Ludwig von Mises
Avusturyalı-Amerikalı ekonomist (1881 – 1973)
Ludwig von Mises | |
---|---|
Avusturyalı filozof, ekonomist ve toplumbilimci. | |
Doğum tarihi | 29 Eylül 1881 |
Doğum yeri | Lviv |
Ölüm tarihi | 10 Ekim 1973 |
Ölüm yeri | New York |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Ludwig von Mises (1881-1973), Yahudi kökenli Avusturyalı filozof, ekonomist ve toplumbilimci.
Sözleri
değiştir- Üretim "anarşisttir.
- Bugünün lüksü yarının ihtiyacıdır.
- Bilimde uzlaşma gerçeğe ihanettir.
- Yoksulları zengin, zenginleri fakir yapan tüketicilerdir.
- Güç ve fikir arasındaki mücadeleyi daima fikir kazanır.
- Düşünmek her zaman potansiyel bir eylemi düşünmektir.
- Liberalizm karşıtlığı medeniyetin çöküşüne doğru yol alıyor.
- Kanun, vatandaşı resmi makamların keyfî takdirlerine karşı korur.
- Güç ve bir fikir arasındaki bir savaşta, ikincisi her zaman galip gelir.
- Hükümetler insanları daha zengin yapamaz, ama daha fakir yapabilir.
- Sosyalist devrimi engellemeye uğraşanlar, beyhude bir gayeye adananlardır.
- Devlet ekonomiye müdahale ettiği ölçüde giderek sosyalizme doğru sürüklenir.
- İnsan eylemleri sadece hizmet ettikleri amaç ve sonuçlara göre iyi veya kötü olurlar.
- Dini savaşlar en korkunç savaşlardır çünkü hiçbir uzlaşma ihtimali olmadan yürütülür.
- Hiçbir şey insanı kanun adamı olmak ve başkalarına acı çektirmek kadar yozlaştırmaz.
- Bir halkın refahı, diğer halkları aşağı atmaktan değil, barışçıl işbirliği içinde yatmaktadır.
- Her gün onları tekrar tekrar kazanmayan insan, ne özgürlüğü ne de yaşamayı hak eder.
- Evrende aklımızın kavrayamayacağı ve duygularımızla sezemeyebileceğimiz şeyler vardır.
- Bir yerde piyasa ekonomisi yoksa anayasa ve yasaların en iyi hükümleri bile bir ölü mektup olarak kalır.
- Değerli olan şey, kapitalizme rağmen üretilmiştir; ama kötü şeyler, kapitalizmin çıkıntılarıdır/fazlalıklarıdır.
- Dünyayı kendi fikirlerine göre yönetmek peşinde olanlar, insanların aklına hükmetmenin peşinde olmalıdırlar.
- İnsan hayatında hiçbir zaman sükûn ve rahat/huzur yoktur. Hayat bir süreçtir, bir statüko içinde ısrar değildir.
- Bir sosyalistin başına gelebilecek en kötü şey, ülkesinin arkadaşı olmayan sosyalistler tarafından yönetilmesidir.
- Daima komşusunu mahvetme amacıyla yola çıkan milliyetçi politikalar son tahlilde herkesin mahvına yol açacaktır.
- Üretken olan tek başına emektir: zenginlik yaratır ve bununla birlikte insanın içe doğru çiçek açmasının temellerini atar.
- Okullar ilerleme ve gelişme yuvaları olmaktan çok geleneklerin ve değişmeyen düşünce tarzlarının korunduğu yerlerdir.
- Avrupalılar, medeniyetlerinin onlara sağladığı tüm silah ve icatlarla daha zayıf halkları soymak ve köleliştirmek işine giriştiler.
- Liberalizm ilgisini tamamen ve yalnızca dünyevi hayat ve uğraşılar ile sınırlar. Öbür yandan, din âlemi, bu dünyadan değildir.
- İşlenmiş mallar, tüm araç-gereç ve makinelerle her tür insan emeği ve hizmetler için bir piyasanın gerekli olduğu anlamına gelir.
- Eğitim sayesinde yeni fikir öncüleri ve yaratıcı dehalar değil müritler taklitçiler ve alışkanlıklarından vazgeçemeyen insanları yetiştirilir.
- Her kim yaşamayı ölüme, mutluluğu çile çekmeye, huzuru ızdıraplara tercih etmekte ise üretim araçlarındaki özel mülkiyeti hiç tavizsiz savunmalıdır.
- Liberalizm tamamlanmış bir öğreti ya da sabit bir dogma değildir. Tam aksine Liberalizm bilim öğretilerinin insanın toplumsal yaşamına uyarlanmasıdır.
- Bu kadar çılgın bir çalkalanmaya karşı koyacak tek bir silah vardır: Akıl: Boş vaatlerin ve hayali tasavvurların insanlığa tuzak olmaması için, sadece aklı selim kafidir.
- Devlet harcamaları ilave istihdam yaratmaz. Eğer devlet, halktan borçlanarak ve vergi alarak harcama yaparsa, bir tarafta yaratacağı istihdamdan daha fazlasını yok eder.
- Emek, acı verici görülür. Çalışmamak, çalışmaktan daha tatmin edici bir durum olarak kabul edilir. Tembellik, başka şeyler aynı kalmak şartıyla, tercih edilir. Çalışma ızdırap içerir.
- İnsan, özgür doğuyor değildir. İnsan, çok zayıf, emen bir varlık olarak doğar. Anne-babasının koruması olmadan, toplum tarafından anne-babasına sağlanan koruma olmadan o, hayatını sürdüremezdi.
- Liberalizm ilgisini tamamen ve yalnızca dünyevi hayat ve uğraşılar ile sınırlar. Öbür yandan, din âlemi, bu dünyadan değildir. Bu yüzden, liberalizm ve din yan yana birbirlerinin alanına değmeden var olabilirlerdi. Onların çarpışma noktasına gelmeleri liberalizmin hatası değildi. Liberalizm haddini aşmadı; dini inanç ya da metafiziksel doktrin alanına zorla girmedi. Ancak insanın yalnızca dünyaya gelişiyle ilişkisini değil, onun dünyevi işlerini de kendi hükümlerine göre düzenleme hakkını kendinde gören politik bir güç olarak kilise ile karşı karşıya geldi. O savaş hattının çizilmesi gereken noktaydı.