Rudolf Steiner

Rudolf Steiner
Rudolf Steiner
	Avusturya asıllı filozof, bilim insanı.
Doğum tarihi	25 Şubat 1861, 27 Şubat 1861
Doğum yeri	Donji Kraljevec
Ölüm tarihi	30 Mart 1925
Ölüm yeri	Dornach
	Vikipedi maddesi; Vikiveri öğesi

Rudolf Joseph Lorenz Steiner (25 Şubat 1861- 30 Mart 1925), Avusturya asıllı filozof, bilim insanı, eğitimci, sanatçı, ezoterist, yazar, antropozofi’nin kurucusu.

Sözleri

Algılanan şey, var olan şeydir.
Biz tahayyüllerimizin farkındayız.
Tanrı insan oldu, böylece ben de Tanrı olabilirim.
Fikirlerimin binası, kendi içinde tutarlı olan bir binadır.
İdrak teorisine başlarken bu konu belirsizlik içinde kalır.
Davranışlarımız, genel dünya olaylarının birer parçalarıdırlar.
Egomuzu kenara itip , başka birisi için yer açtığımızda başlar sevgi.
İdrak ise, evren denen organizma içindeki, en mükemmel organdır.
Hayat tarzımızın bütün özelikleri, ahlâkî idealarımız tarafından belirlenir.
Çocukları saygıyla kabul edin, sevgiyle eğitin ve geleceğe özgürce yollayın.
İnsan doğasının özelliği, kendi içinde başlangıçta varolan çelişkiyi çözmektir.
İnsani şahsiyetin, varoluş değerinin yükseltilmesi her felsefenin nihai hedefidir.
Kavram ve fikirleri yaşantımıza katmak istersek, onları önce oluşturmamız gerekir.
Tecrübe bize bir şeyin nasıl olduğunu öğretse de başka türlü olabileceğini öğretmez.
Düşünce ve eleştirinin olmayışı, doğrunun öznel güvenliğini ortadan kaldırır yalnızca.
Yaşamın kurtuluşu sadece mantığa değil, aynı zamanda düşünce üretimine de bağlıdır.
Dış dünyayı algılayamayız. Bu dış dünyanın, içimizdeki öznel uyarılarını algılarız sadece.
Temel prensip şudur ki, hiçbir şey söylemediğim zaman, herhangi bir hata da yapamam.
Öznenin algıladıkları, kendi psişik durumlarındaki değişimin ta kendisidir. Başka bir şey değil.
Kısacası bilimsel araştırmalarda başarılı olabilmek için, sorunları doğru olarak görmek gerekir.
Kendine özgü bir tarz oluşturan kişi, diğerleri tarafında anlaşılmaz ve kendine yoldaş bulamaz.
İnsanın, kendi davranışlarının yasalarını idrak etmesi, özgürlüğünün bilincinde olması demektir.
İnsan ancak, eylemlerinin düşünsel nedenlerini, şuurluluk içinde oluşturabildiği ölçüde özgürdür.
Dünyanın açıklanması ve keşfedilmesi için gerekli olan her şey, düşünme gücümüzün menzilindedir.
Farklılıkları silmek, onları muhafaza etmekten daha kolaydır ve dolayısıyla da daha az çaba gerektirir.
Bilim tarihinden öğrendiğimize göre, sayısız hata nedeniyle, koskoca devirler dahi hastalanabilmişlerdir.
Gerçekliği, sakat gözler ve kulaklarla algılayan insan, görüngülerin ardındaki kaynağa gereksinme duyar.
Bilim, bilincimizin öznel tasarımı doğrultusunda, tecrübe olarak sahneye çıkan dünya görüşünü tamamlar.
Düşünme fiilinin doğru olup olmadığını, hiçbir zaman öğrenemeyiz. Ne ampirik olarak, ne de mantıksal olarak.
Düşünme söz konusu olduğunda, bütün deliller suskun kalırlar. Zira delilin bizzat kendisi, düşünme fiiline dayanır zaten.
Her türlü insani düşünselliğin en önemli konusu, İnsanı kendi ayakları üzerinde duran, özgür kişilik olarak kabul etmektir.
Mutlak kesinlikteki bir bilgiye ulaşabilmemiz için tecrübelere değil de, düşünmeye dayanan sentetik yargılara inanmalıyız.
Gerçek anlamda tatminkar olan bir dünya ve hayat görüşünün yerleşmesi, Kant’ın fikirlerini reddettiğimiz takdirde mümkündür.
İdrak etmek, var olan bir şeyi tanımaktır her zaman. Bu kuşkuculuğun da, Kantçı eleştiri tutumunun da, reddedemeyecekleri bir hakikattir.
Dünyanın çekirdeği yaşamaktadır. Evrene hükmeden ve bir takım kurallar doğrultusunda var olan ahenk, insani idrakle görünüm kazanır ancak.
Tecrübelere dayanan bütün bilgiler şartlı geçerliliğe sahiptirler ancak. Bu ilkelerin gözden geçirilmeye ihtiyaçları vardır. Bunlar su götürmez değildir.
Bir şeyin verdiği zevk, aynı zamanda bağımlı olunmasına yol açar. İnsan kendini o şeyin içinde yitirir. Kendini değişken zevk ve acı izlenimleri içinde yitiren birisi, tinsel kavrayış yoluna girmez.

Alıntılar

>> .azquotes.com/author/14072-Rudolf_Steiner