Pelin Esmer
Bu sayfa hızlı silinmeye adaydır! | |
Bu sayfa, Vikisöz'ün silme politikası gereğince silinmesi için etiketlenmiştir ve bir hizmetlinin incelemeyi beklemektedir. Sayfanın silinmemesi gerektiğini düşünüyorsanız, gerekçenizi tartışma sayfasında belirtiniz ya da silinmeyi gerektiren durumu ortadan kaldıracak şekilde sayfayı düzenleyiniz. Hizmetliler için: Lütfen sayfanın geçmişini, özellikle de son değişikliği kontrol etmeden bu sayfayı silme işlemini gerçekleştirmeyiniz. | |
Gerekçe: | telif ihlali https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/393438 |
İsteyen: | Bu sayfa üzerindeki en son değişiklik, 3 saat önce Brightt11 (katkılar| kayıtlar) tarafından gerçekleştirildi. |
Pelin Esmer (d. 1972, İstanbul), Türk yönetmen, senarist ve yapımcıdır.
Sözleri
değiştir- Hayat, hep bir çelişkilerle baş etme, hep bir karar verme, seçim yapma zorunluluğunda bırakıyor insanı. Çelişkiler bazen gerçekten çok yorucu ve yıpratıcı olabiliyor. Bir karar vermek gerekiyor hayatta ve o kararı her zaman o kadar kolay veremeyebiliriz ama ciddi bir baskı da var. Çelişkili olmama talebi var reel hayatta. Bu çelişkilerden yorulduğumuz an da kendimizi biraz daha emniyette, daha az sorgulanacak, daha az yargılanacak bir alana almaya çalışıyoruz. Ama o emniyetli köşeler de şu açıdan pek emniyetli değil; orada hiçbir iletişiminiz olmadığı için, insanlardan size, sizden insanlara hiçbir akış olmadığı için de bir nevi hayattaki bağışıklık sisteminiz çökebilir. Aslında o yüzden de sadece mecburen değil belki de o gidiş gelişler. Bir şekilde ne kadar tehlikeli görürseniz görün oraya dahil olmanın size getirdiği bir takım konforlar var. Rahatlamalar var, onay alma ihtiyaçları var.
- Sanatın aslında bir şekilde yaşamımız içinde bazı anlara zoom yaptığını düşünüyorum. Zoom’ladığını ve kimi zaman da pause yaptığını. Bir şekilde o akıp giden şeyi bir an için durduruyor. Çünkü aslında sanatçının gerçekten hikâye olarak, kavram olarak çok temel bazı şeyleri var. Bin tane hikâyemiz yok.
- Bir kere doğduk, bunun iadesi yok, öyle ya da böyle yaşayacağız işte, bir zaman ve mekân sınırı içerisinde. Yaşarken de bize sunulmuş bazı özgürlükler ve kısıtlamalar var. Artık bir kere doğduktan, yaşadıktan sonra, işte o yaşam sırasında ne kadar kendi hayal ettiğiniz, kendi varlığınızla çok da fazla çatışmayacak şekilde bir hayat kurma özgürlüğüne ne kadar sahibiz? Ve bu özgürlük gittikçe azalırsa ve yok olursa o zaman böyle bir sona kendimiz karar verebilir miyiz veremez miyiz? Bunu sorgulamaya değer. Ama herkes yanıtı kendi biricik hayatı adına verebilir.