Tek Yol
Tek Yol, Aziz Nesin'in ilk defa 1978'de yayınlanan romanıdır.
Kitabın giriş bölümünün ilk satırları.
Alıntılar
değiştir- İnsanoğlu büsbütün kendinden kopuk, yalıtılmış yalanlar uyduramaz. Bu yüzden her yalanda, yalanı söyleyenin bir gerçek yanı da gizlidir. (6)
- Beş dakikalık yaşantımızın içine sığabilecek olasılıklar sonsuza dek uzatılabilirse, bütün bir yaşam boyu başımıza gelecekleri bir düzene koymaya çalışmanın ne boş bir çaba olduğu ortaya çıkar. (10)
- Her zaman çıktığım merdivenden başka bir merdivene saparken, yaşam yolumu değiştirdiğimi nereden bilebilirdim. (21)
- — O iş senin anlattığın gibi değil, dedi.
Olayı anlatan,
— Nasıl öyle değil yahu? Gazeteler bile yazmıştı o zaman, dedi.
— Ulan kelek, gazetelerin Allah bir dediğine bile inanmayacaksın! diye karşılık verdi yaşlı hükümlü. (46) - Hırsızlar kendi çaldıkları yerden, başkalarının da çalmasını istemezler. Hele haberleri olmadan çalınmasına hiç katlanamazlar. (75)
- Aslında bizimkisi akılsızlık. Yahu, biyerde sıkıyönetim varsa, artık orada durulur mu? Aklı olan, sıkıyönetimi duyunca ordan kaçar... Demek bizim gözümüz bağlanmış. (96)
- "Bizim bura insanları da şeyhsiz kaldı. Burda ekmeksiz yaşanır, şeyhsiz yaşanamaz." (120)
- Bu adamlara doğrudan doğruya, ben bir keramet sahibi şeyh olarak, "Oylarınızı filancaya vereceksiniz!" diyecekmişim. Usûl böyleymiş... (143)
- Dövecekleri, ezecekleri adam kim olursa olsun, önemli değil, yeter ki sonunda hükümet yine karşılarına dikilip kendilerini sorguya çekmesin... Birisini kimvurduya getirip işin içinden suçsuz kurtulacaklar. (162)
- Çok düşünmüşümdür: Bir insan niçin bu kadar kötü olabilir? Bana öyle geliyor ki, herkesi kandırabilecek, herkese kazık atabilecek bir zekâsı olduğunu, başkalarından çok kendisine ispat etmeye çalışıyordu. (198)
- Usta bir dolandırıcı, isterse, başkalarının her konuşmasına kulak kabartarak, konuşmasını dinlediği herkesi dolandırabilir. (220)
- İşte o günlerde doğuştan Müslüman olmanın bu dünyada pek işe yaramadığını, sonradan din değiştirip Müslüman olmanın ne kadar makbule geçtiğini iyice anladım. (242)
- Ama cezaevinin insanı aşırı duyarlı yapan, hatta her bakımdan güçsüzleştiren başka bir havası vardır; ben işte o hava içinde olduğumdan belki, çok duygulandım ve üzüldüm. (273)
- "İnsanların çoğu alışkanlıklarından kurtulamazlar. Dikkat et, bir insan herhangi bir lokantaya gidip oradaki masalardan birine oturunca, oraya başka bir zaman gittiğinde, yine o ilk oturduğu masaya oturmak ister." (307)
- Çalınca milyonla, milyarla çalacaksın ki büyüklüğün belli olsun. Öldürünce bir kişiyi, iki kişiyi değil, savaş çıkarıp milyonlarca insanı öldüreceksin ki adın katile değil kahramana çıksın da alanlara heykellerin dikilsin. (339)
- Bu nedir, bilir misiniz: Bir umutsuz umut... Nasıl olsa bu değişikliğin olamayacağı bellidir, ama yine de isterim kesin olanın değişmesini... (384)
- Ben miydim suçlu, yoksa defterleri dalavereli olduğundan bana kendiliklerinden rüşvet verenler mi? Ama onlar hapse girmedi, ben girdim. (414)
Kaynakça
değiştir- ↑ Aziz Nesin (1978). Tek Yol. Nesin Yayınevi.