İstanbul Sözleşmesi

kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesiyle ilgili uluslararası sözleşme

İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir. 2021'de Erdoğan tarafından sözleşmeden TC ayrılmıştır.

İstanbul Sözleşmesi
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Hakkında söylenenler

değiştir
  • Millet İttifakı... Her birimiz ayrı partiyiz. Altı lider bir aradayız. Demokrasi için bir aradayız. Kadın erkek eşitliği için bir aradayız. Türkiye'nin bozulan sisteminin düzeltilmesi için bir aradayız. Adaleti gerçekleştirmek için bir aradayız. Devlet yönetiminde liyakat olsun diye bir aradayız. İstanbul Sözleşmesi en kısa sürede yeniden hayata geçsin diye bir aradayız. Ülkenin itibarını, saygınlığını korumak için bir aradayız. Hiçbir çocuğun bu bereketli topraklarda yatağa aç girmemesi için bir aradayız. Bütün bunların sağlanması için bir araya geldik, Millet İttifakı'nı kurduk. Millet İttifakı üzerinde de baskılar var.[1]Kemal Kılıçdaroğlu
  • Buradan üç cümle kuralım. Bir, Meclis Saray’ın onay makamına çevrilmiş durumda. İki, egemenlik maalesef halkın değil tek adamın. Üç, çocuklar bayram kutlayamıyor. Çünkü bu iktidar akıldışı salgın yönetimiyle çocukları evlere hapsetmiş durumdadır. ABD’nin çocukları başarmıştır, bizim çocuklarımızın hayatına mal olmuştur. Adile Teyze’nin kuzucukları vardı, şimdi tosuncuklar var. Flüt çalmayı öğrenen çocuklarımız vardı, şimdi maşallah at çalan at hırsızlarımız var. Sermet Erkin’in şapkadan çıkardığı tavşanla eğlenen çocuklarımız vardı, şimdi el çabukluğu ile milyarlarca doları hiç edenler var. Demir parayla leblebi tozu için sıraya giren çocuklar vardı, şimdi milyonlarca liralık arabalarda pudra şekeri bulunduranlar var. Yüzlerce çocuğun annesi gözleri önünde öldürülürken İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmaya çalıştınız. Sizin çocuklarınız askere bile gitmedi, ama yoksul çocukların tabutu başında propaganda yaptınız. Eskiden 23 Nisan'da çocukları koltuklara oturturlardı. Sizin varlığınız, idareniz, 23 Nisan'da temsilen koltuğa oturan çocuk kadar oldu mu? Çocuklar bile bazen tembihleri dinlemez, içinden gelenleri söyler. Siz bunu bir kez olsun yapmadınız. Devran dönecek, parmağınızda oynattığınız adaletsiz yargı dönemi bitecek. Adliye koridorları lebaleb hırsızlarla, avantacılarla, arsız müteahhitlerle dolacak. Kimse yanına kâr kalacağını sanmasın. Hani o Vahdettin'e 'soysuz' denmesinden rahatsız olanlar var ya, onlara söylüyorum; o kaçtı, siz onun gibi kaçamayacaksınız.[2] - Erkan Baş
  • 11 kelimede gerizekalı olduğumu nasıl kanıtlarım challenge[3], Kaplan bu tweet'i Şevval Sam'ın İstanbul Sözleşmesiyle alakalı şu tweet'ine yönelik atmıştır: Haydi herkes dövüş sporlarına yazılsın. Orta çağa dönüyoruz. Orman kuralları geçerli artık! - Hilâl Kaplan

Kaynakça

değiştir
İstanbul Sözleşmesi ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.