Küçük Kara Balık

Samed Behrengi'nin bir eseri

Küçük Kara Balık (Farsça: ماهی سیاه کوچولو), Samed Behrengi tarafından yazılmış olan ünlü bir çocuk kitabıdır.

Alıntılar

değiştir
Küçük Kara Balık:
"Hayır anne! Ben böyle gezip dolaşmalara katlanamıyorum artık. Buradan gitmeliyim," demiş.
Annesi:
"Mutlaka gitmen mi gerekiyor?" diye sormuş. (...) "Sabah sabah nereye gitmek istiyorsun?"
Küçük Kara Balık, "Bilmek istiyorum bu derenin sonu nerdedir?" demiş. "Bak anne, ben aylardır derenin nerede sonlandığını düşünüyorum ama bir türlü anlayabilmiş değilim. Dün geceden beri de gözüme uyku girmedi, hep düşündüm durdum. Sonunda karar verdim; kendim gidip derenin sonunu bulacağım. Başka yerlerde neler var bilmek istiyorum."
s. 12

Küçük Kara Balık: "Hayır anne!" demiş, "Ben artık bu gezintilerden bıktım usandım. Başka yerlerde neler olduğunu görmek için yola koyulup gitmek istiyorum. Sen belki de bu sözleri başkaları küçük balığa öğretti diye düşünüyorsun. Ama bilmelisin ki, ben uzun zamandır bunu düşünüyorum. Tabii diğerlerinden de çok şey öğrendim. Örneğin şunu öğrendim ki, balıkların çoğu yaşlanınca ömürlerini boşuna geçirdiklerini söyleyip yakınırlar. Sürekli sızlanıp beddua ederler, herkesten şikâyet ederler. Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp gitmek mi yoksa bu dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?"
s. 13

Annesi, "Balıkla salyangozun arkadaşlığı! Duyulmuş şey değil!" diye cevap vermiş ona.
Küçük Kara Balık da demiş ki:
"Ben de balıkla salyangozun düşmanlığını duymadım. Ama sizler onu hallettiniz [öldürdünüz]."
s. 16

Küçük Kara Balık : [Gölette rastladığı kurbağacıklara]
"Siz bu göletten hiç dışarı çıkmıyorsunuz ki... Peki, nasıl oluyor da , bütün dünyadan söz edebiliyorsunuz?" diye sormuş.
Kurbağacıklar da ona sormuş:
"Bu göletten başka bir dünya da mı var?"
Balık, "En azından bu suyun buraya nereden geldiğini, nereye gittiğini ve suyun dışında neler olduğunu dşünmeniz gerek," diye yanıtlamış onları.
s. 22–23

[Küçük Kara Balık] kendiyle konuşuyormuş:
"Şimdi ölüm çok kolay uğrayabilir bana! Ama ben yaşayabildiğim sürece ölümü karşılamaya gitmemeliyim. Elbette bir gün ölümle karşılaşırsam –ki karşılaşacağım– önemli değil, önemli olan şu an benim yaşamım veya ölümüm başkalarının yaşamını nasıl etkileyecek."
s. 45