28 Şubat süreci

54. Türk Hükûmeti'nin dağılmasına yol açan siyasal süreç

28 Şubat süreci, Necmettin Erbakan'ın başbakan, Tansu Çiller'in başbakan yardımcısı olduğu 28 Şubat 1997'de olağanüstü toplanan Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonucu açıklanan kararlarla "irtica"ya karşı başlayan ordu ve bürokrasi merkezli süreç.[1]

28 Şubat süreci
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
Genelkurmay II. Başkanı Orgeneral Çevik Bir

Hakkında söylenenler değiştir

  • 28 Şubat’ın bir ihtilal olduğunu söylüyorlar. Hayır. 28 Şubat bir ihtilal değildi. Meşru zeminlerde yaşanan bir olaydı. Milli Güvenlik Kurulu zemininde alınan kararlarla ilgiliydi.[2]
  • İrtica, PKK'dan daha tehlikeli.[3]
  • Demokrasi vasıtasıyla belirli bir yere gelmiş insanlar ne yazık ki demokrasiye sırtlarını döndüler. Sayın Demirel kanaatimce 28 Şubat'ta bir aktördür, orkestra şefidir. Mesut bey iş birlikçidir, fırsatçıdır. Mesut beye acımak lazım diye düşünüyorum, kullanılmıştır. O başbakanlık görevi de Sayın Mesut Yılmaz'ı asla ve asla büyütmemiştir, aksine küçültmüştür diye düşünüyorum.[4]
  • 28 Şubat döneminin evlatlarımızı maruz bıraktığı adaletsizlikleri ortadan kaldırarak, kılık-kıyafet üzerindeki yasaklara son verdik. İmam Hatip okullarının kapısına vurulan prangaları parçalayıp attık. Milletin üniversitelerini hiçbir ayrım yapmadan milletimizin evlatlarının tamamına açtık.[5]
  • 28 Şubat süreci siyasetten eğitime, ordudan ekonomiye İslam'la ilişkili ne varsa hepsine açık savaş açmıştı ve kendi itiraflarıyla bir post modern darbeydi.[6]
  • 28 Şubat, yeniden mazlumlara, İslâm dünyasına öncülük edecek Müslüman Türkiye’nin gelişinin durdurulması girişiminin son ürpertici perdelerinden biridir. 28 Şubat, üç büyük ihanetin adıdır: Birincisi, “irtica tehdidi” palavrasıyla, toplumun İslâmî kimliğinin yok edilmesi ihanetidir. İkincisi, 28 Şubat, Türkiye’nin parçalanmasının zihnî, sosyo-kültürel temellerinin atıldığı bir ihanetin adıdır. Üçüncüsü, İslâm’ın protestanlaştırılması ihanetinin dönüm noktasıdır. İhanet kelimesini, öyle ulu orta kullananlardan hazzetmem. Ama yaşananları, ihanet’ten başka bir şeyle izah etmek zorlaşıyor, maalesef.[7]
  • 28 Şubat davası, tıpkı diğerleri gibi bir FETÖ kumpasıdır. Soruşturmayı başlatan ve davanın iddianamesini yazan savcılar, ilk tutuklamaları yapan ve mahkeme sürecinde yer alan bir kısım hâkimler, soruşturma sürecinde savcılara sözde belge temin eden şahıslar, temin edilen belgeler hakkında ‘güvenilir’ raporu veren TÜBİTAK görevlileri, savcıya Genelkurmay’dan belge ulaştıran askerî personel, yani kısaca bu davaya ‘eli değen’ herkes bir şekilde FETÖ bağlantılı çıktı. Bugün o şahısların bir kısmı FETÖ üyeliği, bir kısmı da 15 Temmuz’daki rolleri nedeniyle halen ağırlaştırılmış müebbet cezalarıyla cezaevlerinde, bir kısmı ise yurt dışında firarî durumdadır.[8]
    • 28 Şubat Davasındaki tutukluların yakınları
  • Dolayısıyla irticai faaliyetler olduğu sürece 28 Şubat devam edecektir. İrtica bin yıl sürerse 28 Şubat da bin yıl sürecektir.[9] - Hüseyin Kıvrıkoğlu

Kaynakça değiştir

28 Şubat süreci ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.