Mustafa Armağan
Türk yayımcı, İslamcı komplo teorisyeni ve yazar
Mustafa Armağan | |
---|---|
Doğum tarihi | 24 Şubat 1961 |
Doğum yeri | Cizre |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Mustafa Armağan, Türk yayımcı, İslamcı komplo teorisyeni ve yazar. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye yakın tarihi konusunda yazdığı tarihsel revizyonist kitaplarla tanınır.
Sözleri
değiştir- Zaman zaman dışarıdan yardım da alan bir cinayet şebekesi ve eli kanlı örgüt olarak on yıllarca Sünni İslam âlemine darbe üstüne darbe indirmiş bulunan Haşhaşilerin yaptıklarını Hizmet Hareketi mensuplarına yakıştırmak anakronizme düşmek bir yana, hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.[1]
- 2013'te Recep Tayyip Erdoğan'ın Gülen Cemaati'ne yönelik çıkışlarına tepki olarak Zaman gazetesine verdiği demeçten
- Aslında Sayın Erdoğan'ın Lozan üzerinden verdiği mesajlarda yalnız dış politikaya dair ipuçları yok, yeni bir tarih anlayışına, daha doğrusu 15 Temmuz'dan sonra yeni tarihin nasıl yazılması gerektiğine dair de ipuçları var.[2]
- 25 Aralık 2016 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan "15 Temmuz’dan sonra tarih de eskisi gibi olmayacak" başlıklı yazısından
- Belki de Sultanımızın sihirli eli o tarihte bu esere değip de onu ayağa kaldırmamış olsaydı biz Nasreddin Hoca türbesini “icad etmek" zorunda kalacak ve böyle aslına yakın bir Selçuklu türbesi yerine kim bilir hangi fayanslarla kaplı ucubeyi ziyaret edecektik.[3]
- 19 Şubat 2017 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan "Nasreddin Hoca bir gün…" başlıklı yazısından
- Harita yapıcıların -yapanlar biz değildik- çizdiği sınırların adeta bir tabiat kanunu gibi belletilmesi içimize kapanmamıza yol açtı. Halbuki coğrafya vizyon demektir ve tarihle birlikte okutulması gereken bir derstir. Ancak bu ikisi ferdin zihninde visale erdiğinde birikimli ve şuurlu bir neslin müsaid bir toprağa tohum bıraktığından söz edilebilir. Türkiye başka birçok şey gibi coğrafya algısını ve şuurunu da hızla yeniliyor son yıllarda. İstanbul’un, Ankara’nın, Diyarbakır’ın bu şehirlerde kalarak değil, Saraybosna’da, Moskova’da, Musul’da, Paris’te savunulmasının önemini fark ediyor. Türkiye’nin 777 bin kilometrekare bir toprak parçasından ibaret olmadığının şuuruna varıyor. Libya, Suriye, Musul, Somali ve Karabağ görüş ufkumuzun içerisine giriyor birbiri ardınca.[4]