Harun Kolçak
Türk müzisyen, şarkıcı-şarkı yazarı
Harun Kolçak | |
---|---|
Doğum tarihi | 15 Temmuz 1955 |
Doğum yeri | İstanbul |
Ölüm tarihi | 19 Temmuz 2017 |
Ölüm yeri | İstanbul |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Harun Kolçak, ( 1955-2017 İstanbul) Türk pop şarkıcısı.
Sözleri
değiştir- Vegan olduğumdan beri vicdanım rahat.
- Hayatı, gereğinden fazla ciddiye almamayı öğrendim.
- Ölüm, biz insanların hep ötelediği, halı altına attığı bir şey.
- Biliyorsun. Herşeyi yok edemem, Anlamıyorsun. Geçmiş silinmiyor.
- Unutma; sen gelecek planları yaparken, hayat da kendi planlarını yapıyor.
- Tanıdıklarım, hüzün kadar neşeli biri olduğumu bilir. İkisini bir arada severim.[1]
- Ve. evet. hayvanları insanlardan daha çok seviyorum. Aha bu da kapak olsun.
- Nerede ve ne şartlarda olursa olsun, yaşadığım yeri güzelleştirmeyi öğrendim.
- Kim ne derse desin bu dünyadan güzel izler bırakarak gideceğimi düşünüyorum.[2]
- Zamanı ve sözleri, dikkatsizce kullanmamayı öğrendim... Çünkü geri alamıyorum.
- En önemlisi de, kendime gülmeyi, kendimle eğlenmeyi, kendimi sevmeyi öğrendim!
- İlla birilerine yemek vermek isterseniz sokak hayvanlarına verin. (bu en net isteğimdir.)
- 'Şiddeti, vahşeti kınarken, o şekilde öldürülen hayvanları yemenize şaşırıyorum aslında.
- Cesedimi o poşetle toprağa gömüp üzerine bir ağaç dikilmesini istiyorum. Mezar taşı isim falan istemiyorum.
- Hayattaki en önemli çözümün, neyin "önemli" olduğuna karar verip gerisini çöpe atmak olduğunu öğrendim.
- ”Kaybedecek neyim var?" demek yerine , yaşadığım her şeyde "kazanacak çok şeyim var!" demeyi öğrendim.
- İşlenmiş, ambalajlı hiçbir ürünü yemiyorum, zaten veganım. Bu kanseri yenmemde yardımcı oldu, zararlı hiçbir yiyeceği tüketmiyorum.
- Elimden geldiğince bütün canlılara yardım etmeye çalışan biriyim. Bu, inancımdan değil, kendi yapımdan kaynaklanıyor. Bu şekilde yaşıyorum.
- Yapmak istediklerimden asla vazgeçmemeyi, büyük düşlerin gerçeklerden daha güçlü olduğunu ve "başarmanın en kısa yolu" olduğunu öğrendim.
- Bütün dünya film seyrediyor gibi oldum, her şey illüzyon oldu da ben dışarıdaymışım gibi. Doktor konuşuyor ama hiç duymuyorum, birkaç gün sürdü bu durum.
- Kanser olduğumda ben ünlüymüşüm gibi bakmadım, bir süre sakladım, acitasyonu sevmediğimden. Ama sonra ‘ben insanım ve hasta olabilirim’ diye düşündüm.
- Öyle mevlit falan bahanesiyle hatim indirmeye arkamdan iyiliğim için dua falan etmeye kalkmayın, yaşarken yapmadığınız iyiliği ölünce yapmaya kalkmayın. Yemem.
- Durum ne kadar vahim olursa olsun, soğukkanlılığımı yitirmemeyi, gülümsemeyi; her şeyi negatif ve kötü düşünen, mutsuz olan insanlardan ayrı kalmayı öğrendim.
- Düşündüm, ‘radyoterapiye giderken bir araba çarpabilir, burda zırt diye ölebilirim’? E o zaman? Ölüme giderken paniklemedim, hayatla dalga geçtim. Başka çarem yok.
- Annemin ölümü kırılma noktam oldu, hayatımdaki en büyük travmadır o. Ardından çok kısa süre sonra kanser olduğumu öğrenmem. Bu iki olay hayatımdaki çok şeyin değişmesine sebep oldu.
- Ne cenazemde ne de sonrasında 3 üydü 7 siydi 40 ıydı gibi bahanelerle yemek falan vermeyin. Siz etli pide yiyin diye ölmedim ben. Benim canım için yediğiniz her lokma boğazınızda kalır. Bilesiniz.
- Annemin ölümünü atlatmak için psikiyatrik tedavi görüyordum, ilaç kullanıyordum. Bir de kanser olduğumu öğrenince mahvoldum. Önce ölümden kaçmaya çalıştım ama kağıtlar önünde duruyor: Kansersin!
- Kendini yorgun hissetsen bile, Başarı senden kaçsa bile, Bir hata sana zarar verse bile, Bir hayal yok olsa bile, Gözyaşların gözlerini yaksa bile, Kimse gayretini fark etmese bile, Nankörlük ödülün olsan bile, Anlayışsızlık seni gülmekten alıkoysa bile, Ve hatta her şey hiçbirşey olsa bile, Vazgeçme. YENİDEN BAŞLA.
- Dünyada, öleceğini bilerek yaşayan tek varlık insan. Bunu ötelemeyi de beceriyor insan. Hastalıkla, bu gerçekle yüz yüze geliyorsunuz. Bazı şeylerle yüzleşmek durumunda kalıyorsunuz. İki seçeneğim vardı: Ya acıya katılıp, kendimi yok etmek; ya da yaşama dört elle sarılmaktı. Ben, içimdeki “Tanrısal” güce sarılıp, sonuna kadar yaşamayı seçtim.[1]
- Elimde Göktürk alfabesine göre ismim, anne yazan bir dövme ve Türk bayrağı var. Bana estetik geliyor. Dövmelerimden memnunum sildirmeyi düşünmem.[2]
- Gönlümde yatan müzik rock’tır. Rock müzik, tabuları yıkar.[1]
- Her türlü rock müziği dinliyorum.[3]
- Müzikle iletişim kurmayı seviyorum. Müziğin dili kuvvetli ve evrenseldir.[1]
- Müzik sayesinde; duygular, düşünceler, pencereler farklı olsa da, herkes aynı frekansı bir yerde yakalıyor ve bir bütünlük oluşuyor.[1]
- Onno beni orkestrasına aldığında hayatımda yeni bir kulvar açıldı.[2]
- Onno’nun hayatını kaybetmesinden sonra pop müziğindeki çıta düştü. Onno yaşıyor, Atilla Özdemiroğlu ve Garo Mafyan gibi isimler de piyasadan çekilmemiş olsaydı pop müziğinde bu denli fast food şarkılar yapılmaz, dezenformasyon yaşanmazdı.[2]
- Ölüm, biz insanların hep ötelediği, halı altına attığı bir şey. Ancak doktora gittiğinizde tasdikli kâğıdı size gösterdiğinde şap gibi kalıyorsunuz.[2]
- Yapı olarak yalan söylemeyi beceremeyen, dinsel öğretilerde de vurgulandığı gibi kul hakkı yemeyen, elimden geldiğince bütün canlılara yardım etmeye çalışan biriyim. Bu, inancımdan değil, kendi yapımdan kaynaklanıyor. Bu şekilde yaşıyorum.[1]
Kaynakça
değiştirHarun Kolçak ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.