Rezervuar Köpekleri
Rezervuar Köpekleri | |
---|---|
Every dog has its day | |
Yönetmen | Quentin Tarantino |
Yapımcı | |
Senaryo yazarı | Quentin Tarantino, Roger Avary |
Yazar | |
Oyuncular | Harvey Keitel Tim Roth Steve Buscemi Chris Penn Micheal Madsen Lawrence Tierney |
Görüntü yönetmeni | Andrzej Sekula |
Görüntüler | |
Kurgu | |
Müzik | |
Gösterim tarihi | |
Yapım yılı, ülkesi | 1992, ABD |
Yapım şirketi | |
Dağıtım şirketi | Miramax Films |
Süre | 99 dk. |
Dil | İngilizce |
Diğer adlar | |
Bütçe | U.S. $1.200.000 |
IMDb sayfası |
Mr. Pink: Birilerini vurdun mu?
Mr. White: Sadece birkaç polisi.
Mr. Pink: Hiç gerçek insan yok mu?
Mr. White: Sadece polisler.
Mr. Blonde: Dinle, ne bildiğin ve bilmediğin umrumda değil, çünkü ne olursa olsun sana işkence yapacağım. Bilgi almak için değil. Bir polise işkence etmek, benim için, çok eğlenceli. İstediğin her şeyi söyleyebilirsin, çünkü hepsini daha önce duydum. Tek yapabileceğin şey hızlı bir ölüm için dua etmek, elde edemeyeceğin bir şey için...
Mr. Blonde: Hiç K-Billy'den 'Super Sounds of the Seventies'i dinledin mi? Benim favorimdir.
Mr. Blonde: Bir kaltak gibi konuşmaya devam edersen, sana kaltak muamelesi yapmak zorunda kalacağım.
Mr. Blonde: Bütün gün havlayacak mısın küçük köpek, yoksa ısıracak mısın?
Mr. White: Ne dedin? Duyamadım. Bir daha tekrarlar mısın?
Mr. Blonde: Bütün gün havlayacak mısın küçük köpek, yoksa ısıracak mısın?
Mr. Pink: Kahrolası bir çaylak gibi davranıyorsunuz. Ben profesyonel bir hırsız olduğumu gösteriyorum.
Mr. Blonde: (Marvin Nash'in kulağını keserken) Kıpırdama kahrolası, kıpırdama!
Mr. Blonde:Eğer yapmamalarını söylediğim şeyi yapmamış olsalardı;hala hayatta olucaklardı.
Mr. Pink: Ben niye pembeyim ?
- Eddie: Pekala, herkes küçük hanım için biraz para çıksın. Haydi, bir dolar at.
- Mr.Pink: Hayır, ben bahşiş vermem.
- Eddie: Bahşiş vermez misin?
- Mr.Pink: Hayır, ben bahşişe inanmam.
- Eddie: Bahşiş vermeye inanmaz mısın?
- Mr.Blue: Bu piliçlerin ne yaptığını biliyorsun. Burada pislik içinde çalışıyorlar.
- Mr.Pink: Bana maval okuma. Yeterince kazanmıyor olsa işi bırakabilir.
- Eddie: Bunu söyleyecek cesareti olan lanet bir Yahudi bile tanımıyorum. Şu konuyu açıklığa kavuşturalım. Hiç bahşiş vermezsin, ha?
- Mr.Pink: Bahşiş vermem çünkü toplum vermem gerektiğini söylüyor. Bahşişi hak edene bahşiş veririm. Eğer gerçek bir çaba sarf etmişlerse bir şeyler veririm ama otomatik olarak bahşiş vermek kuşlar içindir. Onlar sadece işlerini yapıyorlar.
- Mr.Blue: Bu kız güzeldi.
- Mr.Pink: İyiydi. Özel bir yanı yoktu.
- Mr.Blue: Nasıl bir özel yanı olmalı? Seni arkaya götürüp …
- Eddie: Bunun için % 12 bahse girerim.
- Mr.Pink: Ben kahve ısmarladım, tamam mı? Uzun zamandır buradayız ve bardağımı sadece üç kez doldurdu. Ben kahve ısmarladığım zaman altı kez doldurulmasını isterim.
- Mr.Blonde: Altı kez? Güzel, ya çok meşgulse?
- Mr.Pink: “Çok meşgul” kelimeleri bir garsonun sözlüğünde yoktur.
- Eddie: Affedersiniz Bay Pink ama ihtiyacınız olan son şey bir bardak kahve daha.
- Mr.Pink: Aman Tanrım! Bu kadınlar açlıktan ölmüyorlar. Asgari ücret alıyorlar. Ben de bir zamanlar asgari ücretle çalıştım ve toplum işimin bahşişe değer olduğunu düşünmüyordu.
- Mr.Blue: Onların yaşamının senin bahşişlerine bağlı olduğunu umursamıyor musun?.
- Mr.Pink: Bunun ne olduğunu biliyor musun? Dünyanın en küçük kemanı sadece garson kızlar için çalıyor.
- Mr.White: Neden bahsetteğin hakkında hiçbir fikrin yok. Bu insanlar rşrk gibi çalışıyorlar. Bu zor bir iş.
- Mr.Pink: McDonald’s da çalışmak da zor ama onların bahşişe ihtiyacı olduğunu düşünmüyorsunuz, değil mi? Neden? Onlar da yemek servis ediyorlar ama toplum der ki “Buradaki adamlara değil, buradaki adamlara bahşiş verin.” Bu saçmalık!
- Mr.White: Garsonluk, bu ülkede kolej mezunu olmayan kadınların yapabileceği bir numaralı iştir. Her kadının yapabileceği ve geçinebileceği tek iştir. Sebebi ise bahşişler.
- Mr.Pink: Bu saçmalık. Hükümet bahşişlerinden vergi aldığı için üzgünüm. Bu çok b.ktan ama benim hatam değil. Görünüşe bakılırsa garsonlar hükümetin düzenli olarak yağmaladığı gruplardan biri. Bana hükümetin bunu yapmaması gerektiğini gösteren bir yazı göster, onu imzalarım. Lehinde oy bile veririm ama bunu yapmayacağım. “Kolej mezunu olmayanlar” saçmalığı için de iki çift sözüm var: lanet daktiloyu öğrensinler. Çünkü, eğer kiralarını ödemeleri için onlara yardım etmemi bekliyorsanız size bir sürprizim var.
- Mr.Orange: Beni ikna etti. Bir dolarımı geri ver.
- Eddie: Dolarlar burada kalsın.
- Joe: Pekâlâ gezginler, haydi gezintiye çıkalım. Bir dakika bekleyin. Kim bahşiş vermedi?
- Mr.Orange: Mr.Pink.
- Joe: Mr.Pink? Neden?
- Mr.Orange: Bahşiş vermezmiş.
- Joe: Bahşiş vermezmiş? Bahşiş vermezsin?
- Mr.Orange: Bahşişe inanmıyormuş.
- Joe: Kapa çeneni. “Bahşişe inanmıyorum” da ne demek? Haydi, bir dolar at seni pislik. Lanet olası kahvaltının parasını ben ödedim.
- Mr.Pink: Pekala, kahvaltıyı ödediğin için veriyorum ama normalde bunu asla yapmam.
- Joe: Normalde ne yaptığın umurumda değil. Sadece herkes gibi bir dolar bahşişi ver.
Oyuncular
değiştir- Harvey Keitel — Bay Beyaz. Lawrence Dimmick
- Tim Roth — bay Turuncu. Freddy Newandyke
- Michael Madsen — Bay Sarışın. Victor Vega
- Edward Bunker — Bay Mavi
- Steve Buscemi — Bay Pembe
- Quentin Tarantino — Bay Kahverengi
- Chris Penn — Eddie Cabot
- Lawrence Tierney — Joe Cabot
- Kirk Baltz — Marvin Nash
- Randy Brooks — Dedektif Holdaway
- Lawrence Bender - Genç polis
- Linda Kaye - Vurulan kadın
- Nina Siemaszko — Mcklusky
- Rick Turner - Şerif
- Tony Cosmo - Şerif
- David Steen - Şerif
- Stevo Polyi - Şerif