Muhammed/M

(Muhammed bin Abdullah/M sayfasından yönlendirildi)
  • Mazlumun bedduasından sakınınız. o dua ile Allah arasında perde yoktur.
  • Meniyi kadının rahmine değil dışarıya akıtmak, çocuk öldürmenin bir çeşididir.[1]
  • Merhamet etmeyene merhamet edilmez.
  • [Muteber] Oruç, [hep beraber] tuttuğunuz gündekidir. [Muteber] iftar, [hep beraber] ettiğiniz gündekidir. [Muteber] kurban [hep beraber] kurban kestiğiniz gündekidir.
  • Mülk küfr ile yaşar, zulm ile yaşamaz.
  • Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.[2]
  • Mümin bir midesine koymak için yer. Kâfir ise, karnındaki yedi bağırsağını doldurmak (karnını şişirmek) için yer.[3]
  • Mümin, elinden dilinden başka Müslümanların güvende olduğu kişidir.
  • [Mümin] kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.[4]
  • [Mümin] kardeşinle münakaşa etme, onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve ona yerine getirmeyeceğin bir söz verme.[5]
  • Müminin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; onun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe [nimete] kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa [musibete] uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.[6]
  • Müminin saygınlık ve onuru, Allah’ın kendisine verdiğine kanaat edip insanlardan bir şey beklememesidir.
  • Müminler arasında imanca en kâmil olanı, ahlakça en güzel olanıdır. En hayırlınız da ailesine hayırlı olandır.[7]
  • Müminler cehennemden kurtarılıp, cennetle cehennem arasındaki köprüde bir müddet hapsedilirler. Bu sırada, aralarında dünyada geçmiş olan haksızlıklar kısas edilir. Böylece günahlardan temizlenip paklandıktan sonra cennete girmelerine izin verilir. Nefsimi kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun, onlardan her biri, cennetteki evini, dünyadaki evinden daha iyi bilir.[8]
  • Müminlerden iki grup birbiriyle çarpışırlarsa, aralarını düzeltin.
  • Münafıklığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.
  • Müslüman dilinden ve elinden Müslümanların güvende olduğu kişidir. Mümin de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir.[9]
  • Müslüman, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.[10]
  • Müslüman kardeşine sahtekârlık yapan, ona zarar veren ve ona hile yapan bizden değildir.
  • Müslüman, kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın.[11]
  • Müslüman (erkeklerden) kim, Allah yolunda, ilâ-yı kelimetullah için, devenin iki sağımı arasında geçen müddet kadar savaşacak olsa cennet kendisine vâcip olur.[12]
  • Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu (düşmanına) teslim etmez. Kim, (mümin) kardeşinin bir ihtiyacını giderirse Allah da onun bir ihtiyacını giderir. Kim Müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa, bu sebeple Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır. Kim bir Müslümanı[n kusurunu] örterse, Allah da Kıyamet günü onu[n kusurunu] örter.[13]
  • Müslümanlar, Türklerle öldürüşmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Yüzleri kalkan gibi, üst üste binmiş (kalın) derili olan bu toplumlar... kıl giyerler.[14]
  • Müslüman üzerine, atı ve kölesi için zekât mükellefiyeti yoktur.[15][16][17][18][19]
  • Mazlumun bedduâsından sakın.Çünkü,onun duâsıyla Allah arasında (kabûlünde mani) bir perde yoktur.
  • Mazlumun bedduasından sakınınız. O dua ile Allah arasında perde yoktur.
  • Meddâhların (dalkavukların) yüzlerine toprak saçınız.(Hadisi Şerif
  • Mektuba cevap vermek,selama mukâbele etmek gibi haktır.
  • Melekler, nurdan yaratılmıştır. Cinler, dumansız ateşten yaratılmıştır. Âdem ise, size anlatılan şeyden yaratılmıştır.
  • Mü’minin ferasetinden kaçınınız, muhakkak o, Allah’ın nuruyla bakar.
  • Mükafatın büyüklüğü, belanın büyüklüğü nispetindedir. Allah Teala bir kavmi severse, onları belaya uğratır.Bir kimse mukadderata razı olursa, Allah ondan razı olur. Bir kimse belaya razı olmazsa, Allah’ın gazabına uğrar.
  • Münafıkın alemetleri üçtür: Söz söylerken yalan söyler, vaad ettiği vakit sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hıyanet eder. Diğer bir rivayette de Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendisini Müslim sansa dahi ziyadesi vardır.
  • Münafıklığın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, Va’d ettiği zaman sözünde durmaz, emanete hıyanet eder.
  • Müslüman Müslüman’ın (din) kardeşidir. Müslüman kardeşine zulmetmez ve onu düşman eline vermez. Her kim Müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını temin ederse Allah da ona yardım eder. Her kim, bir Müslüman’ın sıkıntılarında birini giderirse Cenabı Hak buna mukabil kıyamet sıkıntılarından birini def eder. Her kim bir Müslüman’ın ayıbını örterse, Allahu Teala ahirette onun ayıbını örter.

Kaynakça

değiştir
  1. İlhan Arsel, Şeriat ve Kadın, Kaynak Yayınları, 20. Baskı Şubat 2014, s. 224
  2. Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63.
  3. Sâhîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrîd-i Sarih Tercemesi ve Şerhi, c. 11, s. 383, hadis numarası: 1851; ayrıca bkz. İlhan Arsel, İslâma Göre Diğer Dinler, Kaynak Yayınları, 2. Baskı Mayıs 2005, s. 201
  4. Tirmizî, Birr, 36.
  5. Tirmizî, Birr, 58.
  6. Müslim, Zühd, 64; Dârim, Rikâk, 61.
  7. Tirmizî, Rad 11 (1162); Ebû Davud, Sünnet 16 (4682).
  8. Buhari, Mezalim 1, Rikâk 48.
  9. Tirmizi, İman, bab: 12
  10. Tirmizî, Îmân, 12; Nesâî, Îmân, 8.
  11. Müslim, Büyu’ 9, l, 1154
  12. Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 21 (1657); Ebû Davud, Cihâd 42 (2541); Nesâî, Cihâd 25 (6, 26); İbnu Mace, Cihâd 15 (2792).
  13. Buhârî, Mezâlim, 3; Müslim, Birr, 58.
  14. Müslim, es-Sahih, Kitabu'l-Fiten/62-65, hadis numarası: 2912; Ebû Davud, Sünen, Kitabu'l-Melâhim/9; Babun fî Kıtâli't-Türk, hadis numarası: 4303.
  15. Buhâri, Zekât 45, 46; Müslim, Zekât 10 (982)
  16. Muvatta, Zekât 37 (1, 277)
  17. Tirmizi, Zekât 8 (628)
  18. Ebû Davud, Zekât 10 (1594, 1595)
  19. Nesâi Zekât 16 (5, 35).