Jerry Vlasak
Jerry Vlasak | |
---|---|
Kuzey Amerikan ALF (Hayvan Kurtuluş Cephesi) Basın Sözcüsü, travma cerrahı ve eski PCRM (Sorumlu Tıp için Doktorlar Komitesi) sözcüsü, Sea Shepherd mürettabı | |
Doğum tarihi | 1958 |
Doğum yeri | Austin |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
- Hayvan hakları hareketini bir vakum içerisine koyamazsınız. Onu tarihsel bir bağlam içerisine koymalısınız. Bizler, insan olmayan ve hissetme yeteneğine sahip canlıların kendi iradelerine karşı konularak sömürülmemesi, esir edilmemesi, ve kötü bilim ve çıkar sağlamak amacıyla kimsenin aklının almayacağı bir şekilde işkenceye tabi tutulmaması için savaşıyoruz.[1]
- Diğer iğrençlikleri, korkunç bir şiddeti ve masum hayatların yok edilmesini son erdirmek için yapılan diğer tarihi hareketlere baktığımızda, buna Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığına karşı yürütülen mücadele, ABD’de siyah kölelerin özgürlüklerine kavuşturulması, yerlilerin kendi kültürlerine sahip çıkma mücadelesi de dahil, şiddet her daim kullanıldı ve bu mücadelelerde kayıplar da verildi. İnsanlar petrol, para ve iktidar gibi tamamen saçma sapan sebepler yüzünden öldürüldü. Eğer ahlaki ve etik bir mücadelede, dünyada en çok ezilen, istismar edilen ve işkenceye uğrayan canlılar uğruna girişilen bu savaşta hiçbir kayıp yaşanmayacağını söylemek benim için tür ayrımcısı bir şekilde davranmak olur. Bunu istemiyorum, bu konuda destek de vermiyorum, ben sadece hayvan hakları hareketinin hırs ve çıkar sağlamak amacıyla hayvanların maruz bırakıldığı terör, istismar ve cinayetlere rağmen dünyanın gördüğü en barış yanlısı, en kendine dikkat eden hareket olduğunu söylüyorum. Eğer şans eseri hayvanlar için savaşanlar tarafından şiddet kulanılacak olursa, ya da kayıplar yaşanırsa bu duruma tarihsel bağlam ve perspektif içerisinde bakılmalı.[1]
- Ben şahsen kimsenin öldürülmesini savunmuyorum, önermiyorum, buna göz yummuyorum. Ben hayat kurtaran bir fizisyenim. Bütün günümü insan hayatı kurtararak geçiriyorum. Benim söylediğim şey, tarihsel bağlam içerisinde, şiddetin hayvan haklarını savunanlara karşı kullanıldığı ve hayvanlara karşı kullanıldığı; bunun da bizim onlara karşı şiddet kullanmamızdan da farklı olmadığıdır. Zulme karşı verilen bütün mücadelelerde, tarihsel olarak baktığımızda, Amerika’daki kölelik günlerinden Güney Afrika’daki ırk ayrımcılığı günlerine dek şiddet gerekli oldu. Ben hayvan hakları mücadelesini tarih içerisinde görülmüş diğer mücadele örneklerinden farklı görmüyorum.[1]
- Eğer tarihsel açıdan bakarsanız, zulme karşı verilmiş bütün mücadelelere bakarsanız, bu ister Güney Afrika’daki ırk ayrımı olsun, Amerika’daki kölelik olsun ya da Kuzey İrlanda’da, İrlanda’da, Irak’ta, Vietnam’daki diğer mücadeleler olsun- yani özgürlük talebiyle yapılan bütün mücadelelere bakıldığında şiddete başvurulduğunu görüyoruz. Ve bu arada, onlar her anlamda şiddet kullanıyorlar. Hayvanları yavaş ve işkenceler çektirerek öldürdükleri laboratuvarlarda şiddet kullanıyorlar, hayvan haklarını savunanlara karşı da şiddet kullanıyorlar. En azından 12 kişi hayvan istismarcıları tarafından öldürüldü ama bundan bahseden kimse yok.[1]
- Siz de biliyorsunuz ya, bu fikre alışmamız gerek. Bir gün bu olacak, tamam mı? Bir gün olacak.[1]
- ("Bir kundaklama eylemi sırasında ALF (Hayvan Kurtuluş Cephesi) kazara birini öldürürse, ne olacak?" sorusuna verdiği cevap)
- Hayvanların hayatı için mücadele etmek yerine, taktikler üzerine uzun uzun tartışmayı seven insanlar var aramızda. Saatlerce acaba hangisini yapsak, bunun artı ve eksileri nelerdir diye saatlerce tartışan insanlar var. Acaba mülke zarar vermek geçerli bir taktik midir? Yoksa kundaklama çok mu aşırı bir şey? Bu konuşmalar doğrudur, kendi dairenizde doğrudur, ama kafeslerde, bölmelerde ölümlerini bekleyen hayvanların bekleme lüksleri yok. Eyleme ihtiyaçları var onların, hem de hemen şimdi ihtiyaçları var.[2]
- Beş suçlu dirikesimcinin hayatına yüz milyonlarca masum hayvanın hayatını kurtarmak için son verilmesini savunur muyum? Evet, savunurum.[1]
- ALF ve ELF’i durdurmanın tek yolu, keyfini süren toplumumuzun bu insanları böyle dramatik eylemleri hayata geçirmeye mecbur eden konularla ciddi olarak yüzleşmesidir, görünüşe göre bunun pek de gerçekleşmediğini söyleyebiliriz.[3]
Hakkında söylenenler
değiştir- Vlasak hayvanları sömürenlerin şiddet kullanmayı tekelleştirme hakkına meydan okuyan sözlerinden dolayı çarmıha gerilirken, içeriği iğrenç şeylerle dolu konuşmalar eğer Sağ’dan geliyorsa hiç fark edilmiyor bile. Sağ, Ward Churcill’in 11 Eylül kurbanlarının bir şekilde “küçük Eichmannlar” olduğunu söylemesi üzerine kalp krizi geçirdi, ama Afganistan ve Irak’ta görev yapan üç yıldızlı deniz generali James Mattis açık açık “aslında Iraklıları öldürmek çok eğlenceli. İnsanları vurmak çok eğlenceli” dediğinde öfke patlaması ya da kovma tehdidi filan yaşanmadı hiç. Gene Bush’un yakın arkadaşı, Ebu Garib ve diğer yerlerde Iraklı tutuklulara uygulanan işkenceleri haklı çıkaran politikaları planlayan Alberto Gonzalez de uluslararası hukuku ve insani politikaları alenen çiğnediği için kovulmamakla kalmadı bir de bunun üstüne general yapıldı. — Steve Best [1]
- Ne İngiltere ne de ABD’nin Jerry Vlasak’tan korkmak için bir sebebi yok. Bırakın her hayvan sömürücüsü ALF ismini duyupta korkuyla titresin, ama vatandaşların büyük acı ve esaret altında yaşamaya çalışan hayvanları, bariyerleri ve güvenlik sistemlerini aşarak kurtarmaya çalışan cesur, kendini davasına adamış ve merhametli bu canlardan korkması için hiçbir sebep yok. — Steve Best [1]
- Gerçek terör ya da gerçek terörizm Jerry Vlasak gibi birisinden kaynaklanmaz; kürk çiftlik sahiplerinden, dirikesimcilerden, avcılardan, tuzakçılardan, fok avcılarından, balina avcılarından, fabrika çiftlikleri ve mezbaha sahiplerinden ve sürüp giden hayvan soykırımından akan kanla ve acıyla çıkar elde eden şirketlerden kaynaklanır. — Steve Best [1]
- Vlasak’ı (Paul Watson, Rod Coronado, Kevin Jonas ve diğerleri ile beraber) “hayvan hakları hareketinin merhametli olmaktan tehditkar olmaya doğru geçirdiği dönüşümün” bir örneği olarak görebiliriz. Ya da sayıları giderek artan, hayvanları ve dünyayı savunan eylemcilerin sömürücü şirketlere karşı daha militan pozisyonlar ve taktikler almaya zorlandığı gezegen çapında bir ekokrizin kesin bir işareti olarak da görebiliriz. Çünkü bu sömürücüler iktidarlarından vazgeçmeden önce dünyayı yakıp yıkacaklar. — Steve Best [1]