Ya öğrenen, ya öğreten, ya dinleyen, ya da seven ol! Bunların dışında bir beşincisi olma; helâk olursun. Beşincisi işe, ilme ve ilim ehline buğzetmendir.
  • Ya öğrenen, ya öğreten, ya dinleyen, ya da seven ol! Bunların dışında bir beşincisi olma; helâk olursun. Beşincisi işe, ilme ve ilim ehline buğzetmendir.
  • Yabancı bir erkekle konuşurken hoş bir eda ile konuşmayın. Yoksa kalbinde (cinsel) hastalığı bulunan kimse cinsellik ümidine kapılır...[1]
  • Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır.[2]
  • Yıldızlar [denizlerde yolunu kaybedenlerin] boğulmaktan emanda kalmalarına [kurtulmalarına] vesiledir; benim Ehli Beyt’im ise ümmetimin ihtilaftan emanda kalmalarına vesiledir. Bu yüzden Arap’tan bir kabile onlarla muhalefet ederse ihtilafa düşer ve şeytanın hizbinde yer alır.
  • Yiyip şükreden kimse, oruç tutup susan kimseden daha üstündür.
  • Yeryüzündeki alimler, gökteki yıldızlar gibidir.
  • Yedi sınıf insan vardır ki, Allâhu Teâla onları hiçbir gölge bulunmayan günde, Arş’ının gölgesinde gölgelendirir: Adaletli devlet reisi, Allah’a ibadetle büyüyen genç, kalbi mescidlere bağlı kimse, Allah için sevişen ve bu uğurda birleşip bu sevgi ile ayrılan iki kişi, mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından arzı nefs için çağrıldığı halde Ben Allah’tan korkarım. Cevabı ile mukabele eden kimse. Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak surette gizli sadaka veren kimse, tenha yerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolup taşan kimsedir.

Kaynakça

değiştir
  1. İlhan Arsel, Şeriat ve Kadın, Kaynak Yayınları, 20. Baskı Şubat 2014, s. 119
  2. Buhârî, Bed'ül vahiy 1, (I, 2)