklarım ve gördüklerim pek de hoş değil. Okuldan kaçıyormuşsunuz, kaçırtmam! Gördüm. Ön bahçede top oynuyorsunuz, oynatmam! Haaa! Sigara da içiyorsunuzdur herhalde.
- Hayta İsmail: [Hafif şaşkın pozlarında] Ne münasebet hocam. Ağzımıza bile sürmeyiz.
- Mahmut Hoca: İçerken görmeyeyim, canınızı yakarım! Kopyaya gelince... Ne kendi dersimde çektiririm ne de başka bir öğretmeninizin dersinde. Haberiniz olsun.
- Öğrenci: Hocam kopya kim, biz kim?
- Mahmut Hoca: Otur yerine! Söz vermeden de konuşma bir daha! Okulda patırtı, gürültü, kavga istemem. Canınızı yakarım. Derslere saatinde girilecek, yemek saatinde yenilecek, tam saatinde yatılıp tam saatinde kalkılacak.
- İnek Şaban: [Damat Ferit'e fısıltıyla] Saat gibi herif ha.
- Mahmut Hoca: Bu dediklerimi yaparsanız iyi geçiniriz. Yok yapmazsanız, siz bilirsiniz!
[Hababam Sınıfı'nın sene sonu müsameresinde tam da "Çilli Bom" şarkısı sırasında Müdür kucağında Damat Ferit'in kızıyla salona girer]
- Müdür: Durdurun bu rezaleti!
[Sessizlik... Bütün gözler müdüre döner. Damat Ferit başta tüm Hababam ve Hafize Ana'nın gözlerinde dehşet, Mahmut Hoca'nın gözlerinde ise üzüntü vardır.]
- Müdür: [Çocuğu göstererek] Bu kimin bu?!!
[Sessizlik]
- Müdür: [Sahne önüne doğru yürüyerek] Okulumuzda bir tek gayrimeşru çocuk eksik! Aferin!
[Sessizlik]
- Müdür: [Sahne önüne doğru yürümeye devam ederek] Kiminse bu çocuk çıksın ortaya!
- Damat Ferit: Çocuk benim!
- Müdür: Tabii, başka kimin olabilir, serseri herif! [Mahmut Hoca'ya döner] Okulumda neler dönüyor, sizin haberiniz yok Mahmut Bey? Aşk olsun!
- Mahmut Hoca: Yanılıyorsunuz, her şeyden haberim var.
- Müdür: Yaaa? Bunu bana neden söylemediniz?
- Mahmut Hoca: Siz... [Duraksar] Anlayamazsınız!
- Müdür: Şimdi bir müfettiş gelse, bu rezaleti görse ne cevap verirdiniz? Bana okulu mu kapattıracaksınız? Ben size o maaşı okulda disiplini sağlamanız için veriyorum!
- Mahmut Hoca: Bundan sonra vermezsiniz. Kendinize eli sopalı bir yardımcı bulursunuz.
- Müdür: Şimdi hemen okulu terk edecek bu serseri!
- Mahmut Hoca: Hayır! Bir yere gitmeyecek!
- Müdür: Öğrencinin önünde tartışmayalım. Bu okulda son kararı ben veririm!
- Mahmut Hoca: Çocukların hayatlarıyla ilgili kararları da ben veririm.
- Müdür: [Sertçe] İleri gidiyorsunuz!
- Mahmut Hoca: [Aynı sertlikte] Siz ileri gidiyorsunuz! [Elini kalbine götürür] Ben tüccar değilim! Eğitimciyim! [Diğer öğretmenlerin kollarına yığılır.]
Replikler
değiştir- Mahmut Hoca: Ne yaptın evladım?
- Ferit: Sevdim hocam.
- Şaban: Ben altına gireyim, sen çadırı kur.
- Veli: Ben döverim, hem de çok döverim. Ama severim de. Ne de olsa evlat.
- İsmail: Hocam biz öyle bir nesiliz ki...
- Şaban: Aa, Mahmut Hoca.
- Şaban: Aa, bunlar kız mı?
- Şaban: Beyler tünelin sonu bombok bir yere çıktı!
- Mahmut Hoca: Ben tüccar değilim, eğitimciyim.
———
Müfettiş: Kaç yaşındasın?
Güdük: 1453.
Müfettiş: Romayı kim yaktı?
Güdük: Anamız.
Müfettiş: Senin anan kim?
Güdük:Kanuni Sultan Süleyman.
Müfettiş: İlk Halife kimdir?
Güdük: İmparator Neron.
Öğretmen: Romayı kim yaktı?
Şaban: Vallahi ben yakmadım.
Öğretmen: Oğlum! Romayı kim yaktı dedim!
Şaban: Vallahi ben yakmadım dedim Müdür Bey!
Öğretmen: Ne diyor bu?
Güdük: Şaban yalan söylemez Müdür Bey. Ben yakmadım diyorsa yakmamıştır.