Kaybedenler Kulübü
- O sırada gökyüzünden bir örs düşse, ancak dokuz gün dokuz gece sonra varabilirdi yeryüzüne... ve tunçtan bir örs düşse yeryüzünden, ancak dokuz gün dokuz gece sonra varabilirdi göz bebeklerine.[1]
- Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir?
- Bazen büyük farklılıklar insanları birbirine daha da yakınlaştırır.
- Hiç aradığın şeyi bulduğunda, bulduğun şeyin aradığın şey olup olmadığına dönüp baktın mı?
- Yeryüzünde sana en uzak nokta sırtındır aslında.
- Bazen gidersin, sırf dönebilmek için.
- İnsan karar vererek aşık olmaz. Sadece bir bakar, olmuş.
- Bazı insanlar aile kurmayı öğrenirler. Yani buna değer verirler. Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum için erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu.
- Allah standarttan ayırmasın.
- Zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok.
- Sorular sadece cevabı duymak isteğiyle varolurlar.
- Kaybedecek bir şeyinin kalmaması, özgürlük galiba. Ama bunu kim elde edebilir, kim başarabilir, onu bilmiyorum.
- Rutine dönüşen her şey sıkıcıdır aslında. Ya bu yüzden komşunun çimeni bahçesindeki çimen bize hep daha yeşil gelir, her zaman.
- Aşık olmak anlık bir şey. Birden her şeyin çok parlak göründüğü, birden en pastel renklerin bile ısınmaya başladığı, birden tüm yemeklerin, çok daha lezzetli olduğu bir an bu.
- -- Eski sevgilimi hatırladım ya.
-- Hangisini?
-- Ya işte onu hatırlayamadım.
--Hiç birisinin sana sahip olduğunu düşündüğün oluyor mu ya da bir şeyin?
-- Evet evet fark ettim bunu. Her fark ettiğimde de gitmek istedim. Bazı insanlar aile kurmaya önem verirler, yani buna değer verirler; bazılarıysa başka birtakım şeylere değer verirler, bunlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplumun içinde erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yok sayma halidir, koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bir işe girmek için yarışır, güzel bir kadınla evlenmek için yarışır... Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu...
-- Aslında kazanmak nedir ki? En büyük zaferi kazandığında bir Antonious olduğunu düşün; Paris'e geldiğini ve o takın altında olduğunu ve bütün insanların senin altında olduğunu düşün ve gücün en üstünde olduğunu... Yalnız kaldığın o anda "n'oldu be, şimdi n'olacak?" diyorsan kaybedensin sen, kaybetmişsin. Yani o anda en büyük zaferin içinde kaybetmişsin.
-- Peki bunun farkında olmak; yaşlı bir Kızılderili'nin dediği gibi, "hayatın bize sunamadıklarını mı sunar" yoksa bir radyo dinleyicisinin dediği gibi "sanat diğer tüm şeyler gibi seks için midir?" Yaşlı bir Kızılderili ne kadar yanılabilir?
-- Bazen yanılabilir
-- Bazen susar
-- Bazen konuşmak ister
-- Bazen dinlemek ister
-- Bazen yalnız kalmak ister
-- Bazen arkadaş ister
-- Bazen gitmek ister
-- Gider bazen
-- Bazen gidemez
-- Bazen hiç gidememekten korkar
-- Bazıları sonsuz neşeye doğar
-- Bazıları sonsuz geceye
-- Bazen ölürsün
-- Bazen ölemezsin, bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin
-- Bazen kendinden uzaklaşmak ister insan
-- Bazen gidersin, sırf dönebilmek için
-- Bazen ağlarsın bayağı.
-- Bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı... Bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyorsun da bazen sen zaten içmeye gidiyorsun; bazen Acıbadem'den bir taksiye biniyorsun "Kadıköy'e" diyorsun; bazen yüzüne bile bakmıyor.
-- Bazen bir kadın geliyor, oturuyor karşına ve ağlıyor
-- Kadınlar hep ağlıyor
-- Bazen bir kadın sana, "en çok korktuğum şey bir kadının gözyaşıdır" diyor kendi adına, "eğer çok sevdiysen" diyor, "eğer çok sevdiysen", oysa bilmiyor ki sevmek de bir ana ait.
-- Her şeyin başı su.
-- Felsefenin de.
Bazen susarsın.
hiç olmadığı kadar çok susarsın,
o kadar çok konuşan insana inat,
ufak bir tebessümdür konuştuğun.
gülmek değildir,
acının dudaklarda bulduğu şekildir.
evet bazen susarsın çünkü farkındasındır.
- Yine sabah olacak, yine yeni bir gün başlayacak ve ben yine öleceğim.
- Doğru zamanda, doğru yerlerde olmamaklardan oluşur her zaman hayat.
- Bir kürenin üzerinde yapılan bütün yolculuklar, aslında yalnızca başlangıç noktasına yaklaşmaya yarar.
- İnsanın ruhu vücudunun en bitkin parçası. Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz için hayat sonu sonu olmayan bir yolmuş gibi geliyor bize.
- Bazen büyük farklılıklar insanları birbirine daha da yakınlaştırır.
- Bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız?
- Kadınlar; seni sen yapan özelliklere aşık olup, sonra senden o özellikleri almaya kalkıyorlar.
- -Geçen cumaya gittim
-Ne zaman?
-Salı. Ben hep salıları giderim. Daha sakin olur. - İyi geceler sayın dinleyen, sizinle yatmış mıydık?
- -Nasılsın
-Standart. - -Üff eski sevgilimi hatırladım ya.
-Hangisini?
-İşte onu hatırlayamadım.
Kaynakça
değiştir- ↑ Kaybedenler Kulübü