Nef'i

hiciv şair
Nef'i
Doğum tarihi 1572
Doğum yeri Pasinler
Ölüm tarihi 27 Ocak 1635, 1635
Ölüm yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Nef'î (Ömer), (1572-1635) ünlü 17. yüzyıl Dîvân şairi.

Nef'i ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.

  • Germ olmasın inende felek âfitâb ile/ Gâlibdir ana mihr-i ruhun âb u tâb ile
(Gökyüzü, Güneş ile yere indiğinde boşuna ısınmasın, hararetlenmesin. Senin yanağının güneşi parlaklıkta ondan yücedir.)
  • Benem aşık ki rüsvalıkta tutdı şöhretim şehri
    yazanlar kıssa-ı mecnun'u hep yabane yazmışlar.
(Ben aşık biriyim. Ne yaptığımı bilmiyorum. Bu konuda yaptıklarım -rezilliklerim- herkes tarafından biliniyor. Halbuki Mecnun, aşk yüzünden yaptığı delilikleri çölde -kimsenin bilmediği, görmediği yerlerde- yapmıştır. Ben ise aşkım yüzünden herkes tarafından Mecnun'dan çok daha fazla kınandım. Onun için Mecnun'dan daha gözü kara bir aşıkım.)
  • Cibrîl değil Hızr u Mesîha da olursa
    Öldürmemeğe çâre mi var ol nigeh-i mest
(Sevgilide öyle bir bakış vardır ki, değil Cebrail, Hızır ile Mesih bile olsa ölmemeye çaresi yoktur.)
  • Çeşmi merdümlük ederken öldürür âşıkların
    Gamzesi bilmez günâh-ı katl-i merdüm n'eydügin
(Sevgilinin gözü, âşıklarını iyilik ederken öldürür; gamzesi insan öldürmenin günah olduğunu bilmez.)
  • Bir şûh-ı şîvekâra esîr etti kim beni
    Ne öldürür cefâsı ne gamdan amân verir
(Öyle nazlı, cilveli bir güzele esir oldum ki, ne cefâsı ile öldürür, ne de gamdan aman verir.)
  • Ölmek âsân âşıka bir dem firâk-ı yâr güc
    Böyle müşkil derd esîri hasteye tîmâr güc
(Âşık için ölmek kolay fakat sevgiliden bir an olsun ayrılık güçtür. Böyle zor bir derde düşmüş hastanın iyileşmesi güçtür.)
  • Öldürür gamzesi nâz ile seni ey Nef'î
    Sakın aldanma anın ruhsat-ı nezzâresine
(Ey Nefî sevgilinin gamzesi naz ile öldürür; onun kendine baktırma ruhsatına sakın aldanma!)
  • Öleyim dirileyim dünyâda Circis gibi
    Günde bir kez kılayım cânım o hünkâra fedâ
(Circis gibi dünyada öleyim, dirileyim; o sevgiliye canımı günde bir kez feda edeyim.)
Tûtî-i mu'cize-gûyem ne desem lâf değil
Çerh ile söyleşemem âyînesi sâf değil.
Ehl-i dildir diyemem sînesi sâf olmayana
Ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil.
Yine endîşe bilir kadr-i dürr-i güftârım
Rüzigâr ise denî dehr ise sarrâf değil.
Girdi miftâh-ı der-i genc-i ma'ânî elime
Âleme bezl-i güher eylesem itlâf değil.
Levh-i mahfûz-ı suhandir dil-i pâk-i Nef'î
Tâb'-ı yârân gibi dükkânçe-i sahhâf değil.
Tahir efendi bize kelb demiş
İltifatı bu sözde zahirdir.
Malikidir mezhebim zira,
İtikadımca kelb tahirdir.
Ne tende cân ile sensiz ümîd-i sıhhat olur
Ne cân bedende gam-i firkatinde râhat olur