Platon

Antik Yunan filozofu (MÖ 427–348)
Platon
Platon (Eflatun, Yunanca: Πλάτων Plátōn) çok önemli bir Antik Yunan filozofudur.
Doğum tarihi M.Ö. 427
Doğum yeri Atina
Ölüm tarihi M.Ö. 347
Ölüm yeri Atina
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi
  • Adet ve kanunlar iyilik ile kabul edilmelidir. İyilik ve fayda bundadır. Baskı ve kölelik yolu ile kabul ettirilmesi ile doğacak zarar sayılamaz.
  • Akılsız ruh, çirkin ve ölçüsüzdür.
  • Ağlatırsam, alacağım para yüzümü güldürür; güldürürsem, para alacak zaman geldi mi ben ağlarım.
  • Aşkın dokunuşu ile herkes şaire dönüşür.
  • Aynı sanat bize aynı şeylerin bilgisini vermeli, başka bir sanat, ayrı bir sanat olduğuna göre aynı şeylerin değil, başka şeylerin bilgisini vermelidir.
  • Başarılması gereken iş ne kadar büyük olursa olsun, bu durumda her zaman ve herkesçe kabul olunan kural şudur: Pek büyük konulara geçmeden önce, ilkin küçük ve daha kolay örnekler üzerinde denemelerde bulunmalı.
  • Başlamak işin en önemli kısmıdır.
  • Beden ruhun mezarıdır.
  • Beden terbiyesi ruhu eğitmek içindir. Bedenlerin doğrulup düzelmesi ruhun doğrulup düzelmesini sağlar.
Platon, Devlet, s. 43
  • Ben bilginim diyen kimse, elimden gelir dediği şeyde artık bilgi edinmek istemeyecektir.
  • Bilge insanlar konuşurlar çünkü söyleyecek bir şeyleri vardır. Aptal insanlar konuşurlar çünkü bir şey söylemek zorundadırlar.
  • Bilginin elde edilmesi, bizi iyiye ulaştıracaktır.
  • Bilinen bir şey hakkında araştırma yapmak gereksiz, bilinmeyen bir şey hakkında araştırma yapmak imkansızdır.
  • Bilirken susmak, bilmezken söylemek kadar kötüdür.
  • Bilmediği halde bilirim sanmak, düşüncelerimizin bütün yanılmalarının ardında yatan sebep budur.
  • Bir hüküm, bütün insanların aynı şekilde sarılması gereken şey değildir. Mesela ihtiyarın raksı gibi.
Platon, Devlet, s. 40
  • Bir insanın akıllı olmasına bir şey dediğimiz yok. Yeter ki aklını başkalarına kabul ettirmeye çalışmasın.
  • Bir karenin kenarlarıyla köşegenlerinin rasyonel orantılı olmadığı gerçeğinden habersiz olan, insan sıfatına layık değildir.
  • Bir zorba, ne zaman düşman ülkeyi işgalle veya anlaşmayla sustursa ve artık düşmandan korkacak bir şey kalmasa, tekrar bir başka savaşı başlatmalıdır ki insanlar bir lidere ihtiyaç duysun.
  • Boş bir kafa, şeytanın çalışma odasıdır.
  • Bütün bazen birdir bazen çoktur anlaşmazlık altında da kendi kendinin düşmanıdır.
  • Bütün sanatlar, kazanma ve meydana getirmeden başka bir şey degildir.
  • Cesaret, tehlike karşısında akıl ve zekanın kullanılmasıdır.
  • Cumhuriyet yalnızca filozof bir kralla ve çoğunluğun ihtiyaçlarını karşılayacak bilgelikle yönetilebilir.
  • Çekip giderken kendi kendime şunu söylüyordum: Ben bu adamdan daha bilgeyim. İkimiz de güzel ya da iyi bir şey bilmiyor olabiliriz; ama o bir şeyler bildiğini sanıyor, oysa hiçbir şey bilmiyor, bense, biliyorsam, bildiğimi de sanmıyorum. Bana öyle geliyor ki, bilmediklerimden ve bildiğimi de düşünmediğim şeylerden dolayı ondan biraz daha bilgeyim.
  • Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar.
  • Demokrasi despotluğa dönüşür.
  • Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir.
  • Devlet işleri, devlet içinde idare edenlerle idare edilenlerin yönetime katılmasıyla gerçekleşir.
Platon, Devlet, s. 48
  • Devlet işleri içten gelen bir sevgi, edep ve kamil akıl ile yürütülmezse onun sonu çöküş ve yok oluştur.
Platon, Devlet, s. 50
  • Doğru düşünce bilgidir.
  • Dost hem iyi görünen hem de iyi olan insandır.
  • Dülgerin sanatıyla bildiğimizi, hekimin sanatıyla bilemeyiz.
  • Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır.*Bir insan tanrıların varlığına hiç inanmasa da, eğer aynı zamanda dürüst bir mizacı varsa, böyle kişiler insanlardaki kötülükten nefret eder; yanlışlıklara karşı olan nefretleri, onları yanlış işler yapmaktan uzaklaştırır; haksızlıktan kaçınırlar ve namuslu yaşarlar.
  • Edebini kaybeden kimse kötülükten zevk alır.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 47
  • Edep, devlet başkanları ve benzeri kişilerin tabiatına yerleşince bunu neticesi olarak iyilikler çoğalır, bunlar iyi olarak görülüp beğenilir. Böylece halk da bunların gerçek olduğuna inanır ve iyiliklerin kabulünde birleşir. İşte istenen istikamet budur.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 48
  • Edep sahibi yalnızca iyiliklerden zevk alır.
  • Eşcinsellik, barbarlar tarafından ve aynen büyük fikirleri kölelerinin öğrenmesi açıkça liderin işine gelmediği için felsefeyi sevmedikleri gibi, eşcinselliğin yaratma eğiliminde olduğu güçlü dostlukların ve ateşli aşkların da liderin işine gelmediği despot hükümetlerin yönetimi altında yaşayan insanlar tarafından ayıp karşılanır.
  • Felsefe, doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır.
  • Görünen değişiyor, görünmeyen değişmiyor.
  • Gözlemle, dinle, sus, az yargıla, çok sor!
  • Güzel adetler kullanıldığı ölçüde pekişir, sağlamlaşır. Şayet ihmal edilirse silinip gider. Gençler ve çocuklar bunu bilemez. Öyleyse bu onlara kabul ettirlip yaptırılır.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 39
  • Hak ve doğrulukla galip olan şahıs faziletli şahıs, hak ve doğrulukla galip olan şehir de faziletli şehirdir.
  • Hakikatte şehir bir yer veya insanlar topluluğundan ibaret değildir. Şehir olmanın gerekleri vardır. Bunlar halkının kanun kabul eder olması gerekir. İlahi bir idarecisinin bulunması, halkının da övülüp beğenilecek bir takım huyları ve adetlerini görülmesi, coğrafyasının halkın ihtiyaçlarını sağlayacağı zaruri şeylerin temininine imkan verecek elverişli tabiatı olmalıdır.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 52
  • Herhangi bir varlığa yokluk yükletilemez.
  • Her şeyde iyi kötü olabilir. Musıkide iyi olan; karakteri sağlamlaştıran, insanı cömertliğe ve cesarete, iyi ve faydalı ahlaka sevk eden musıki iyidir.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 38
  • Her şeyin en mühim noktası, başlangıçtır.
  • Her zaman düşünceli olun. Çünkü karşılaştığınız herkes, inanın, en az sizin kadar zorlu bir mücadele veriyor. Her insan kendi içinde savaş veriyor ve bir çözüm bekliyor.
  • İdareciler edepli olmadıkları zaman hem kendi işleri hem de idareleri altında bulunanların işleri bozulur.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 48
  • İktidar, iktidara düşkün olmayan ve iktidardan gelecek yararlara ihtiyacı bulunmayanlara verilmelidir.
  • İnsana aklı kazandıracak olan şey yalnız ve yalnız edeptir.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 47
  • İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.
  • İnsanoğlu, bilgeliği sevenler siyasi gücü ellerine alana kadar veya siyasi gücü ellerinde tutanlar bilgeliği sevene kadar problemlerin bittiğini görmeyecek.
Sokrates haksız yere öldürüldükten sonra sarf ettiği söz.
  • İşlerin doğru düzgün yürümesi için şehrin halkına edepli bir başkan lazımdır.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 48
  • İyi bir karar bilgiye dayanır, rakamlara değil.
  • İyi görüp beğenen yani düzgün insan kanuna sarılır.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 46
  • Kabilecilik ailecilik kanunsuzdur, fayda sağlamaz.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 46
  • Kanun sahibinin en önemli vazifesi; gayret gösterip edebi gerçekleştirmek ve yerleştirmektir.
  • Karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla affedebiliriz. Hayattaki gerçek trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır.
  • Kendini bilmek ruhunu bilmektir.
  • Kendini idare etmesini bilmeyenler, kendi yurttaşlarını yönetmek iddiasında bulunamazlar.
  • Kendini yönetirsen dünyayı yönetecek gücü bulabilirsin.
  • Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın, yapılması gereken tek şey, sadece kendinizi sevilmeye bırakmaktır.
  • Kötülüklerin ilki ve en büyüğü, haksızlıkların cezasız kalmasıdır.
  • Kötülüğün, ruhta iki şekle büründüğünü söylemek gerek; biri vücutta hastalığın, öteki çirkinliğin karşılığıdır.
  • Kötülüğün yolu yakındır kolay ulaşılır ona. İyiliğin önüne ise alınteri ve vicdanı koymuştur Tanrı.
  • Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir.
  • Makamını kaybedersen üzülme! Güneş de her sabah doğar ve akşam batar.
  • Merak bir filozofun en düşkün olduğu şeydir. Çünkü felsefenin bundan başka bir başlangıcı yoktur.
  • Müzik, sesin ruhun meziyetlerini eğitmek için hareket etmesidir.
  • Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir.
  • Müziğini değiştirirseniz sitenin duvarları yıkılır.
  • Mutluluk bilgi ile kazanılır.
  • Nefsin hastalığı kendisinde ilahi siyaset adabının bulunmamasıdır.
Telhisü Nevamis-i Eflatun, s. 48
  • Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.
  • Oğullarım büyüdüğünde, dostlarım onları cezalandırmanızı istiyorum sizden; eğer servetini veya herhangi bir şeyi erdemden daha çok önemserlerse veya aslında hiçbir şey değilken bir şeymiş gibi davranırlarsa, hayatta göreceğiniz iş ne olursa olsun, erdem olmayınca elde edeceğiniz her şeyin, yapacağınız her işin sonunda utanç ve kötülük vardır.
  • Öğretmenlik her şeyden evvel bir Tanrı sanatıdır.
  • Ruh, bilgisizliği çürütmeye alışıncaya kadar, bu çürütme ile kendinden utanarak, öğretime yolları kapayan kanaatlerden sıyrılıp tertemiz bir hale gelinceye kadar, ancak bildiğini bildiğine ve bilmediğini bilmediğine inanıncaya kadar, kendine verilen ilimden hiçbir fayda görmez.
  • Terbiyenin gâyesi, insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmektir.
  • Uyarı yolu ile eğitim hem çok emek ister, hem de az işe yarar.
  • Şair, hafif kanatlı kutsal bir şeydir; ilham duymadan, kendinden geçmeden, aklı başında iken bir şey yaratamaz.
  • Şairler, Tanrı'nın tercümanıdırlar.
  • Şehir halkı huy ve tabiat itibariyle iyi olmadıkları zamanlarda istibdat idaresine ihtiyaç duyabilir. İdareci karakter itibariyle müstebitse istibdat o zaman kötülenebilir. Köleler ve kötüler için istibdat en üstün iyiliktir.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun
  • Şehir halkı ne kadar iyi olursa, idarecileri de o kadar çok ilahi vasıfta olur.
Telhis-u Nevamis-ul Eflatun, s. 52.
  • Varlıktaki anlaşmazlık sürekli bir ahenktir.
  • Yalancı değil gerçek filozoflar, şehir şehir dolaşarak, bu geçici dünya insanlarının yaşayışını yükseklerden seyrettikleri zaman, bilgisiz halkın gözünde başka kalıplara girerler. Bazılarınca bir değerleri yoktur. Bazılarına göre de bir dünyaya bedeldirler. Onlara bazen sofist, bazen de devlet adamı derler; kimi zamanlarda da birçoklarına bütün bütüne deli görünürler.
  • Yazmak ruhun geometrisidir.
  • Yeryüzünde barışı sağlayacak sihirli değnek analarla öğretmenlerin elindedir. Eğitim demek, vücutta ve ruhtaki güzelliği ve mükemmelliği son mertebesine kadar geliştirmek demektir.
  • Yokluğu sözle bildirmeyi deneyen, aslında hiçbir şey söylemiyor demeliyiz.
  • Zeki adamlar söyleyecek bir şeyleri olduğu için konuşurlar. Aptallar, konuşmaları gerektiği için.

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Commons'da Platon ile ilgili çoklu ortam dosyaları bulunmaktadır.

Vikipedi'de Platon ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.