Baba II

Francis Ford Coppola'nın 1974 tarihli filmi
(The Godfather Part II sayfasından yönlendirildi)

Baba II (İngilizce: The Godfather Part II), ilk filmin yapımından iki sene sonra çekilen film. Mario Puzo ve Francis Ford Coppola'nın ortak yazdığı senaryoyla kurgulanmıştır.

Michael Corleone değiştir

  • Gelecek için kendi planlarım var.
  • Herkesi silmek zorunda değilim, Tom. Sadece düşmanlarımı, hepsi bu.
  • Adamlarımızın hepsi de iş adamı. Sadakatleri buna dayanıyor.
  • Babam bana burada çok şeyler öğretti. Bu odada öğretti.Dostlarını yakın tut ama düşmanlarını daha da yakın tut.
  • [Fredo'yu öperek] Senin olduğunu biliyorum, Fredo. Kalbimi kırdın.

Hyman Roth değiştir

  • Birlikte sonucu görebilecek kadar yaşamak isterdim. 20 yıl daha yaşayabilmek için neler vermezdim. Burada koruma altındayız. Kefauver'den Adalet Bakanlığı ve FBI'dan uzak kar yapabiliyoruz 90 mil ötede, dost bir hükümetle ortak. 90 mil. Bu hiçbir şey. ABD Başkanı olmak isteyen bir adam için küçük bir adım ve bunu elde edebilecek kadar parası olan biri. Michael, A.B.D. Çelik'ten büyüğüz.
  • Biraz kestireceğim. Uyandığımda para masanın üstündeyse, bilirim ki bir ortağım var. Değilse, bilirim ki ortağım yok.
  • Sağlık en önemlisi. Başarıdan da, paradan da daha önemli. Kudretten de.
  • Birlikte büyüdüğümüz bir çocuk vardı. Benden daha gençti. Bana saygı gösterirdi. İlk işimizi beraber yapmıştık. İşimizi gittikçe ilerlettik. Her şey yolundaydı. İçki yasağı döneminde Kanada'ya şeker pancarı taşıdık... Bir servet yaptık. Baban da. Herkesten daha fazla, onu sevdim ve ona güvendim. Sonra bir şehir kurma fikrine kapıldı Batı yakasına giden askerlerin konakladığı çölde. Çocuğun adı Moe Greene'di. Ve keşfettiği şehrin adı ise Las Vegas. Harika bir adamdı. İleri görüşlü ve cesur biri. O kasabada onun için ne bir plaket, ne bir tabela, ne de bir heykel var. Biri gözüne bir kurşun sıkmış. Emri kimin verdiği bilinmiyor. Duyduğumda kızmadım. Moe'yi tanırdım. Dik kafalıydı. Yüksek sesle ve aptalca konuşurdu. Öldüğünde, ses etmedim ve kendi kendime dedim ki: "Seçtiğimiz iş bu." Sormadım emri kim verdi diye çünkü bunun işle bir ilgisi yoktu.

Connie Corleone değiştir

  • Michael, yıllarca senden nefret ettim. Sanırım, kendime bazı şeyler yaptım, kendimi incitmek için ki böylece seni de incitebildim. Sen hepimiz için kuvvetliydin, aynı babamız gibi ve seni affediyorum. Fredo'yu affedemez misin? Çok tatlı ama sensiz yardıma muhtaç. Bana ihtiyacın var. Artık sana bakmak istiyorum.

Diyaloglar değiştir

Vito Andolini'nin annesi: [Sicilyaca]Saygılarımla, Don Ciccio. Kocamı teslim olmadığı için öldürdün. Ve büyük oğlum Paolo'yu da... intikam yemini ettiği için. Fakat Vito daha dokuz yaşında ve kalın kafalı. Asla konuşmaz.
Don Francesco Ciccio: [Sicilyaca] Beni korkutan onun sözleri değil.
Vito Andolini'nin annesi: [Sicilyaca] Çok zayıf. Hiç kimseyi incitemez.
Don Francesco Ciccio: [Sicilyaca] Ama büyüyünce, kuvvetlenecek.
Vito Andolini'nin annesi: [Sicilyaca] Merak etme. Bu oğlan sana hiçbir şey yapamaz. [Don Ciccio ayağa kalkar.]
Don Francesco Ciccio: [Sicilyaca] Büyüyünce, intikam almak için gelecektir.
Vito Andolini'nin annesi: [Sicilyaca] Yalvarırım, Don Ciccio, bu tek oğlumu bana bağışla. Ondan başka kimsem kalmadı. Tanrı adına yemin ederim ki, sana bir zarar vermez. Onu bağışla!
Don Francesco Ciccio: Hayır. [Vito'nun annesi gizlediği bıçağı çıkarıp Don Ciccio'nun boynuna dayar.]
Vito Andolini'nin annesi: [Sicilyaca] Vito, kaç! Kımıldadığınız anda onu öldürürüm! Kaç, Vito! [Vito, Don Ciccio'nun korumalarının annesini vurduğunu görür ve kaçar.]
Don Francesco Ciccio: [Sicilyaca] Öldürün onu!

Senator Pat Geary:Ruhsatı alabilirsiniz. Fiyatı 250,000 dolar. Artı dört otelin hepsinin de aylık brüt gelirlerinin yüzde beşi, Bay Corleone. [küçümseyerek] Mr. Corl-ee-own-eh.
Michael Corleone: Ruhsatın fiyatı 20,000 doların altında, değil mi?
Senator Pat Geary: Evet, doğru.
Michael Corleone: Neden daha fazlasını ödeyeyim?
Senator Pat Geary: Sizden para sızdırmak niyetindeyim. Sizin gibilerini hiç sevmem. Bu tertemiz ülkeye gelip de yağlı saçlarınızla ve ipek takımlar giyerek saygın Amerikalı geçinmeniz hoşuma gitmiyor. Sizlerle iş yaparım fakat sahte tavırlarınız, kendinizi ve kahrolası ailenizi şerefliymiş gibi tanıtmanız canımı sıkıyor.
Michael: Senatör ikimiz de ikiyüzlüyüz.... Ama ikiyüzlülüğü asla aileme uygun görmeyin.
Senator Pat Geary: Pekala, pekala. Bazıları küçük oyunlar oynarlar. Siz de öyle yapıyorsunuz. Diyelim ki, bana ödeme yapmanız sizin menfaatinize. Cevabınızı ve paranızı yarın öğlene kadar vermiş olun. Bir şey daha. Benimle bir daha temas kurmayın, asla. Bundan sonra Turnbull ile muhatap olun.
Michael: Senatör, isterseniz cevabımı şimdi alabilirsiniz. Teklifim şu: Hiçbir şey. Kumarhane ruhsatının ücretini bile değil, ki bunu bence siz ödemelisiniz.

Kay: Bir zamanlar bana söylediğin bir şey aklıma geldi. "Beş yıl içinde, Corleone ailesi tamamen meşru bir aile olacak." ve bu yedi yıl önceydi.
Michael: Biliyorum. Uğraşıyorum, sevgilim.

[Vito Corleone yıllar sonra Sicilya'ya geri döner ve Vito'nun ailesini öldüren on Ciccio ile tanışır.]
Don Ciccio: Vito Corleone? Bu kasabanın adını almışsın! Pekiyi, babanın adı ne?
Vito Corleone: Onun adı... Antonio Andolini.
Don Ciccio: Yüksek sesle, iyi duyamıyorum.
Vito Corleone: [eğilerek] Babamın adı Antonio Andolini'ydi ... ve bu da senin için! [onu bıçaklar]

Michael:' Bugün ilginç bir şey gördüm. Bir isyancı askeri polis tarafından tutuklanmıştı. Teslim olmak yerine sakladığı el bombasını patlattı. Hem kendisi, hem de bir yüzbaşı öldü.
Konuk: Bu isyancılar birer çılgın.
Michael: Belki. Fakat askerler paralı asker ama isyancılar öyle değil.
Hyman Roth: Bu sana ne gösteriyor?
Michael: Kazanabilirler.

Fredo Corleone: Söyleyecek fazla bir şeyim yok, Mike.
Michael Corleone: Zamanımız var.
Fredo Corleone: Genelde her şey benden gizli tutuldu. Fazla bir şey bilmiyordum.
Michael Corleone: Ya, şimdi? Bana yardımcı olacak bir şey biliyor musun?Bana söyleyebileceğin bir şey var mı?
Fredo Corleone: Pentangeli'yi ele geçirmişler. Sana diyebileceğim tek şey bu. [Michael ayağa kalkar.] Darbe vuracaklarını bilmiyordum, Mike. Yemin ederim ki, bilmiyordum. Johnny Ola ile Beverly Hills'de karşılaştık. Konuşmak istediğini söyledi. Senin Roth ile büyük bir anlaşma yaptığını söyledi. Yardım edersem, benim de payım olacağını söyledi. Senin görüşmelerde zorluk çıkarttığını ama biri yardımcı olursa, kolay anlaşmaya varılırsa ailenin yararına olacağını söyledi.
Michael Corleone: Ve sen de bu hikayeye inandın? Buna inandın mı?
Fredo Corleone: Benim de payım olacağını söyledi, benim kendimin!
Michael Corleone: Seni her zaman kolladım, Fredo.
Fredo Corleone: Beni kolladın mı? Sen benim kardeşimsin! Sen mi beni kolladın? Hiç bunu düşündün mü? Hiç bunu bir kere olsun düşündün mü? Fredo'yu yolla, bunu yapsın, Fredo'yu yolla, şunu yapsın! Fredo saçma sapan bir gece kulübünün icabına baksın. Fredo, git havaalanına, şunu al gel! Ben senin ağabeyinim ama çiğnendim!
Michael Corleone: Babam böyle olsun istemişti.
Fredo Corleone: Ben böyle olsun istemedim! Meseleleri halledebilirim, akıllıyım! Milletin dediği gibi değilim. Yani, budala. Akıllıyım ve saygı görmek istiyorum!
Michael Corleone: [soğukkanlı bir şekilde] Bu soruşturma için söyleyecek bir şeyin var mı? Daha başka bir şey?
Fredo Corleone: Senato avukatı, Questadt... Onu Roth satın aldı.
Michael Corleone: Fredo, artık benim gözümde bir hiçsin. Ne ağabeysin, ne de dost. Seni ve neler yaptığını bilmek istemiyorum. Seni otellerde de görmek istemiyorum. Evimin yakınlarında da görmek istemiyorum. Annemizi ziyarete geldiğinde, önceden bilmek istiyorum ki, orada olmayayım. Anladın mı? [Uzaklaşır.]
Fredo Corleone: [zavallı bir şekilde] Mikey...
Michael Corleone: [Al Neri'ye] Annem hayattayken, ona bir şey olmasını istemiyorum.

[Michael'a Kay'in düşük yaptığı söylendiğinde]
Michael: Oğlan mıydı?
Tom Hagen: Mikey, üç buçuk aylık...
Michael: BANA DÜZGÜN CEVAP VEREMEZ MİSİN?! OĞLAN MIYDI?

Michael: Kay, benden ne istiyorsun? Gitmene, çocuklarımı benden uzaklaştırmana izin vermemi mi bekliyorsun? Beni tanımıyor musun? Bunun imkansız olduğunu bilmiyor musun? İmkanlarımı kullanarak bunu önleyeceğimi bilmiyor musun? Bunun farkında değil misin? Kay, zamanla daha değişik hissedeceksin. Şimdi seni engellediğime sonra memnun olacaksın. Bunu biliyorum. Kaybettiğin bebek için beni suçladığını da biliyorum. Evet. Senin için ne demek olduğunun farkındayım. Bunu telafi edeceğim, Yemin ederim ki, telafi edeceğim. Ben değişeceğim. Değişeceğim. Değişecek kadar güçlü olduğumu öğrendim. O zaman bu düşüğü unutacaksın başka bir bebeğimiz olacak. Ve devam edeceğiz, sen ve ben. Devam edeceğiz.
Kay: Ah, Michael! Michael, sen körsün. Bebeği düşürmedim. Aldırttım. Aldırttım, Michael. Aynı evliliğimiz gibi. Kutsal olmayan ve şeytani bir şey! Oğlunu istemedim, Michael! Bu dünyaya oğullarından bir tane daha getirmek istemedim! Kürtajdı, Michael. Oğlandı ve onu öldürttüm çünkü bu artık bir son bulmalı. Şimdi sona erdiğini biliyorum, o zaman da biliyordum. Asla mümkün değil, Michael, beni asla affedemezsin. 2,000 yıldır süren bu Sicilyalı olma şeyi varken...
[Michael, Kay'in yüzüne tokat atar ve onu kanepeden düşürür]
Michael: OROSPU! Çocuklarımı almayacaksın.
Kay: [hıçkıra hıçkıra] Alacağım.
Michael: ÇOCUKLARIMI ALMAYACAKSIN!
Kay: Alacağım. Onlar benim de çocuklarım.

Tom Hagen: İmparatora karşı yapılan entrika başarısız olursa... entrikayı düzenleyene fırsat tanınırdı ailesinin servetini tutması için. Değil mi?
Frank Pentangeli: Sadece zengin olanlara, Tom. Küçük olanlar yok edilir ve malları imparatora kalırdı. Ama eve gidip de, kendilerini öldürürlerse, o zaman bir şey olmazdı ve ailelerine bakılırdı.
Tom Hagen: Bu iyi bir şeydi, iyi bir anlaşma.
Frank Pentangeli: Evet... Eve gidip... sıcak su dolu küvete girip... atardamarlarını kesip... ölene kadar otururlardı. Bazen bunu yapmadan önce küçük bir parti yaparlardı.

[Hyman Roth'ı nasıl öldüreceklerini tartışırken]
Tom Hagen: Başkan'o öldürmekle aynı şey: Ona ulaşmamız imkansız.
Michael: Tom, beni şaşırtıyorsun. Hayatta kesin olan bir şey varsa, tarih bize bir şey öğrettiyse, o da kimi istersen öldürebileceğindir.

Ayrıca bakınız değiştir

Baba II ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.