Gustave Le Bon
Fransız psikolog (1841 – 1931)
Bu madde, içeriğinin doğrulanması için daha fazla kaynağa ihtiyaç duymaktadır. |
Gustave Le Bon | |
---|---|
Fransız toplumbilimci, psikolog, arkeolog ve amatör fizikçi. | |
Doğum tarihi | 7 Mayıs 1841 |
Doğum yeri | Nogent-le-Rotrou |
Ölüm tarihi | 13 Aralık 1931 |
Ölüm yeri | Marnes-la-Coquette |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Gustave Le Bon (7 Mayıs 1841, Nogent-le-Rotrou - 13 Aralık 1931, Marnes-la-Coquette), Fransız sosyolog ve antropolog. Toplum ve kitle psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.
Sözleri
değiştir- Başlayan devrimler, gerçekte sona eren inançlardır.
- Bilmek; ezberlemek değil, sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi kurabilmektir.
- Bilim bize gerçeği vaad eder, barışı ya da mutluluğu değil.
- Bir gençliğe verilen eğitim imkanı, bu memleketin yarın ne olacağı hakkında geniş fikirler ortaya koyabilecek niteliktedir.
- Bugün ekilen ve yarın toplanacak olan fikir ve inançları anlayabilmek için, zemini yani tarlayı iyi incelemek gerekir.
- Dünyayı yönetenler dirilerden çok ölülerdir.
- Eşitliğin olmadığı yerde haksızlık başkaldırır.
- Görünüşler ve gösterişler tarihte gerçeklerden daha fazla bir rol oynamıştır. Gerçekte olmayan gerçeğe üstün gelmiştir.[1]
- Güçlü ve daimi bir iradenin neler yapmaya gücü yettiğine çoğu defa yeteri kadar önem verilmez. Ona hiçbir şey karşı gelemez, ne doğa, ne insanlar, ne başkaları.[1]
- Kitlelerin genel karakterini parlamentoda da aynen buluruz. Düşüncelerdeki basitlik, çabuk hiddetlenme, telkine yeteneklilik,duygularda aşırılık,önderlerin güçlü nüfuzu.[1]
- Reformlar, bir umudun yerine bir başkasını koymaktan öte hiçbir şey yapmadılar, hiçbir zaman.
- Siyasi alanda tutkular ve inanışlar, pek az da düşünceler çarpışır.
- Vatanperverlik duygusunu yaşamayan toplum, tarihte yok olmaya mahkumdur.
- Eşitliğin olmadığı yerde haksızlık başkaldırır.
- Bir hükümetin adının değişmesi halkın zihniyetini değiştirmez.
- Milletlerin dönüşümü artık hükümdar divanlarında değil, kitlelerin bilinçinde hazırlanmaktadır.
- Kitleler her zaman karakterleriyle yönetilir.
- Bir inancın sahipleri eski ilahlarının heykellerini daima şiddet ve hınçla kırarlar.
- Kitleler hayallerle düşünür.
- Kasırgalarla nasıl tartışılmaz ise, kitlelerin dogmalarıyla da aynen böyle tartışılamaz.
- Kitle, çobanına sadık bir sürüdür.
- Dini inançların konusu değişmişti fakat dini duyguların da değiştiği söylenebilir mi?
- İnsanları çözmek de maddesel olgular dünyasını araştırmak kadar ilginçtir.
- Hiç bir fikir kendi kendine, gelişi güzel oluşmaz kökleri uzun bir geçmişe dayanır...
- Zaman en büyük yaratan ve en kuvvetli yıpratandır...
- Kitle, çobanından vazgeçmeyen bir sürüdür...
- Kadınlar gibi, kitleler de hemen büyük etkilenimlere girerler.
- Bir toplulukta her his, her eylem bulaşıcıdır.
- Çok yüksek bir zekaya sahip olmanın, kitle içinde hiçbir önemi yoktur.
- Kitleler kuvvete saygı duyarlar.
- Birey, itiraz ve münakaşayı kabul edebilir, fakat kalabalığın buna asla tahammülü yoktur...
- Kitleler her zaman, bireyler çoğu defa hazır yapılmış düşüncelere muhtaçtırlar.
- Bir siyasi parti kurmak genellikle çok eski şeylere yeni isimler giydirmek anlamına gelmektedir.
- Kelimelerin gücü o kadar büyüktür ki, en iğrenç şeyleri kabul ettirmek için iyi seçilmiş kelimeler maksadı temin eder...
- Bazı fikirler, bazı hisler ancak kitle halinde bulunan fertlerde zuhur eder veya fiil sahasına çıkar.
- Akla karşı olan sonsuz savaşlarında, duygular hiçbir zaman yenilmemiştir.
- Bir duygu abartıldığında, akıl yürütme fakültesi yok olur.
- Vasat adam, bir grubun parçası olarak değerini artırır; Üstün adam onu azaltır.
- Savaş, bir insanın zayıflıklarını, aynı zamanda erdemlerini ortaya çıkarır.
- Zengin olduğumuzu iddia etmek için sık sık kendimizi mahvederiz.
- Kendini görmezden gelmek bazen kendini tanımaktan daha iyidir.
- Genelleşmiş bir suç yakında bir hak olur.
- Özgürlükten bahseden bir çok insanla tanışıyoruz, ama çok azını hayatlarını esas olarak zincirler yapmaya adamamış görüyoruz.
- Otorite ilkesi bir bilimin içine sokulduğu anda, bu bilimin gelişimi durur.
- Birçok erkek akılla beslenir, çok az sağduyu.
- Tarih kitapları, yazarlarının tüm inançlarının üstünde ortaya çıkar.
- Eğitim, bilinci bilinçdışına geçirme sanatıdır.
- Ayaklanma ya da uyarlama, hayatta başka seçenek yoktur.
- İlerlemek için, hareket etmek yeterli değildir, ilk önce hangi yönde hareket etmem gerektiğini bilmeliyiz.
- Görünüşler ve gösterişler tarihte gerçeklerden daha fazla bir rol oynamıştır. Gerçekte olmayan gerçeğe üstün gelmiştir.
- Modaya olan etki o kadar güçlü ki, bazen bizi ilgisiz olan ve birkaç yıl sonra bile aşırı derecede çirkin görünecek şeylere hayran olmamıza zorlar.
- Dünyayı yönetenler dirilerden çok ölülerdir.
- Anarşi, sorumluluk hiçbir yerde olmadığı her yerdedir.
- Bilmek; ezberlemek değil, sebep-sonuç arasındaki ilişkiyi kurabilmektir.
- Kitleler, zekayı değil, vasat şeyleri bir araya toplarlar...Gustave Le Bon
- Pratikte hiçbir işe yaramayan bilgiler kazanmak, insanı isyancı yapan en uygun araçtır.
- Kitleler bir dereceye kadar uyuyan bir insana benzerler.
- Dünyaya kılavuzluk eden zekâdır ama bu kılavuzluğu çok uzaktan yapar.
- Eğer kendinizi bir kitleye dahil etmeyi düşünüyorsanız, artık kendinizin kendiniz olmayacağının bilincine varmanızı öneririm...
- Bir ülkede, gençliğe verilen eğitim şekli, o ülkenin kaderini önceden görmemizi sağlar...
- Birey, itiraz ve münakaşayı kabul edebilir, fakat kalabalığın buna asla tahammülü yoktur.
- Bir toplulukta her his, her fiil sirayet edicidir.
- Kitleler güce karşı saygı beslerler ve zayıflığın bir şekli gibi anladıkları iyiliğe karşı pek az ilgili görünürler.
- Bilim bize hiçbir zaman ne barış ne de mutluluk getireceği sözünü vermedi.
- Başlayan devrimler, gerçekte sona eren inançlardır.
- Siyasi alanda tutkular ve inanışlar, pek az da düşünceler çarpışır.
- Bilim bize gerçeği vaad eder, barışı ya da mutluluğu değil.
- Bir millet geçici heveslerine göre değil, karakterinin gerektirdiği gibi yönetilmelidir.
- Kelimeleri, formülleri yerinde kullanmasını bilen bir konuşmacı, kitleleri istediği yere kadar götürür.
- Gerçeği bilmek birkaç filozofun ilgisini çekebilir ama insanlar genelde hayalleri tercih eder.
- Tapınaklarda Ananelerden daha heybetli putlar yoktur. Saraylarda, Ananelerden daha kudretli hükümdarlar bulunmaz. Bu putlar ve zorbalar kolay yıkılır.
- Kavimlerin gelişimini hükümetler değil, kendi karakterleri tayin eder.
- Dini kitleler, cemaatler, partiler, sendikalar, taraftarlar, terör örgütleri, halk... hiç birinin de diğerinden farkı yoktur savunduğu fikir dışında. sadece fikirler farklıdır, ilkellik ve saldırganlık hepsinde aynıdır.
- Kitle içinde bir bilim adamı ile bir kara cahil arasında hiç bir fark yoktur. ikisi de kitlenin ilkelliği karşısında benliklerini kaybederler.
- Kitleyi meydana getiren fertler kim olursa olsun; yaşam tarzlar, işgüçleri, karakterleri yahut zekaları ister benzer ister ayrı olsun kalabalık durumuna gelmeleri onlara bir nevi kolektif bilinç aşılar.
- Bazı fikirlerin kolaylikla kabul edilmesi, yayılması insanların çoğunun kendi muhakemeleri üzerine kurulmuş bir fikre sahip olmak imkanından yoksun bulunmalarındandır ...
- Politik meclisler dâhilerin, şöhretlerinin en az tanındığı yerlerdir. Orada sadece zaman ve mekana uygun zekalar itibar görür ve vatana değil partilere hizmet değer kazanır.
- Kitleler hiç bir zaman gerçeğe susamamıştır. Hoşlarına gitmeyen açık gerçekler karşısında, sahte olan eğer kendilerini cezbederse, sahte olanı ilahlaştırarak açık gerçeklere yüz çevirmeyi daha uygun bulurlar.
- Kalabalıklar yalnızca yıkıcı kuvvete sahiptirler. Bunların üstünlüğü ve hakimiyetleri her vakit bir kargaşalık ve düzensizlik ifade eder.
- Kitlelere, hükmetmenin en iyi yolu, onlarin bilinçaltindaki hayalleri canlandirmaktir.
- Kalabalık (sürü) onu yönetecek bir lideri olmadan, hiçbir şey yapamayan veya istemeyen şekilsiz bir varlıktır.
- Ama geçmiş asla yok olmaz.
- Kitlelerin yönelimleri ve sevgileri her zaman baskı altında tutan zorbalara karşı olmuştur. kitleler en yüksek ve en gösterişli heykelleri her zaman bunlar için dikmişlerdir.
- Halk, güçlü iradeye sahip olan adamı daima dinler. Kitle halinde bulunan bireyler bütün iradelerini kaybettiklerinden, iradeye sahip olan kimseye içgüdüsel olarak dönerler.
- Şimdiye kadar uygarlıkların büyük zemberekleri olmuş olan şeref, nefsi feda, dini inanç, şan ve vatan aşkı gibi duygular, akıl vasıtasıyla değil çoğu defa akla rağmen ortaya çıkmıştır.