Mustafa Kemal Atatürk/Türk Ordusu

< Mustafa Kemal Atatürk sayfasına geri dön
  • Türk orduları, tarihte benzeri görülmemiş kahramanlıklar, fedakârlıklar göstermiştir.
  • Ordu, Türk ordusu... Bütün milletin göğsünü itimat, gurur duygularıyla kabartan şanlı ad...
  • Türk ordusu; dünyanın hiçbir ordusunda seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir.
  • Ben ordumuzun mevcudiyet ve kuvvetini, paramızla mütenasip bulundurmak nazariyesini kabul edenlerden değilim. "Para vardır, ordu yaparız; paramız bitti, ordu intihal etsin..." Benim için böyle bir mesele yoktur. Efendiler, para vardır veya yoktur, ister olsun ister olmasın, ordu vardır ve olacaktır.
  • Ordumuz, Türk birliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir. Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini tahakkuk ettirmek için sarf etmekte olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız teminatıdır.
  • Biz ferdi kahramanlık sahneleriyle meşgul olmuyoruz. Yalnız size Bombasırtı vak'asını anlatmadan geçemeyeceğim. Mütekabil siperler arasında mesafemiz sekiz metre, yani ölüm muhakkak, muhakkak... Birinci siperdekiler, hiçbiri kurtulmamacasına kâmilen düşüyor, ikincidekiler onların yerine gidiyor. Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz? Öleni görüyor, üç dakikaya kadar öleceğini biliyor, hiç ufak bir fütur bile göstermiyor; sarsılmak yok! Okumak bilenler ellerinde Kuranı Kerim, cennete girmeye hazırlanıyorlar. Bilmeyenler kelimei şahadet çekerek yürüyorlar. Bu, Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale muharebesini kazandıran, bu yüksek ruhtur.[1]
  • Ülkemiz şu iki şeyin ülkesidir: Biri çiftçi diğeri asker. Biz çok iyi çiftçi ve asker yetiştiren bir ulusuz. İyi çiftçi yetiştirdik, çünkü topraklarımız çoktur. İyi asker yetiştirdik, çünkü o toprakları isteyen düşmanlar çoktur...bundan sonra da daha iyi çiftçi ve asker olacağız. Ancak bundan sonra asker oluşumuz artık eskisi gibi başkalarının hırsı, şanı, şöhreti ve keyfi için değil; yalnız ve yalnız bu aziz topraklarımızı korumak içindir. (1923, Tarsus)[2]

Kaynakça değiştir