İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.
  • İçinizde ehl-i beytimin durumu, Nuh peygamberin gemisine benzer. O gemiye binen kurtulur, binmeyen helâk olur.
  • İçinizden her kim mescide tükürüp (balgam çıkaracak olursa) tükürüğünü bir müminin tenine veya libâsına dokunup eza vermemek için yok etsin.[1]
  • İki göz vardır ki, cehennem ateşi onlara dokunmaz: Allah korkusundan ağlayan göz, bir de gecesini Allah yolunda, nöbet tutarak geçiren göz.[2]
  • İki bayram ayı eksilmezler: Bunlar Ramazan ve Zü'l-Hicce aylarıdır.
  • İki günü bir olan bizden değildir.
  • İki Müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir.
  • İki sesi Allah sevmez: Musibete uğradığında feryat etmeyi ve nimete kavuştuğunda saz çalmayı.
  • İlim bir hazinedir; anahtarı sormaktır. Allah size rahmet etsin, sorun; çünkü sormakla dört kimse mükâfat alır: Soran, cevap veren, dinleyen ve onları seven.
  • İlim öğrenmek erkek kadın tüm Müslümanlara farzdır.
  • İlim öğrenmek için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.[3]
  • İmamdan evvel başını (secdeden) kaldıran her hanginiz, acaba şundan korkmaz mı ki, (Tanrı) başını eşek başına, yâhud sûretini, eşek sûretine çevirsin.[4]
  • İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.[5]
  • İman, yetmiş küsur derecedir. En üstünü Lâ ilâhe illallah [Allah’tan başka tanrı yoktur] sözüdür, en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır. Haya da imandandır.[6]
  • İman, yetmiş küsur şubedir ve utanma imandan bir şubedir" buyurmuştur.[7]
  • İman ikiye ayrılır; yarısı sabır ve yarısı da şükürdür.
  • İmanı en üstün olanınız, en güzel ahlaklı olanınızdır.
  • İnsan oğlu ihtiyarladıkça ondaki iki haslet gençleşir: İhtiras (aç gözlülük) ve arzu.
  • İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.[8]
İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.
  • [İnsanı] Helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.[9]
  • İnsanoğlu Allah'a karşı kurban gününde kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmamıştır.
  • İnsanlar arasında ara bozma niyeti ile laf götürüp getirmek, insanlara hakaret etmek ve sövmek, kendi ırkını üstün görüp başka milletleri aşağı görmek... İşte bu 3 davranış, cehennemdedir. Bunlar, bir mü’minin ahlakında yer alamaz.
  • İnsanlar "inandık" demekle, imtihandan geçirilmeden bırakılacaklarını mı sandılar?
  • İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, onlar arasında dini konusunda(yapılan saldırılara) sabırla karşı koyan, kor parçasını avuçlayan gibi olacak.
  • İnsanlar babalarından çok zamanlarına benzerler.
  • İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz.
  • İnsanlara layık oldukları değeri verin.
  • İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.[10]
  • İnsanlara verilenlerin en hayırlısı güzel ahlaktır.
  • İnsanları inandıklarından vazgeçirmek, onları bir şeye inandırmaktan daha zordur.
  • İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.
  • İnsanların peygamberlerden öğrenegeldikleri sözlerden biri de 'Utanmadıktan sonra dilediğini yap!' sözüdür.[11]
  • İslâm, güzel ahlâktır.[12]
  • İslam cemaatinden bir karış da olsa ayrılan, boynundan İslam bağını çözmüş demektir.
  • İslam'ın dışında bir millet üzerine yemin eden, söylediği gibidir.
  • İslam'ın düğmeleri düğme düğme çözülecek. Her düğme çözüldükçe insanlar onu takip eden düğmeyi çözmeye teşebbüs edecekler. Bu çözülen düğmelerin ilki idari konular, sonuncusu da namazdır.
  • İşler ehil olmayana verildiğinde kıyameti bekleyin.
  • İşçiye ücretini teri kurumadan veriniz.[13]
  • İyilik yap ehli olana da, olmayana da, ehline isabet ederse yerini bulur. etmez ise ehli sen olursun.
  • İhtiyara, sırf yaşından dolayı hürmet eden hiç kimse yoktur ki, Allah da ona yaşlandığında saygı gösterecek birini ihsan etmesin.
  • İki kimse gıbta edilmeye şayandır. Birisi Kur’an öğrenmiş olup onunla gece gündüz meşgul ve muktezasıyla amil olandır. Diğeri de Allah’ın kendisine mal ihsan ettiği kimsedir ki gece gündüz o malı Allah yoluna sarf eder.
  • İki müslüman birbirleriyle karşılaşıp da el sıkışırsa, ayrılmazdan evvel günahları bağışlanır.
  • İki nimet vardır ki,insanların çoğu o nîmetlerin kadrini bilmiyorlar da aldanıyorlar. Bunlar sağlık ve boş vakittir
  • İlim öğrenmek her Müslüman için farzdır. İlim öğrenen kişiye, denizdeki balıklara kadar her şey istiğfar eder.
  • İlmin kaldırılıp bilgisizliğin geçerli sayılması şarap (ve alkollü içkilerin ) içilmesi, zinanın açıktan yapılması kıyamet alametlerindendir.
  • İlminden faydalanılan bir alim, bin Abid’den daha hayırlıdır.
  • İman yetmiş küsür şubedir. Haya da imandan bir şubedir.
  • İmanın efdali, nerede olursan ol, Allah’ın seninle olduğunu bilmendir.
  • İnsan dilinin altında gizlidir.
  • İnsan öldüğü zaman üç şey hariç ameli kesilir: Sadaka-i cariye, faydalanılan ilim, salih evlat.
  • İnsanların en âcizi duada âciz olan, insanların en cimrisi de selâm vermekte cimri olandır.
  • İnsanların en hayırlısı, ahlakı en güzel olanıdır.
  • İş, ehlinin gayrına verildiği zaman kıyameti bekle.

Kaynakça

değiştir
  1. Müsned-i Ahmed'de yer alan ve Sa'd İbn-i Vakkâs'ın rivayetine dayalı bu hadis için bkz. Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 2, s. 355-356; ayrıca bkz. İlhan Arsel, Muhammed'e Göre "Muhammed", Kaynak Yayınları, 1. Baskı Kasım 2000, s. 108
  2. Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 12.
  3. Tirmizi, İlim 2, 2649
  4. Ebû Hüreyre'nin rivayetine dayalı bu hadis için bkz. Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve Şerhi, c. 2, s. 665, hadis numarası: 400.
  5. Müslim, Îmân, 93; Tirmizî, Sıfâtu’l-Kıyâme, 56.
  6. Buhârî, Îmân, 3; Müslim, Îmân, 57, 58.
  7. Müslim, İman, 57 (l, 63)
  8. Buhârî, Îmân, 39; Müslim, Müsâkât, 107.
  9. Buhârî, Vasâyâ, 23, Tıbb, 48; Müslim, Îmân, 144.
  10. Müslim, Fedâil, 66; Tirmizî, Birr, 16.
  11. Buhârî, Enbiyâ, 54; EbuDâvûd, Edeb, 6.
  12. Kenzü’l-Ummâl, 3/17, HadisNo: 5225.
  13. İbn Mâce, Ruhûn, 4.