Kasaba
Kasaba, Nuri Bilge Ceylan tarafından yönetilmiş 1997 yapımı Türk filmi.
- Evet, belki kabuğumda yaşıyorum. Kitaplar benim en iyi arkadaşlarım. Artık insanlara pek inancım kalmadı. Belki doğaya... Babana sorarsan hayatım boştu. Her yerde yaşamayı anlamadığını söylüyor
- Tamam belki cahil biriyim... Kara cahil... Bilmiyorum İskender... Tarihten anlamam. Ama kimseye bir şey koklatmayacaksan, bilginin ne faydası var? Fareler gibi kitaplar arasında dolaşmak yetmez, dışarı çıkıp insanların arasında olmak gerekir.
- Gençliğim boş bir sigara ucu gibi ziyan oluyor.
- Yaşamak için bilmen gerektiği kadar bil. Daha fazlasını bileceksin, ne olacak? İnsana dört değil iki kulak verilmiştir. Çünkü her iki kulakla da duyulabilir.
- Güçlüsün, dünyayı yerinden oynatabilecekmişsin gibi geliyor. Öte yandan dünyanın umursamadığı bu kasabada bir hapishane gibi yaşamak zorundasın. Sağdaki ağaca, soldaki ağaca bak, gitmezsen ne yapacaksın?
- Oğlum, ailemizde köyümüzde bile okuyan tek kişi sensin. dışarı çıktın. Yabancı dil öğrendin. Ama sonunda geri döndün ve buraya yerleştin. Bu tarlalardan ve yokuşlardan kurtulmak için okumadınız mı? Bütün bu bilgilerin ne için olduğunu anlamıyorum. Birimiz yerin dibine girdik ama sonumuz aynı. Er ya da geç.
- Daha gençsin, ölümden uzaksın ve böyle konuşuyorsun. Hiç olur mu.. Ölüme yaklaşırken insan düşünür ve ruhen hazırlanır. Yoksa dayanılmaz mı, buna inanmak zorundasın, değil mi? Yurtdışında kalır, nereye bakarsan bak, kime bakarsan yabancıdır.
- Ülke başka hiçbir şeye benzemez. Soğan yiyin ama kendi toprağınızda.
- İnsanları ve küçük hesaplarını anlamıyorum, onları yabancı ve ruhuma boğucu buluyorum.
- İnsan yalnız yaşayamaz. İnsanlar her zaman birbirlerine ihtiyaç duyarlar. İnsanlar doğrudan veya hayır kurumları aracılığıyla birbirlerine yardım ederler. Birbirlerinin acısını paylaşıyorlar.
- Askere gidene kadar bu kasabadan çıkmaktan başka bir şey düşünmedim. Ama o sabah geldiğinde, beni bu kasabaya bağlayan o güne kadar fark etmediğim daha derin bağlar olduğunu fark ettim.
- Hayatımın geri kalanında burada çürümek istemiyorum. Daha doğrusu bana sorulmadan verilen bu hayatı nasıl yaşayacağımı bilmiyorum.
- Her şeyi çok abartıyorsun. Bunca sevgi, bunca duygu nereden geliyor anlamıyorum. Mesela ben insanları sevmiyorum. Sevemiyorum. Hayvanlara da doğaya da bir şey diyemiyorum. Ama insanlara tahammülüm yok...