Mustafa Kemal Atatürk/Devrim

< Mustafa Kemal Atatürk sayfasına geri dön


Alfabetik sıraya göre dizilmiştir.

Türk Devrimi

değiştir
 
  • "Benim elime büyük yetki ve güç geçerse ben sosyâl hayatımızda istenilen inkılabı bir anda bir coup ile yapacağımı zannederim. Zîrâ ben, bâzıları gibi halkı ve ulemayı yavaş yavaş benim görüşlerimin derecesinde görmeye ve düşündürmeye alıştırmak suretiyle bu işin yapılabileceğini kabul etmiyorum ve böyle harekete karşı ruhum isyan ediyor. Ben, bu kadar yıllık yüksek öğrenim gördükten, sosyal ve uygar hayatı inceledikten sonra neden halk seviyesine ineyim? Onları kendi seviyeme çıkarırım. Ben onlar gibi değil, onlar benim gibi olsunlar; şu da var ki bu konuda incelemeye değer bâzı noktalar var; bunları iyice kararlaştırmadan işe başlarsak hata olur."[1]
  • "Biz bir inkılap yaptık. Buna devam ediyoruz… Memleketin birçok yerleri, bilerek veya bilmeyerek isyan etti. Âsîleri cezalandırdık. Şimdiye kadar yaptıklarımız ondan sonra yerleşebilmiştir.
Biliyorsunuz ki, Fransa Büyük İnkılâbı hemen hemen [bir] yüzyıl devam etmiştir. Üç yılda esaslı bir inkılâbın bitebileceğini fark etmek hatâ olur.
»Hocaların memnun edelim, İslâm âlimlerini memnun edelim, herkesi memnun edelim« dersek biz, maksadı sağlamış olamayız. İdare-i maslahatçılar esaslı inkılâp yapamaz. Bugünkü sefâlet ve rezâlet içinde esâsen kimseyi memnun etmeye imkân yoktur. Yurt imar edildiği gün, millet zengin olduğu zaman herkes memnun olur."[2]
  • "Bu inkılâp milletin selâmeti namına, hak namına yapıldı. Milletimiz demokratik bir hükûmet tesis etmek sayesinde düşman ordularını imha etti. Vatanı istilâdan kurtardı."[3]
  • "Çok milletlerin halâs ve itilâ mücadelesinde mütehevvir oldukları görülmüştür. Fakat bu tehevvür, Türk milletinin şuurlu tehevvürüne benzemez."[4]
  • "İnkılâbın hedefini kavramış olanlar, daima onu muhafazaya muktedir olacaklardır."[5]
  • "İnkılabın kanunu, mevcut kanunların fevkindedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafamızdaki cereyanları boğmadıkça başladığımız inkılap ve teceddüt bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki devirlerde de böyle olacaktır."[6]."
  • "İstiklâl Savaşı ve Türk İnkılâbı, her hamlesinde milletimizin yüksek siyâsî ve medenî karakteri ile memleket ideolojilerindeki şuurlu birliğine dayanarak muvaffak olmuştur.
Cumhuriyet Hükûmeti'nin icraatı, ancak milletimizin bu yüksek ahlâk ve hasletinde mesnet bularak her gün feyizli bir eserini gösterebilmektedir. Dün ve bugün olduğu gibi yarın memleket ve millet için yegâne kudret, ikbal ve refah kaynağı olan inkılâp prensiplerinin ve Cumhuriyet rejiminin tatbikatı üzerinde fikir ve el birliğinin tezahürleri görülecektir.."[7]
  • "Memleketin ve inkılâbın içeriden ve dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı mâsûniyeti için bütün milliyetçi ve cumhuriyetçi kuvvetlerin bir yerde toplanması lâzımdır."[8]."
  • "Tarih, Türk inkılâbını anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de, özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır."[9]
  • "Türk İnkılâbı nedir? Bu inkılap, kelimenin vehleten îmâ ettiği ihtilâl mânâsından başka, ondan daha vâsi bir tahavvülü ifade etmektedir. Bugünkü devletimizin şekli, asırlardan beri gelen eski şekilleri bertaraf eden en mütekâmil tarz olmuştur.
Milletin idâme-i mevcûdiyet için efrâdı arasında düşündüğü râbıta-i müştereke, asırlardan beri gelen şekil ve mâhiyetini tebdil etmiş; yani millet, dînî ve mezhebi irtibat yerine Türk milliyeti râbıtasıyla efrâdını toplamıştır.
Millet, beynelmilel umûmî mücadele sahasında sebeb-i kuvvet olarak ilim ve vasıtanın ancak muasır medeniyette bulunabileceğini bir hakîkat-i sâbite olarak umde ittihaz eylemiştir.
Velhâsıl efendiler, millet, saydığım tahavvülât inkılabâtın tabii zarûrî icabı olarak irade-i umûmîyesinin ve bütün kanunlarının ancak dünyevî ihtiyâcâttan mülhem ve ihtiyacın tebeddül ve tekâmül etmesi esas olan dünyevî bir zihniyet-i idâreyi mâbihülhayat addeylemiştir."[10]
  • Uçurum kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş… Ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni sosyete [toplum], yeni devlet ve bunları başarmak için arasız, devrimler… İşte Türk genel devriminin bir kısa diyemi [anlatımı]…[11]

Türk Devrimi'nde güdülen usul

değiştir
  • "Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gâyesi, Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen asrî, bütün mânâ ve eşkaliyle medenî bir hey'et-i içtimâiye haline is'al etmektir. İnkılâbımızın umde-i asliyesi budur. Bu hakikati kabul edemeyen zihniyetleri târumâr etmek zarûrîdir. Şimdiye kadar milletin dimağını paslandıran, uyuşturan bu zihniyette bulunanlar olmuştur. Herhâlde zihniyetlerde mevcut hurâfeler kâmilen tard olunacaktır. Onlar çıkarılmadıkça dimağa hakikat nurları infaz etmek imkânsızdır.
Türk'ün ata yurduna ve Türk'ün istiklâline tecâvüz edenler kimler olursa olsunlar, onlara bütün milletçe müsellâhâne mukabele ve onlarla bücadele eylemek icap ediyordu. Bu mühim kararın bütün icâbât ve zarûrîyâtını ilk günde izhar ve ifade etmek, elbet musip olmazdı. Tatbikatı birtakım safhalara ayırmak, vak'a-yı hadisattan istifade ederek milletin hissayatı ve efkârını hazırlamak ve kademe kademe yürüyerek hedefe vâsıl olmaya çalışmak lâzım geliyordu.
Tezâhür eden millî mücadele, haricî istilâya karşı vatanın kurtuluşunu yegâne hedef saydığı hâlde, bu millî mücâdelenin muvaffâkiyete erdikçe safha safha bugünkü devre kadar »millî hâkimiyet« idaresinin bütün esaslarını ve şekillerini tahakkuk ettirmesi, tarinin tabii, zarûrî ve önüne geçilmez icaplarındandı.
Bu mukadder tarih yürüyüşünü an'anevî itiyatlarıyla derhâl ihtisas eden hânedan, millî mücadelenin amansız hasmı oldu. Tarihin bu mukadder seyrini ilk anda ben de müşahede ve ihtisas ettim. Fakat nihayete kadar şâmil olan bu ihtisaslarımızı ilk anda kâmilen izhar ve ifade edemedik. Müstakbel ihtimaller üzerinde fazla beyânât giriştiğimiz hakîkî ve maddî mücadeleye hayâlât mahiyetini verebilirdi. Hâricî tehlikenin yakın tesirleri karşısında müteessir olanlar arasında an'anelerine, fikrî kabiliyetlerine ve ruhî hâletlerine mugayir olan muhtemel tahavvülâttan ürkeceklerin ilk anda mukavemetlerini tahrik edebilirdi. Muvaffakiyet için ameli ve emin yol, her safhayı vakti geldikçe tatbik etmekti… Milletin inkişâfı ve yükselmesi için selâmet yolu bu idi. Ben de böyle hareket ettim. Ancak bu amelî ve emin muvaffâkiyet yolu, yakın mesâi arkadaşım olarak tanınmış zevattan bâzılarıyla aramızda zaman zaman içtihâdâtta, muâmelâtta, icraatta esaslı ve tâlî birtakım ihtilâflar, iğbirarlar ve hattâ iftirakların da sebebi ve izahı olmuştur. Millî mücadeleyle beraber başlayan yolculuklardan bazıları, millî hayatın bugünkü cumhuriyete ve cumhuriyet kanunlarına kadar gelen tekâmüllerinde kendi fikir ve ruhlarının ihâtası hudûdu bittikçe bana mukavemet ve muhalefete geçmişlerdir.
…Bu sözlerimi hulâsâ etmek lâzım gelirse diyebilirim ki ben, milletin vicdânında ve istikbâlinde ihtisas ettiğim büyük tekâmül istidâdını bir millî sır gibi vicdanımda taşıyarak sıraları geldikçe bütün içtimâî hey'etimize tatbik ettirmek mecburiyetinde idim."[12]

Türk Devrimi'nin diğer devrimlerle karşılaştırması

değiştir
 
  • "Fransa İhtilâli, bütün cihana hürriyet fikrini nefh eylemiştir. Ve bu fikrin hâlen esas membaı bulunmaktadır. Fakat o tarihten beri beşeriyet terakkî etmiştir. Türk demokrasisi, Fransa İhtilâli'nin açtığı yolu takip etmiştir. Zîrâ her millet, inkılâbının içtimâî muhitinin tazyikatı ve ihtiyacına tâbî olan hâl ve vaziyetine; bu ihtilâl ve inkılâbın zamân-ı vukûuna göre yapar."[13]
  • "10 Temmuz İnkılâbı bir hükümdar-ı müstebitle millet arasında en nihâyet kayıt ve şurut ile müvazene arayan bir zihniyeti istihsale mâtuf idi. Hâlbuki bizim inkılâbımız, usûl-ü meşrûtiyeti dahî hürriyet ve istiklâl-i millet için kâfi görmez; ve bilâkaydü şart hâkimeyeti milletin uhdesinde tutan esaslı bir umdeye istinat eder. Bu umdenin taallûk ettiği şekil, hiçbir vakitte eski eşkal ile mukayese kabul etmez.
Zannımca bu iki inkılâp arasındaki fark, târif olunamayacak derecede büyüktür. Birincisi, milletin tabiaten aradığı havâ-yı hürriyeti teneffüs ettirdiğini zannettiren bir harekettir. Fakat ikincisi, milletin hürriyet ve hâkimiyetini fiilen ve maddeten tespit ve ilan eden bir inkılâb-ı mesuttur; ve şüphe yok ki yalnız Türkiye'de değil, bütün Cihan'da nazar-ı ehemmiyete alınmaya lâyık bir teceddüttür."[14]

Kaynakça

değiştir
  1. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Temmuz 1918). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 62. ISBN 975-7064-12-2. Türk Tarih Kurumu Konferansları, 1969 
  2. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Ocak 1923). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 62. ISBN 975-7064-12-2. Atatürk'ün İzmit Basın Toplantısı, s. 55 
  3. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Ocak 1923). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 62. ISBN 975-7064-12-2. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (II) 
  4. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Kasım 1925). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 64. ISBN 975-7064-12-2. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (II) 
  5. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (1925). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 66. ISBN 975-7064-12-2. Cumhuriyet Gazetesi, 1949-11-10 
  6. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (1923). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 66. ISBN 975-7064-12-2. A. İ. B. T., s. 56 
  7. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (1938). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 64. ISBN 975-7064-12-2. C. B. IV. 1710 
  8. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Mart 1931). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 66. ISBN 975-7064-12-2. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (III) 
  9. Prof. Dr. TURHAN FEYZİOĞLU, "Atatürk ve Kadın Hakları", atam.gov.tr
  10. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Kasım 1925). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 61. ISBN 975-7064-12-2. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (II) 
  11. Atatürk'ün CHP 4. Kurultayı açılış konuşması
  12. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (1927). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. ss. 62-4. ISBN 975-7064-12-2. Nutuk, 1927 
  13. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (8 Mart 1928). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 65. ISBN 975-7064-12-2. Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi 
  14. KARAL (Ord. Prof.), Enver Ziya (Aralık 1922). Atatürk'ten Düşünceler (kitap). ODTÜ Yayıncılık. s. 65. ISBN 975-7064-12-2. Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri (II) 
< Mustafa Kemal Atatürk sayfasına geri dön