André Gide
Fransız yazar (1869-1951; Nobel Edebiyat Ö. 1947)
(Andre Gide sayfasından yönlendirildi)
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z |
André Gide | |
---|---|
1947 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, Fransız yazar | |
Doğum tarihi | 22 Kasım 1869 |
Doğum yeri | Paris, Fransa |
Ölüm tarihi | 19 Şubat 1951 |
Ölüm yeri | Paris, Fransa |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
- Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.
- Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır.
- Aptal görünmeye çalışmak en büyük akıllılıktır.
- Arkadaş, insanların sana sundukları gibi benimseme yaşamı. Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini.
- Arzular! Hiç mi yorulmayacaksınız?
- Ağlamak isterdim ama, yüreğim bir çölden daha çoraktı.
- Başka birinin sizin kadar iyi yapabileceği bir şeyi bırakın o yapsın, siz yapmayın.
- Bir kadınla tartışılmaya başlandı mı kaybedilir.
- Bir soruyu kaçırırsanız, cevabı bulduğunuz anlamına gelmez.
- Bilge kişi, her şeye şaşan kişidir.
- Çok yapılan tenkit ve çıkışlar şiddetini kaybeder. Tıpkı bir tanesi insanın ayağını acıtan çakıl taşının, pek çoğunun üzerinde yüründüğünde tesirini kaybetmesi gibi.
- Dünyanın en iyi eğitimi bile kötü içgüdüleri yenemiyordu.
- En güzel çiçek, en tez solandır.
- Gerçeği arayanlara inanın. Bulduklarını iddia edenlerden çekinin.
- Güzel geleceği bekleyerek görkemli gençliklerimizi eskitiyorduk, işte burada hata yapıyorduk.
- Hayat yaşla değil, yaşamakla anlaşılır.
- Her dalganın çekilişindeki güzellik kendisinden öncekinin çekilişine borçludur; her çiçek kendi meyvası uğrunda solmak zorundadır; meyva da düşmedikçe, ölmedikçe, yeni çiçekleri sağlayamaz. Bahar bile kışın yasından hız alır.
- Her İsviçreli kendi buzulunu içinde taşır.
- Her türlü kötülüğü yapmaya muktedir iken, kötü bir şey yapmamak: İşte, budur iyilik.
- Herkesin 'hile' yaptığı bir dünyada, 'gerçek insan' bir şarlatan gibi görünür.
- İhtişam baktığın şeyde değil bakışında olmalı.
- İnsanın hayatı, insanın hayalidir.
- İnsana güvenen insanın vay haline.
- İnsan öncelikle kim olduğunu anlamalıdır.
- İnsanoğlunun dünyayı çirkinleştirdiği doğru.
- İnsan kendini sürükleyeni isteyerek izlediği vakit bağını hissetmez; ama direnmeye, uzaklaşarak yürümeye başladığı vakit çok acı çeker.
- İnsan yalnız tek bir istemeli ve durmadan hep onu istemeli, o zaman onu elde edeceğimizden emin olabiliriz.
- İyi bir başlangıç, yarı yarıya başarı demektir.
- Karanlığa küfretmektense, bir küçük ışık yakın, daha iyi edersiniz.
- Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir.
- Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe insan, yeni okyanuslar keşfedemez.
- Kimse kendine benzemiyor. Herkes bir kalıp seçiyor, ona özeniyor; tamamıyla seçilmiş bir kalıbı kabulleniyor.
- Kitabım kendisinden çok, kendi kendinle ilgilenmeyi öğretsin sana. Sonra kendi kendinden çok, kendi dışında kalanlarla ilgilenmeyi...
- Kuşkular, mutluluğu bize haram etmeye yeter.
- Nice hastalıklar vardır, elde olmayanı istemekten gelir.
- Olmadığın biri olarak sevilmektense, olduğun biri olarak nefret edilmek daha iyidir.
- Öfke, aklın alevini söndüren büyük bir rüzgardır.
- Platon'un anlattığı, hiçbir tasın içinde alıkonulamayan Ameles kaynağının suyunu andırır. Her an, getirdiği her şeyi alıp götürür.
- Ruhumuz bir değer kazandıysa, başka ruhlara göre daha candan tutuştuğu için kazandı.
- Sadece anlamlı olanı, kesin net olanı, gerekli olanı göstermeye, doğal olanı seçip sergilemeye itina gösterdim. İşte burada zeki okuyucu, bizzat kendisi ilave ve çıkarmalar yaparak eksikliği giderecektir. İşte ben buna "okuyucu ile işbirliği" adını veriyorum.[1]
- Umutsuzluk nedeniyle korkup kaçma. Umut umutsuzluğun ötesindedir. Aş, yürü, geç onu. Karanlık geçidin ötesinde, ışık bulacaksın.
- Yazık! En güzel yollar uçurumlarda bitermiş.
- Yazanlar öylesine çok, okuyanlar öylesine az ki!
- Yaşam, çok zalim bir öğretmendir. Önce sınav yapar, sonra dersi verir.
- Yaşıyorlar, yaşar gibiler, ama yaşadıklarını bilmeyen bir halleri var.
- Yerinmeler, acınmalar, pişmanlıklar, arkadan bakınca geçmişin sevinçleridir. Geriye bakmayı sevmem ve geçmişimi uzaklarda bırakırım, tıpkı bir kuşun uçmak için gölgesini terk etmesi gibi. Her sevinç bizi bekler hep; fakat her zaman yatağı boş bulmak, yalnız olmak ve kendisine bir dul gibi gelinmesini ister. Her sevinç, günden güne bozulan çölün kudret helvasına benzer.
- Yükümüz ne kadar ağır ve zahmetli olursa, ruhumuzu o oranda eğitir ve yüceltir.
Kaynakça
değiştir- ↑ Boyacıoğlu, Fuat. "Andre Gide'de Okuyucu Durumu", s. 139