— Senden ne haber Jack? Son duyduğuma göre… …Gençlik Pınarı’nı bulmaya heveslenmişsin. Şansın yaver gitti mi? — Koşullar beni sağduyu ve kahramanlık hakkında tekrar düşünmeye mecbur bıraktı. — Yani vazgeçtin. — Hayır, vazgeçmedim. Her zamanki gibiyim. Sen kendine bak. O pınardan su içeceğim Gibbs. Sana sözüm olsun.
— Benim kim olduğumu biliyor musun? — Yüzünüze aşina gibiyim. Sizi daha önce tehdit ettim mi?
Yanlışlıkla bir kralı kızdırmış olabilirim.
— Asılacak bir adama zorla kendi ipinin ilmeğini attırmak çok adice. — Ne ekersen onu biçersin.
Bir isyan ihbarı yapmak istiyorum Kaptan.
Ara sıra birilerini öldürmezsem benim kim olduğumu unuturlar.
Kaderle savaşmak aptallıktır!
Cesaretinizi toplayın ya da korkularınızla yüzleşmek için hazırlanın.
Bir şey istediğin zaman çok çekici olabiliyorsun Jack. Asıl hile ne istediğini anlamak.
— Yalan söylediğimi söylediklerim aslında yalan değillerdi. — Doğruyu söylediğini yalan söyledin. — Evet.
Hani insanlar yüksek bir yerde durduğunda atlama hissine kapılırlar ya. İşte bende öyle bir his yok.
Her şey ölür, hatta sen bile. Ölümün yaklaşmış diye duydum.
Birçok suçun var ama şu sayacaklarım tutuklanmana yeter: Korsanlık, ihanet, cinayet, en insafsız yöntemlerle işkence etmek ve bunlara bir adamın kıllı, çarpık sağ bacağını gaddarca çalmak da dahil.
— Aptalın tekisin. Sadece inancın verebileceği bir şeyi burada arıyorsun. — İnanç mı? İnanç görebilecek kadar aydınlık ama kör edecek kadar karanlıktır.
— İtiraf et Jack, hâlâ bana aşıksın. Bir kız kardeşin ve bir de köpeğin olsaydı… …ben köpeği seçerdim. — Bir hazine var, mücevherler dolu bir hazine! O hazineyle denizlerde hükümdarlık kurabilirsin. — Uyduruyorsun. — Bekle. Hamileyim. Senin çocuğuna. — Öyle bir şey yaptığımız hatırlamıyorum. — Sarhoştun! — Aslında ben hiç o kadar sarhoş olmam. — Bekle. Sana bir şey söylemek istiyorum. İlk tanıştığımız andan beri söylemek istediğim bir şey. — Söyle bakalım. — Seni seviyorum. — Ben de seni seviyorum. Hep sevdim. Hep de seveceğim. Gitmeliyim. — Jack! Bu iş burada bitmedi! Jack! — Iskaladın. — Sparrow! Seni piç kurusu! Seni bir gün elime geçireceğim!