Mehmet Emin Ceylan

Türk hekim
Mehmet Emin Ceylan
Doğum tarihi 25 Ağustos 1956
Doğum yeri Çakıroba
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Mehmet Emin Ceylan, Türk hekim, psikiyatri profesörü, farmakolog.

Sözleri

değiştir
  • Ancak rüya gördüren bir uyku dinlendirici olabilir.
  • Dilin ilk sembolik temellerinin manik bir hasta tarafından atılmış olması ciddi bir olasılıktır.
  • İnferiöritesi yüksek hastalardaki öfke nöbetlerini en iyi uyku kontrol eder
  • Bipolar bozukluğa yatkınlıkta yıllar yılı biriken uykusuzluk vardır. Hastalar yıllarca kısa uyur ve sonunda biriken uykusuzluk eşiği aşarak mani "patlatır"
  • Bipolar depresif hastalar manik bir düşünce formu taşırlar, ama bunu uygulamaya sokacak enerjiden yoksundurlar, yakınma bundandır
  • Tedaviye dirençli depresif hastalarda sanıldığının aksine aynı gruptan özellikle de trisiklik antidepresiflerin kendi içindeki kombinasyonu önemli derecede yarar sağlar
  • Narsisistler depresyon yaşama potansiyeline sahip değildirler, o yüzden depresyon yaratacak kayıpları olduğunda depresyonu atlayarak doğrudan psikoza geçerler
  • Erişkin tip otistikleri şizofren hastalardan ayıran önemli özellik birincilerin hemen daima hedonik kompulsif ritüellere sahip olmalarıdır
  • Obsesif narsisistlerde hem geniş burun kanatları hem de çok sık burun kaşıma davranışlarına rastladım, spekülatif konuşursak bu onların burun mukozasını irrite eden sert kıllara sahip olmalarıyla mı ilgilidir acaba? Araştırmaya değer bir konu.
  • Davranış beyni değiştirir, psikoterapi dahil
  • Organizma geri bildirimlerle çalışır, açlık, tokluk, cinsel doygunluk geri bildirim esaslı olarak iş görür, psikiyatrik bozukluklarda ise psikolojik geri bildirim bozulmuştur
  • Psikopatolojinin tamamı enerjinin sakınımı kanununun bozulmasından ibarettir
  • Nöropil(sinir dalları) sayısını en erken arttırıp, en erken azaltan bölge işitme merkezidir, duyma o yüzden insan için her şeydir
  • Zihin kuramı gelişmemiş kişide matür bir benlik kurulumundan söz edemeyiz
  • Bir insan kendine karşı bir başkalaşım gerçekleştirdiği an benliğini kurar, kendinin içinde kaldığı durumda benlik geliştirecek bir ayrışmadan söz edemeyiz. Nöronların bir üst organizasyona ihtiyaç duyması için bir alt organizasyonu iyi biçimde tamamlamaları gerekir. Sinir hücreleri, nükleuslar, pleksuslar, bölgesel organizayonlar, loblar, hemisferler ve nihayet beyin kendi iç organizasyonunu iyi biçimde tamamlar ve sonrasında benliğe gereksinim duyar. İnsanın benliğini kurması ve "ben" demesi çok iyidir, çünkü ancak bu durumda tabiatın zorlamalarından kurtulmuş olur
  • Obsesif Kompulsif Bozuklukta yapıp yıkmak ve yeniden kurmak(undoing) bu kişilerin işleyen belleklerinin(working memory) zayıf kapasiteli olmasından kaynaklanabilir, düşük kapasiteyle işlem yapmanın etkili yolu, her aşamada gözden geçirerek ilerlemektir.
  • Hastalıkların birikme etkisi olduğunu biliyoruz, birkaç defa depresyon atağı geçirenlerin sonunda daha şiddetli ve daha uzun ataklar geçirmeye başlayacağı aşikardır; düşüncem bu birikimi almış babaların oğullarına/kızlarına da bu yapıyı depresyona aşırı yatkınlık biçimde aktardıkları yönündedir.
  • Psikiyatrik bozukluklar açısından azınlıkların daha seyrek ve fakat daha şiddetli ve uzun ataklar geçirdikleri yönünde bulgular var; bu sanırım kişinin hem riskli yaşam olaylarından uzak durduğunu hem de zor koşullarda kendi potansiyelini sonuna kadar kullandığını gösterir ki, hastalandığında da kişi artık kullanacak potansiyelinin kalmadığı inancıyla kendini bırakır.
  • Rahatlık fizyolojik olarak "danger signal" den kurtarıp kendini otomatik olarak "safety signal"e bırakmakla geliyorsa, mutluluk "safety signal" arayarak değil, "danger signal" ihtimalini azaltarak sağlanır.
  • Klinikte yalnızca duygudurum bozukluklarında değil, neredeyse bütün bozukluklarda düşük dozda da olsa bir anti epileptik eklemek tedaviye ek katkı yapıyor, acaba psikiyatrik bozuklukların hemen tamamı elektriksel bir dezorganizasyonla beraber mi ilerliyor.
  • İnsan düşüncesi sabah alacakaranlıkta kötümser, gündüz iyimserdir. Çünkü gündüz saatlerinde hızlı kalp atışları nedeniyle beyin iyi kanlanır, gece uykuda yavaşlayan kalp beyni kansız bırakır. Anlıyoruz ki, iyimser olabilmek sinir hücrelerinin güçlü bir organizasyonunu ve bunu besleyen yüksek bir mental enerji düzeyini gerektirir, kötümserlik bu enerji düzeyine ulaşamaamak nedeniyledir.
  • Sosyo-ekonomik gelişimini tamamlamamış toplumlarda iyilik ve kötülük insanların arasında dağılır, gelişimini tamamlamış toplumlarda ise insanın içinde dağılır.
  • Evriminin erken döneminde insan uzun uyumaz, kısa ve kopuk kopuk uyurdu. Dolayısıyla uykunun arasına gerçekler sokulurdu. Sonra insan uzun uyumaya başladığında bu gerçekler, uykunun içinde aralıklarla görülen rüyalara dönnüştü.
  • İnsan ilişkilerinin bozulma ihtiyacı vardır, bu ihtiyaç karşılanmadıkça ilişki uzun zaman sürdürülemez.
  • Bir insanın yaşam boyu yaşadığı kederin ve sevincin düzeyi ve çeşidi farklı olsa da onların yarattığı toplam ruhsal etki her insanda eşit düzeydedir.
  • Bir çocuğu yetişkinden ayıran en önemli şey onun dününün olmamasıdır.


[1][2][3][4][5][6]

Kaynakça

değiştir
  1. Ceylan ME, Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri I. Cilt I. Kitap Şizofreni (2005) ISBN 975-6125-02-0
  2. Ceylan ME Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri I. Cilt II. Kitap Şizofreni (2005) ISBN 975-6125-03-9
  3. Ceylan ME, Türkcan A Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri II. Cilt I. Kitap Alkol ve Madde Kullanım Bozuklukları (2003) ISBN 975-95382-0-2
  4. Ceylan ME, Türkcan A, Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri II. Cilt II. Kitap Demans (2006) ISBN 975-95382-0-2
  5. Ceylan ME, Yazan B, Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri III. Cilt Anksiyete Bozuklukları (2000)
  6. Ceylan ME, Oral T, Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri IV. Cilt Duygudurum Bozuklukları (2001) ISBN 975-95382-0-2