Bâki

Türk divan edebiyatı şairi
(Bâkî sayfasından yönlendirildi)
Bâki
Doğum tarihi 1526, 1526
Doğum yeri Kostantiniyye
Ölüm tarihi 7 Nisan 1600, 1600
Ölüm yeri Kostantiniyye
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
Bâki

Bâki (1526 1600), Türk divan edebiyatı şairi.

Alıntılar

değiştir
  • Âvâzeyi bu âleme Dâvûd gibi sal,
    Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş...
(Âlemde sesin Davut gibi çınlasın!.. Gökkubbede baki kalan sadece hoş bir sedadır; kalıcı olan sadece odur.)
  • Hûb olan elbette kendin gösterür
(Güzel olan elbette kendini gösterir.)
  • Mu'ayyen kıssadur sevmek sevilmek mâ-takaddemden
(Sevmek, sevilmek eskiden beri bilinen hikâyedir.)
  • Mufassal kıssa başlarsın garip efsane söylersin
(Öğüt veren hikaye anlatmaya kalkarsın; bir bakmışsın ki anlattığın hikaye efsaneye dönüşmüş.)
  • Nâdân komaz ki merdüm-i dânâ huzûr ede
(Câhil komaz ki, âlim kişi rahat ede.)
  • Dil derdini gamunla dil-efgâr olan bilür
    Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür
(Gönül derdini gamınla gönlü kırık olan bilir. Hasta hâlini yine hasta olan bilir.)
  • Tutdı cihânı pertev-i hüsnün güneş gibi
    Doldı sadâ-yı aşkun ile kâh-ı kün fekân
(Güzelliğinin ışığı güneş gibi dünyayı tuttu. Kün fekân sarayı (dünya), aşkının yankısı ile doldu.)
  • Bezm-i şevkün içre devr eyler felek bir câmdur / Câmda bir cür' adur aşkun şarabından şafak
(Ey sevgili; felek seni arzulamanın meclisinde dönüp dolaşmakta olan bir kadehtir. Şafağın kırmızılığı ise, senin aşkının şarabından o kadehin dibinde kalmış bir yudumdur.)
  • Zülf-i siyâhı sâye-i perr-i hümâ imiş,
    İklim-i hüsne ânun içün pâdişâ imiş...
(Sevgilinin kara zülüfleri, Hüma kuşunun kanadının talih bağışlayan gölgesi gibi olduğu için, güzellik ülkesinin sultanı da odur. [Hümâ kuşunun ele geçirilememesine yapılan bir gönderme de vardır bu beyitte.])
  • Bir secde ile kıldı ruh-i âftâbı zer,
    Hak-i cenâb-ı dost aceb kîmyâ imiş...
(Sevgilinin civar toprağının (avlusunun) öyle bir kimyası var ki Güneş oraya bir secde etmekle yanağı hemen kıpkızıl bir altına dönüşüverdi!)
  • Görmez cihânı gözlerimiz yârı görmese,
    Mir'ât-ı hüsni var ise âlem-nümâ imiş...
(Sevgiliyi gör(e)mediğimiz vakitler gözümüze hiçbir şey görünmez; hatta, cihan bile! Eğer “Ayine-i Âlem-nüma” [dünyayı gösteren güzellik aynası], diye bir şey varsa, zannımızca o, sevgilinin güzelliğinin aynasından başka bir şey değildir.)
  • Zülfün esîri bâkî-i bîçâre dostum,
    Bir mübtelâ-yı bend-i kemend-i belâ imiş...
(Zülfüne bağlanıp esir olan şu çaresiz Bâki, bu haliyle meğer bir bela kemendinin; yani, zülfünün bağına tutulup kalmış...)
Bâki ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.