Monte Kristo Kontu
The Count of Monte Cristo , 2002 yapımı Alexandre Dumas'ın kitabından uyarlanmış film
- Napolyon: Şahlar ve piyonlar; imparatorlar ve aptallar...
- Mercedes: (Fernand'a) Hatırlıyor musun küçük bir çocukken Edmond'a düdük alınmıştı ve sana da midilli. Ve senin midillinle olduğundan daha mutlu olması seni çılgına çevirmişti. Ben senin için yeni düdük olmayacağım.
- Jacobo: Ölü akrabalarım üzerine yemin ederim, hatta ölmek üzere olanların üzerine bile: Sonsuza kadar senin adamınım.
- Edmond: (Albert'e) Hayat bir fırtınadır genç dostum. Bir an güneş ışığı parlarken bir de bakmışsın dalgalar kabarmış. Seni erkek yapan o fırtına geldiğinde ne yapacağındır. O rüzgarın karşısına Roma'da yaptığın gibi çıkmalısın.
- Jacobo: Bir yemin ettim. Seni senden korumak zorunda kalsam da seni koruyacağım.
Diyaloglar
değiştir- Edmond: Bunu neden yapıyorsun?
Fernand: Çok karmaşık.
- Edmond: Neden! (Kendisine ihanet edip askerlere teslim eden Fernand'a)
Fernand: Çünkü sen katibin oğlusun ve benim sen olmayı istememem gerekir.
- Villefort: Beni iyi dinle baba! Ben bu şehrin başyargıcı ve yeni rejimin bir temsilcisiyim. Ve kendi özbabamın haince ilişkilere girmesi hiç işime gelmiyor.
Clarion: Biliyor musun sonuçta ihanet bir tarih sorunudur ve imparator döndüğünde ben vatansever, sen hain olacaksın bunu biliyor muydun.
- - Şu an 'Neden ben Tanrım' diye soruyorsan cevap şu: Tanrı'nın bununla bir ilgisi yok. Aslında Tanrı yılın bu zamanı Paris'e hiç uğramaz.
Edmond: Tanrı'nın her şeyle ilgisi var. O her yerde, o her şeyi görür.
- Tamam, öyleyse bir bahse girelim. Sen Tanrından yardım iste ben de geldiği an durayım. (Edmond'u kırbaçlamaya başlar.)
- Rahip: Öğrendiğim her şeyi sana öğretebilirim: Ekonomi, matematik, felsefe...
Edmond: Okuma yazma? [:)]
Rahip: Elbette.
- Rahip: Spada'nın hazinesinin nerede olduğunu bilmiyorum dediğimde yalan söylemiştim.
Edmond: Yalan mı söyledin?
Rahip: Ben bir rahibim, aziz değil.
- Rahip: İşte sana son dersim. Şu anda cezasını çektiğin suç için gerçekten suç işleme. Tanrı 'İntikam benimdir' diyor.
Edmond: Ben Tanrı'ya inanmıyorum.
Rahip: Önemli değil, O sana inanıyor.
- Vampa: (Edmond, Jacobo'yla dövüşmeden önce) Jacobo tanıdığım en iyi bıçak ustasıdır.
Edmond: Belki daha çok insanla tanışmalısın.
- Jacobo: Hey senin neyin var? Sen şimdiye kadar benim gördüğüm herkesten daha zenginsin. Sorunların her neyse artık sona erdi. Ne satın almak istiyorsun?
Edmond: İntikam.
- (Edmond, Danglar'ı ipte sallandırmadan birkaç saniye önce)
Danglar: Kimsin sen?
Edmond: Ben Monte Cristo Kontu'yum ama dostlarım bana Edmond Dantes der..
- Fernand: Git ve oğlumu bul.
Mercedes: O senin oğlun değil.
Fernand: Anlayamadım.
Mercedes: Albert Mondego, Edmond Dantes'in oğludur. Edmond götürüldükten sonra seninle niye bu kadar çabuk evlendim sanıyorsun.
- (Fernand sandıkta altınlar yerine Edmond'u askerler götürürken Edmond'un cebine attığı şahı bulur ve Edmond karşısındadır.)
Fernand: Monte Cristo?
Edmond: Şah senin Fernand..
Fernand: (Büyük bir şaşkınlıkla) Edmond? Ama nasıl?
Edmond: Nasıl mı kaçtım? Zor oldu. Bu anı nasıl mı planladım? Büyük bir zevkle.
Fernand: Demek Mercedes'i sen alıyorsun.
Edmond: Ve her şeyini. Canın dışında..
Fernand: Bunu neden yapıyorsun?
Edmond: Çok karmaşık..
- (Edmond ustaca bir hamleyle kılıcı Fernand'ın kalbine saplar.)
Fernand: Merhametine ne oldu?
Edmond: Ben bir kontum, aziz değilim..
Edmond:bu odada tam 30203 taş var hepsini defalarca saydım Rahip: Ama hala onlara isim vermemişsin
Rahip: Yardımın karşılığında sana paha biçilemez bir şey öneriyorum Edmond: Özgürlüğümü mü? Rahip: Hayır. Özgürlüğün elinden alınabilir. Bunu öğrenmiş olmalısın. Ben bilgi öneriyorum. Öğrendiğim her şeyi sana öğretebilirim.