Rıfat Ilgaz

Türk şair, romancı ve öykücü (1911–1993)
Rıfat Ilgaz
Doğum tarihi 24 Nisan 1911 (Jülyen takviminde)
Doğum yeri Kastamonu
Ölüm tarihi 7 Temmuz 1993
Ölüm yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Mehmet Rıfat Ilgaz (1911 - 7 Temmuz 1993), Türk şair, roman ve öykü yazarı.

Sözleri

değiştir
  • Suçun ne? Daha belli degil.
  • Umudum, çilede nazlı bir bahar!   
  • İnsan ilerde utanmamalı, yaptıklarından...
  • Sen küçülmezsin Kitapları sevdiğin sürece.
  • Yiyordunuz içiyordunuz  Yaşamıyordunuz ki.  
  • En güçlü silah ilkel yaratıklar için işte, kıskançlık!  
  • İş, erken doğmakta değil, Gelmişken yaşamakta…  
  • Bildiğim bir şey varsa ezilen halktan yana oluşum.  
  • Tek suçunuz hür insanlar gibi konuşmak, kitaplar suç ortağınız!  
  • Açların boyun büktüğü memlekette, Kişi özgürlükten laf etmemeli.
  • Bu toprakların, her ülkeden çok, kendi aydınlarına gereksinimi vardı.  
  • Kötü öğretmen, kötü öğrenci, kötü veli yoktur. kötü eğitim sistemi vardır.  
  • Sanatçı hangi toplumda olursa olsun sorunları bulup çıkarmakla görevli kişidir.
  • Ya ezenden yana olacaksın ya da ezilenden! Bu işin az şekerlisi, çok şekerlisi olmaz!  
  • Mevsimsiz sevmesini bilirim Vakitsiz düşünmesini , Düşünüp düşünüp üzülmesini ...   
  • Kaldır başını kan uykulardan. Böyle yürek böyle atardamar. Atmaz olsun. Ses ol ışık ol yumruk ol.  
  • Kolay değil, yaşamak! Saati geldi mi, can yoldaşım Canını dişine takıp Soluk almak için bile direneceksin!  
  • Sen halkın uyanmasını bekliyorsun, oysa o namussuzlar, geceyi uzatmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
  • Burnunu çeke çeke ağlamak, Belki biraz çocukça. Ağlamak, hüngür hüngür ağlamak, İçini çeke çeke, İnsanca.  
  • Namus ne demek sen biliyon mu? Biliyom.Kadınlarda olur. Hadi ordan sen de...Erkeklerde olur.Herkeste olur.
  • Ölür mü acılara katlanmasını bilenler, Direnenler tüm kırımlara karşı... Ölmez sevgiden yana olanlar Defneler ölmez!   
  • Ne sorayım sana Kulak dolgunluğu bellediklerini mi söylersin Uyku sersemliği göz gezdirdiğin kitaptan Aklında kalanları mı?
  • Çağına yakışır yaşamayı Sevmeyi, düşünmeyi, çalışmayı Kısıtlayan tüm yasaklar Yasalardan değil yalnız, Sözlüklerden bile atılmalı.
  • Bırakalım gençliğin devlete sahip çıkmasını! Önce devlet din tacirlerinin, cahil, çıkarcı profesörlerin elinde kalmış gençliğe sahip çıksın!
  • İnsanları alabildiğine sevmeyi Bırakmazlar yanına. Böyle çekersin cezasını  Üç duvar bir kapı arasında ; Onlardan ayrı  Böyle onlardan uzak.  
  • FiravunIar tabIetIeri kütüphanede kırdı. HitIer orduIarı Avrupa'da bütün kütüphaneIeri yaktı. Dünya tarihinde iIk kez aydınIarı bir binaya koyup yaktıIar.   
  • Yollar kesilmiş alanlar sarılmış  Tel örgüler çevirmiş yöreni  Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende  Benden geçti mi demek istiyorsun  Aç iki kolunu iki yanına  Korkuluk ol!   
  • Mizah diye bir yazı türü yoktur. Yazı türü romandır, öyküdür, köşe yazılarıdır, anılardır. Mektup bile bir yazı türüdür de, mizah bir yazı türü değildir. Tür olsaydı tekniği olurdu.  
  • Dünya savaşıyor hiç durmadan, sıkıntısını biz çekiyoruz. Çay yok, kahve yok! Haydi Seylan çayını gene onlara bırakalım, gözümüz yok ama... Bizim ekmeğimize dokunmasınlar hiç olmazsa!  
  • Ne yazık ki Atatürk benim kadar yaşamadı. Yarım yüzyıl, demek devrimler, devrimciler için çok kısa bir süre... Geri bırakılmış bölgeler için... Bunun gerçekliği şu günlerde açıkça anlaşılmıyor mu?  
  • Bilim yolu, akıl yolu öyle kolayına açılıvermemiş, uzun bir zamanın geçmesi gerekmiştir. Bu gerçeği algılayan din adamları gelişen insan zekasının önüne engeller koyarak kendi varlıklarını sürdürmeye çalışmışlardır.
  • Hangi dilde ağlar çocuklar, Hangi dilde güler. Ağlamak her dilde tek anlamda.. Çince, İngilizce, Türkçe!.. Burnunu çeke çeke ağlamak.. Belki biraz çocukça.  Ağlamak, hüngür hüngür, Ağlamak, içini çeke çeke.. İnsanca!…     
  • Mizah bir biçemdir. Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir. Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister. Bunları sağladın mı başarı tamdır. Mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik varsa mizah başarılı olabilir.
  • Gözüm toplumda, kulağım halkta.
  • Kaldır başını kan uykulardan
    Böyle yürek böyle atardamar
    Atmaz olsun
    Ses ol ışık ol yumruk ol
    Karayeller başına indirmeden çatını
    Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm
    Alıp götürmeden büyük denizlere
    Çabuk ol[1]

Alişim
(...)
Kasnağından fırlayan kayışa
kaptırdın mı kolunu Alişim!
...
Gidenler gitti Alişim,
Boş kaldı ceketin sağ kolu...
...
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.
sağ yanın yastık ister Alişim
sol yanın sevdiğini.
Ama kızlar da,emektar sazın gibi,
çifte kol ister saracak![2]

Bu da Bir Özgürlük Şiiri
(...)

  • Tek suçunuz
    hür insanlar gibi konuşmak,
    kitaplar suç ortağımız.

Son Şiirim
Elim birine değsin
Isıtayım üşüdüyse
Boşa gitmesin son sıcaklığım!
Rıfat Ilgaz
Ataköy 1991

Hakkında söylenenler

değiştir
  • Ilgaz, Anadolu'nun sen bir yüce dağısın.
    Eteklerinde kitaplar...[3]
  • "Oğlum, Ben senin mühendis doktor olmanı düşünüyordum. Sen kalktın şair oldun, yazar oldun. Ne istersen ol, karışmam. Ama neyi iyi yapacağın aklına yatıyorsa, onu yap. İstersen zurnacı ol, ama zurnayı en iyi şekilde çal..."
    • Babasının Rıfat Ilgaz'a yazdığı mektuptan

Kaynakça

değiştir
  1. Varlık, 1080. sayı, sayfa 49
  2. Rıfat Ilgaz, Bütün Şiirleri
  3. Canfeda, Can Yücel, Türkiye İş Bankası, s. 17

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Vikipedi'de Rıfat Ilgaz ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.