Yol

ulaşımda kullanılan, uzun bir şerit şeklindeki sert yüzey

Yol; ulaşımda kullanılan, uzun bir şerit şeklindeki sert yüzey.

  • Biz yolları, akarsular gibi görüyoruz. Yollarımız, ulaştığı yerlerin üretimine, istihdamına, ticaretine, eğitim ve kültürüne can katıyor.[1]
  • Bir dahi kendi çağında gezegenlerin yolunu aydınlatan bir kuyruklu yıldız gibi parlar... Kültürünün normal seyriyle el ele gitmez: tam tersine çalışmalarını önündeki yolun çok ilerisine savurur. — Arthur Schopenhauer
  • Bir hedef var, ama yol yok; bizim yol dediğimiz şey, bir duraksamadır. — Franz Kafka
  • En tesadüfü bile uzak bir yoldan gelen gerekli olandır. — Arthur Schopenhauer
  • Evim der ki, "Beni bırakma, çünkü burada senin geçmişin yaşıyor." Yolum der ki, "Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim." Ve ben hem eve, hem de yola derim ki, "Benim ne geçmişim, ne de geleceğim var. Eğer kalırsam, kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış. — Halil Cibran
  • Felsefe yüksek bir dağ yoludur... ıssız bir yoldur ve yukarı çıktıkça daha da ıssızlaşır. Bu yolu her kim izlerse hiç korkmamalı, her şeyi geride bırakmalı ve kış karında güvenle ilerlemelidir... Kısa süre içinde altındaki dünyayı görür; kumsalları ve bataklıkları gözünün önünden kaybolur, düzgün olmayan noktaları düzelir, yırtıcı sesleri artık kulağına ulaşmaz. Ve yuvarlaklığını da görür. Kendisi her zaman saf ve serin dağ havasındadır ve güneşi görür, oysa aşağıdaki herkes gecenin karanlığıyla kuşatılmıştır. — Arthur Schopenhauer
  • İnsan için önüne çıkan bütün yollar "yürünebilir" yollar ise, o insan artık kaybolmuştur. — İsmet Özel
  • Ya bir yol bul, ya bir yol aç ya da yoldan çekil!
  • Yolumuzu kaybettiğimizde daha hızlı koşmak, insanların eski ve ironik bir alışkanlığıdır. — Rollo May
Yol
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Kaynakça

değiştir