Emrah Serbes
Türk yazar ve senarist
(Hikayem Paramparça sayfasından yönlendirildi)
Emrah Serbes | |
---|---|
Doğum tarihi | 28 Ocak 1981 |
Doğum yeri | Yalova |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Emrah Serbes, Türk yazar.
Kitapları
değiştirHer Temas İz Bırakır: Behzat Ç. - Bir Ankara Polisiyesi (2006)
değiştir- Bizi samimiyetin hastalık olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. İnanınca, herkes gibi olunca, aptallaşınca iyileşiyoruz.
- s. 110
- İş işten geçtiğinde bütün mazeretler tedavülden kalkar, kıran ya da kırılan da piç gibi ortada kalır.
- s. 139
Son Hafriyat: Behzat Ç. - Bir Ankara Polisiyesi (2008)
değiştir- "Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim..." Rakel Dink.
- 23 Ocak 2007, Hrant Dink’e Veda Konuşması’ndan...
- Behzat Ç. gibi Ankara'da doğup büyüyen bir adamın duyup duyabileceği bütün sıkıntıların mimari karşılığı Ankara Adliyesi'dir. Kafka burayı görseydi, "Adamlar yapmış," deyip yazarlığı bırakırdı.
- Bu dünyaya düşünce balonu olarak geldim.
Erken Kaybedenler (2009)
değiştirAna madde: Erken Kaybedenler
- Kendini kandırmadan yaşamanın ne anlamı var! Çıplak gerçekler kimi tatmin edebilir ki? Bir derviş ya da manyakoğlumanyağın teki değilseniz olayları küçültmeden ya da büyütmeden, oldukları gibi kabul ederek yaşayamazsınız.
- s. 8
- Kendini kandırmaca, en sevdiğim oyun.
- s. 10
- Çünkü büyüdükçe arzularım küçüldü, şaşkınlıklarım küçüldü, beklentilerim küçüldü. Büyüdükçe öyle küçüldüm ki içimde taşacak bir şey kalmadı. Büyümenin bir bedeli varsa işte bu, yarım metre uzadım, yirmi kilo aldım ve dünyadan vazgeçtim.
- s. 13
- Söylemekten vazgeçtiğim şeyler söylediklerimden daha fazla. Çünkü insanları üzmek istemiyorum.
- s. 74
- Unutmanın acısı, ayrılığın acısından farklı. Ayrılık hüzne yakın; unutmak kasvete. Yani birini er geç unutmaya mahkum olduğunu bilmenin kasvetinden bahsediyorum. Birini yavaş yavaş unuttuğunun bilincine vardığın anıların sıkıntısından bahsediyorum. O kişinin parça parça silinip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. Belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum; sadece üzülüyorum, vasıfsız keder.
- s. 76
- Bazen şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim, Google'ın da esas manası budur, şuradan git sola dön, TEDAŞ da orada, elektrik faturanı mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman görürdü Allah Teala gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter, haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın.
- s. 114
- Okudukların yaşadıklarını değiştirir, değiştirmese bile farklı bir gözle görmeni sağlar.
- s. 123
- "Apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?"
- "Hangisini?"
- "Otomatik yanan,sensörlü lamba."
- "Hayır."
- "Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece."
- Önüme baktım.
- "Neden kırdın?"
- Cevap yok.
- "Hasta mısın evladım? Söyle bana neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle..."
- "Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?"
- "Lamba senden değerli mi evladım, lambanın a...na koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı s.keyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için."
- "Beni görünce yanmıyordu baba."
- "Nasıl ya?"
- "Görmezden geliyordu, yanmıyordu. Kaç sefer yok saydı beni."
- "E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya, o zaman yanıyor."
- "Hadi ya! Sahiden mi?"
- "Evet. Ucuzundan takmışlar. Bizimle bir alakası yok."
- Babama sarıldım yıllar sonra.
- s. 141
Hikayem Paramparça (2012)
değiştir- Maddi bir kayıp olmadan manevi bir yükselişin imkanı yok. Yoga kurslarının aylık ücretlerine bakın en basitinden.
- s. 25
- Bu hızla ölmeye devam edersek bütün dünya mezarlık olacak. Ama sen hala ölümü kişisel bir şey olarak algılıyorsun.
- s. 81
- Beni içine çekip yavaş yavaş boğan şey ne? En güzel şeyler, en sevdiğim şeyler. En çok parıldayan şeyler onlar, özünde sönmüş şeyler. Bataklıkta dans ediyoruz. Bataklıkta olduğumuzu hatırlatanları boğarak. Kıyametin tek adaleti, herkes için kopması.
- s. 85
- Bu gezegende, iki insanın birbirlerine duydukları sevgi, bir terazide dengelenmiş midir hiç? Eşitlik fikrine en çok aşıkken inanırız. Çünkü en çok o zaman ihtiyaç duyarız.
- s. 102
- Bir yalanı söylemek kolaydır, sürdürmek maharet ister.
- s. 120
- Hiç kimse bıçakla kesilmiş gibi terk edemez bu dünyayı. Bir insanın tam manasıyla ölmesi için onu hatırlayan hiç kimsenin kalmaması gerekir.
- s. 125
- Mutlu olabilmek için bir sürü faktörün bir araya gelmesi gerekir. Mutsuzluk için tek bir neden yeter.
- s. 132
- "Ne iş yapıyorsun?" diye sordu.
- "Ansiklopedi işindeyim."
- "Ansiklopedi mi pazarlıyorsun?"
- "Hayır, yazıyorum."
- "Ne Ansiklopedisi?"
- "Hisler Ansiklopedisi. İnsan duygularını sınıflandırıyorum. Biraz saçma gözükebilir ama gerçek. Üçüncü cilde geldim. Üçüncü defter yani."
- "A’dan Z’ye mi gidiyorsun?"
- "Hayır, en zararsız duygulardan başladım en çok yaralayanlara doğru gidiyorum."
- "İyi o zaman," dedi. "Bir gün bitirirsen haber ver. Okumaya sondan başlayayım."
- s. 135
- Galip, "Ben aşık oldum kardeşim," dedi.
- "Farkındayım," dedim.
- "İlk defa aşık oldum."
- "Onuda biliyorum."
- "Ne yapacağım?"
- "Hiçbir şey," dedim. "Oturup çorbanı içeceksin."
- "Hiçbir şey yapamazsın. Belki şarkı sözlerine biraz daha dikkat edebilirsin bu aralar."
- s. 155
Deliduman (2014)
değiştir- Her insanı seven birileri bulunur çünkü, budur dünyada kalan son adalet kırıntısı...
- s. 23
- Sevdiğiniz biri size hayallerini anlatmıyorsa onun rüyalarını yorumlamaktan başka seçenek kalmaz elinizde. Bir şeyi çok isterseniz rüyasını görürsünüz çünkü.
- s. 35
Kişisel sözleri
değiştir- Gerçek hayatta kimse Behzat Ç. gibi bir polisle karşılaşmak istemez. Alkollü, gelip senle "lanlı lunlu" konuşuyor. Ama TV'de görünce, bir de kötülere karşı bir mücadele ediyorsa seviyorsun. Galiba biraz da şöyle bir tarafı var işin. Eskiden Hulusi Kentmen'in canlandırdığı babacan polis tipi vardı. Bunun gerçek hayatta bir karşılığı yoktu. Ama Behzat Ç.'nin gerçek hayatta bir karşılığı var. Hayatta bu tür polisleri gördüğümüz için insanlara inandırıcı geliyor.[1]
- 18 Kasım 2012 tarihli röportajından