Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî/İlim
- Dünyada tahsil ve kesb ile hasıl olan her ilim, ilm-i ebdandır; ve öldükten sonra hasıl olan ilim, ilm-i edyandır. Ene'l-Hakk ilmini bilmek, ilm-i ebdandır; ve ene'l-Hakk olmak, ilm-i edyandır. Nur-u çerağı ve ateşi görmek, ilm-i ebdandır; [ ateıte yanmak ilm-i edyandyr. Müşahededen ibaret olan her şey, ilm-i edyandır. Danişden ibaret olan her şey ilm-i ebdandır.] Muhakkak olan şey, müşahede ve rü'yettir. Baki hep ilimler, ilm-i hayaldir. Mesela mühendis tefekkür edip, medrese binasını hayal eyledi. Gerçi o fikir, doğru ve savabdır; fakat hayaldir. Medresenin binasını ikmal ettiği vakit hakikat olur.
Fihi Ma Fih 67. Fasıl
- Yoldaki bu işaret çölde her an kaybolan seyyahlar içindir
Birliğe ulaşanlar deruni gözleri ve ilahi lambaları haricinde bir şeye sahip değillerdir-Onlar işaretler ve yollardan kurtulmuşlardır. Eğer birlik halindeki insanlar işaretlerden söz ediyorlarsa bunu hala çekişme içinde olanlar anlayabilsinler diye yaparlar. Yeni doğan çocuğun babası onun aklı dünyayı algılasın diye bir takım belirsiz sesler çıkar. Mesnevi II 3312-15
- Manevi inzivada rüyet yolunu bulmuş olanlar asla ilimlerin desteğini aramazlar.
Onlar ruhun cemalinin meftunu olduklarından söylenti ve bilgiden yorgun düşerler Rüyet bilgi üzerinde hakimdir. Halk arasında yaygın sözün sebebi de budur: Borçlu olanlar öte dünyaya para görmeye hazırdırlar. Mesnevi III 3856-59