Fethullah Gülen

Türk imam, vaiz ve yazar (1941–2024)
(Gülen sayfasından yönlendirildi)
Fethullah Gülen
Doğum tarihi 27 Nisan 1941
Doğum yeri Pasinler
Ölüm tarihi 20 Ekim 2024
Ölüm yeri St. Luke's Hastanesi - Monroe Kampüsü
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi



  • Anarşi daha çok ilim yuvalarından kaynaklandı. Hâlâ sokaklarda bir şey arayanlar, daha çok elinde kitabı, kalemi, defteri olanlar... Sokakları saran, nizamlara karşı gelen, devlet tanımayan ilmin bağrında yetişenlerdi. Mayasız ilim, Allahsız ilim, peygambersiz ilim, kitapsız ilim, uhrevisiz ilim!
  • Amerika daha uzun zaman dünyanın kaderinde çok önemli bir rol oynayacaktır. Bu realite kabul edilmeli. Amerika göz ardı edilerek şurada burada bir iş yapılmaya kalkılmamalı. Rusya destekleyebilir bir işi fakat Amerika ile iyi geçinmezseniz, işinizi bozarlar.[1] (Tarih: 23 Temmuz 1997)
  • Ahireti kazanan insan kaybetmiş sayılmaz. Allah’ın rızasını kazanan bir insan kaybetmiş sayılmaz. Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm’ın (sallallâhu aleyhi ve sellem) maiyyetine ermiş bir insan kaybetmiş sayılmaz.[2]
  • Allah için olamayacaksak olmanın hiçbir anlamı yoktur; öylesi anlamsız bir mevcûdiyettir.
  • "Ağlamak öyle bir iksirdir ki, kavrulan ruhun ateşini ondan başka hiçbir şey söndüremez. Ruh tutuşunca vicdan kavrulmaya başlar ve işte o zaman insan ağlar. Ağlar ve ruhunun ateşini söndürür. Sıkıntı ve şiddet karşısında en geçerli iksir, rahat ve rehavet zamanında yapılan duadır."
  • Akıl ile kalbi birbirinden ayırmamalısınız; onların izdivacına her zaman ihtiyaç vardır. Aklın muhakemesi, kalbin de semavîliği ve ledünnîliği omuz omuza olursa, işte o zaman hiç aşılamaz gibi görünen problemler bile kolayca aşılabilir.
  • Bütün terör örgütlerinin Allah belasını versin!.. Pakrudin Terör Örgütü'nün Allah belasını versin!.. Pers Terör Örgütü'nün Allah belasını versin!.. Terör örgütü olmayana, “terör örgütü” diyenlerin Allah belasını versin!.. Paralel olmayana “paralel” diyenlerin de Allah belasını versin!.. Umduklarının aksiyle onları tokatlasın, yerle bir etsin, hazan yemiş yapraklar gibi savursun, gübreler gibi toprağın bağrına devirsin, gübre kılsın hepsini!..[2]
  • Beceremediniz, artık bırakın.[3]
  • Bahriye Üçok, Turan Dursun, Uğur Mumcu gibi basın-yayının önemli ve önde gelen insanları, faili meçhul cinayetlere kurban gittiler. Gitti ve sahip oldukları kimliklerden dolayı da cinayetler Müslümanlara maledildi. Medya da olayı tahkik ve tetkik etmeden, niçin ve neden sorularına cevap verecek sır perdelerini aralamasını beklemeden aceleden hüküm verince Müslümanlar bu menfur olayların katili oldu çıktı. Halbuki devletin yetkili organları biliyor ki, bu cinayetleri Müslümanlar işlemedi. Bu insanlar -isim tasrih etmeyeceğim- dünya çapındaki istihbarat örgütlerinde eğitim görmüş, profesyoneller tarafından öldürüldü.[4]
  • Bir kimse din adına bilmesi gerekenleri öğrenmeden cahillikten kurtulmuş sayılmaz.
  • Büyük ya da küçük kendini bir şey zannedenler kaybetmeye namzettirler.
  • Bizim Allah’la irtibattan daha öte herhangi bir güç kaynağımız yoktur.
  • Bu hizmetin içinde bulunanlar, bu hizmete göre hizmet vermek isteyenler, her birisi dünyayı idare edebilecek birer diplomat gibi hareket etmeli.
  • Bilgi bazen saygıyı götürüyor. Halbuki bilmeye gerçek kıymetini kazandıran insanın içindeki saygı hislerini artırıyor olmasıdır.
  • Bir insanın okuyup öğrendikleri ne kadar çok olursa olsun, hiçbir zaman onu okuyup-öğrenmekten alıkoymamalıdır. Gerçek ilim adamları, daha çok, sürekli araştırmalarının yanında, bildiklerini yetersiz bulan kimseler arasından çıkmıştır.[5]
  • ("Ama geçmişte türban meselesi yüzünden toplum neredeyse birbirine girecekti. Siz bu tartışmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna cevâben) Temel meseleler varken, teferruatın kavgasını vermek zannediyorum üslup bakımından yanlış.[6]
  • Bende üstadın bir yerde askeri dahi dediği var. Askeri dâhidir, idari dâhidir dedim. Fatih Koleji'nin mezuniyet töreninde Atatürk'ün adından bahsedilmedi diyor. Doğrusu bahsedilmedi. Doğrusu bana sorsalardı senaryoyu, derdim 'bahsedin yav'. Mesele değil bunlar, teferruat. Bahsedilmedi, hata ediyor arkadaşlar. Basit şeylere takılmamak lazım. Napolyon da dâhi, Hitler de dâhi... Dünya kadar insan arkasından koşmuş.[7]
  • Dünyanın o cazibedar güzelliklerine kapılmadan, aşağı insanlara boyun eğmeden, kendi düzenini kurarak, i'la-yı kelimetullah için, milli ruhu yüceltmek için, ruhunun abidesini ikame etmek için koşmak lazım.[2]
  • Din hiçbir karşılığa kurban edilemeyecek fakat uğrunda her şey kurban edilebilecek bir müessesedir.
  • Doğrular yalanlarla temsil edilemez. Onun için ne kadar yüce hakikatleri temsil ettiğimizin ve davranışlarımızın da ne ölçüde müstakim olduğunun farkında olmalıyız.
  • Dünyaya zalimane hükmedenler, bulundukları mevki ve makamları, hep inananların gafletinden istifade ile elde etmişlerdir. Dinin ve gelecek nesillerin hatırına, hiç olmasa bundan sonra bu gafletten sıyrılmamız gerekmez mi!?
  • Ey Rahmeti Sonsuz! Şeytanın bile ümit bağladığı, o engin rahmetin hürmetine, 'Ben, ben' diyen görgüsüz ve saygısızların gözlerinden perdeyi kaldır. Teklif düğümünü azıcık çöz. Hayranlık duyulacak iş ve icraatını şaşkınlıkla seyredenlere bir kısım cilveler göster ve boşlukta olan gönülleri marifetinle doyur![8]
  • Evrâd u ezkâr, i’lâ-yı kelimetullah yolunda mücahede eden bir mü’minin en önemli zâd ü zahîresi; Allah Teâlâ ile münasebetinin de emaresidir.
  • Elinizden geldiğince çevrenizi kendi benliğinden, egosundan uzaklaştırmaya çalışın. Eğer bir gün o ideal nesil, ütopyalarda resmedilen nesil, isbat-ı vücut edecekse, o, bencilliği olmayan, 'ben' davasından geçmiş, 'ene'yi bırakmış, hatta şirkin en hafifi olan 'biz'i de aşarak, 'Hüve'de/'O'nda tevhidi yakalamış, 'ene'yi yırtıp, 'Hüve'yi göstermiş nesil olacaktır. (Amerika'da Bir Ay, 2001 / s. 183)
  • Etrafımızdaki en az melek sayısı kadar şeytan var. Bir boşluğumuzu görüp bizi tepe taklak getirmek için fırsat kolluyorlar.
  • En büyük hikmetlerden biri "İnsan dilinin altında saklıdır" sözü olsa gerek... Bence, bundan daha büyüğü de "Dost istersen Allah yeter, arkadaş istersen, Kuran" sözüdür.[9]
  • Gönülden “âh!” edenin her ‘âh'ına icabet edilmiştir. O'na doğru içten yükselen hiçbir ses cevapsız kalmamıştır. Elverir ki, biz sesimizi gönlümüzün sesi haline getirelim.
  • Gıybet ve dedi-kodu kadar bir toplumu fesada sürükleyen ikinci bir virüs gösterilemez.
  • Gönlünü Cenâb-ı Hakk'a vermiş mü'minler duaya doyma bilmezler.
  • Geceler, insanın inkişaf edip gelişmesine ve insanlığın mutluluk ve saadetinin hazırlanmasına açılmış meydanlar gibidir. Yüksek fikir ve yüksek eserler hep o karanlık döl yatağında gelişmiş ve insanlığın istifadesine arzedilmişlerdir.[10]
  • Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. (yenilemelidir) Hatta Kelime-i Tevhidin ikinci bölümünü yani ‘Muhammed Allah’ın rasulüdür’ kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden (söyleyen) kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır.[11]
  • Humeyni, kıyametten önce geleceği beklenen Mehdi'nin vekili kabul ediliyordu. Şiiler 12 İmam'ı, Peygamberimiz dışındaki bütün peygamberlerden üstün görürler.[12]
  • Hususiyle dinin tamamen siyasi güdüme girdiği, çoklarının dinî duyguları, dinî hissiyatı, dinî argümanları dünyada bir yere varmak için kullandığı, kitleleri arkalarından sürüklemek isteyen insanlar arasında “görünme dindarlığı”nın yaygınlaştığı günümüzde ibadet u taate karşı sabır çok önemlidir. Evet, bugün camiye gelirken, oruç tutarken, başını örterken, “din-diyanet” derken bütün mülahazaları tamamen dünyayı hedeflemek olan bir sürü insan var.[2]
  • Izdırap, en duru ilham kaynağıdır.[13]
  • İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret bu yanlış anlamanın büyük oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası, İslam'ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkanını bağrına basacaktır.[14]
  • İsrail'den onay alınmalıydı. İsrail'in onayı olmadan hareket etmek otoriteye başkaldırıdır. (Mavi Marmara yardım gemisi hakkındaki sözleri)
  • İmanlı bir insanın ümitsizliğe düşmesi söz konusu olamaz
  • İmanın, insanın sinesine tastamam yerleşmesi ancak amelle mümkün olur. Salih amelle beslenmeyen imanın solması hatta sönmesi her zaman muhtemeldir.
  • “İğneyle bir dağı yerinden sökmek, bir kalbden kibri çıkarmaktan daha kolaydır” sözü hakikatin tam ortasından altın gibi bir sözdür.
  • İnanmış bir gönülde stres olmaz; olsa olsa hafakan olur. Siz ona, “mukaddes hafakan” da diyebilirsiniz.
  • İran hep fitneler tarihi olmuştur. İran İslam'ı zorla kabul etmiş, mukavemeti entrikada bulmuştur.[15]
  • İnsan her ne kadar ihtiyar sahibi ise de, emir ve irade Allah'a aittir. O'ndan emir gelmeyince hiçbir şey olmaz.. O irade etmeyince hiçbir nesne vücuda gelemez! O dilememiş olsaydı, bugün ne zaman ne de mekan bulunurdu. O, var ettiği şeyleri devam ettirmeseydi, her şey toz-duman olur giderdi.[16]
  • İşkolik olmak başka, işinin aşığı olmak başkadır.
  • İnsan, Allah’a yürekten ihtiyaç hissetmeli, acz u fakrıyla Allah’a yönelmeli ki, Cenâb-ı Hak da ona icabet etsin. Cenâb-ı Allah, Zâtına karşı müstağni davrananlara teveccühte bulunmaz.
  • İbadete tutkun kullar namazı bekletmezler, vaktin bir an önce girmesini ve yeni bir niyaz anının gelmesini beklerler
  • İnsan, herhangi bir iş yapmaya niyet edince, önce, o mevzu ile alakalı şeyleri iyi öğrenmeye çalışmalı, yapabileceğine tam inandıktan sonra da teşebbüste kusur etmemelidir.[17]
  • Kadın bir iş yapacaksa, bu mutlaka onun, fizyolojik, psikolojik ve ruhi yapısına uygun olmalıdır. Ona altından kalkamayacağı ağır işler teklif etmenin ve kadını fıtratının dışına taşan işlerde çalıştırmanın ne eşitlikle ne de insani yaklaşımla alakası vardır. Aksine böyle bir davranış kadının elinden birçok hakkını gasbetme manasına gelir. Efendimiz'e ait şu hadis, söz konusu hususu ne güzel ve ne çarpıcı ifade eder: "Bir ineği boyunduruğa koşmuşlardı. Döndü ve sahibine şöyle dedi: Ben bu işler için yaratılmadım." Yani bu iş için öküzler yaratıldı.[18]
  • Kimde olursa olsun, azıcık samimiyet bir başarı vesilesi olabilir.
  • Kaderi tenkit etmemenin yolu insanın kendini sorgulamasından geçer.
  • Kayıp gidenleri gördükçe daha çok ürpermeli, hatta tir tir titremeli ve Allah'a sığınma hissimizi hep canlı tutmalıyız
  • Kendimi Kur'an ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in sünnetinin belirlediği bir çerçeveye oturtmaya çalışan sıradan bir Müslüman olarak tanımlayabilirim. Bu konuda ulemanın, fukahanın, müfessirinin, hadis şarihlerinin, tasavvuf ehlinin eserlerini mütalaa etmeye çalıştım. Evvelki yıllarda bana tarikat mevzuunda da sualler tevcih edildi. Tarikat mensubu musunuz veya tarikat karşıtı mısınız diye. Her ne kadar bir tarikat mensubu olmasam da tasavvuf büyüklerinin bana ciddi tesiri olmuştur. (The Atlantic'e verdiği röportajdan)
  • Kendisini olmazsa olmaz görenler hasta tiplerdir. Ölçü şudur: “Olsam da olur, olmasam da olur; olmasam herhalde daha iyi olur.”
  • Mustafa Kemal'in konuşmalarında, esas Nutuk'ta yazılı olarak baksanız, şimdilerde veriyorlar konuşmalarını. Tezahürlerin abarttığı, şişirttiği, köpürttüğü konuşmalar. Goygoycular vardır. Meclis'te de vardır, parlamenterler filan. Amigo bunlar. O bir bakar toplumun yüzüne. Herkes alkışlar onu. Birkaç yere oturmuş, hususi alkışçılar. O açıdan onun sözlerine bir yönüyle derinlik katan da bu enstrümandır. Sözün kendi gücünde bir şey yoktur.[7]
  • Mübarek bir gayeden ve onun yolundaki mukaddes hafakandan mahrum bir neslin önce içten içe yanarak karbonlaşması, sonra da bir alev topuna dönüşerek, etrafındaki her şeyi yakıp kül etmesi kaçınılmazdır.
  • “Ne günahım(ız) var ki” diyen kimselere bu düşünceleri günah olarak yeter.
  • Örtü konusunda bir şey demeye hakkımız yok. Kur’an’ın içinde açık sarih nasslar var yani. Bu mevzu bizim yorumlamamızın dışında kalıyor. Çünkü bu Allah’ın emridir. (...) Kadının başını örtmesi meselesi bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir. Allah’a karşı kulluk, umumi manada kulluk meselesi ölçüsünde önem arz etmez bunlar. Füruata ait meselelerdir.
  • Peygamber Efendimiz’in (aleyhissalâtü vesselâm) hiçbir beyanında en büyük hasımları olan Ebû Cehil’den, Utbe’den vs. şikayet ettiğini göremezsiniz. Biz de Efendimiz’in ahlâkıyla ahlaklanmalı; bize saldıranlarla uğraşma yerine yapmamız gerekli olan işlerle meşgul olmalıyız. Zaten Kur’an da, ‘Aleyküm enfüseküm-Siz kendinize bakın’ demiyor mu!?
  • PKK ile vuruşmada ölen insan bizim insanımız. Bizi orada birbirimize vurduran Ermeni ve Nusayri güçlerdir. Ve tabii ki onların arkasında süper güçler var![19]
  • Senin iktidar dediğin şey nedir? 20 yaşında ben onu devireceğimi, yerine başkasını kuracağımı planlamış insanım.[20]
  • Sağlam bir itikatla Allah’a sığınınca hallolmayacak hiçbir mesele yoktur.
  • Süvari attan anladığı gibi, küheylan da yiğitten anlar.
  • Şeyh Said isyanın yanında olmak mümkün değildir, isyan isyandır. Devlete karşı her isyan isyandır ve her isyan mel'un (lanetli) bir harekettir.[21]
  • Şia, Fars Aleviliği, Müslümanlığa karşı kin ve nefretini Hz. Ali'ye de yansıtır, Ali'yi kendi mitolojilerindeki Zaloğlu Rüstem haline getirmişlerdir.[12]
  • Allah (azze ve celle) eşhâsa (şahıslar) değil de evsâfa (vasıflar) bakar.
  • Toplumun ıslahı için tek tek fertlerin salâha erdirilmeleri şarttır; aksi halde, eczası günahlardan mürekkep parçalardan, sıhhatli bir bünyenin meydana gelmesi mümkün değildir.
  • [Türban meselesi hakkında] Kişi kanaat-ı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler.[22]
  • Vücudumuzun bir yerinde ağrı, sızı olunca, ‘of, puf' diyeceğimize, ‘elhamdülillah' demeliyiz. Nasıl olsa ikisinde de ses çıkıyor. Fakat, birincisinde Rabb'in rubûbiyetine itirazın vebali, ikincisinde ise O'ndan gelene razı olmanın ecri var.
  • ...Varsın bir sürü ahmak bir başarı elde etmiş gibi güledursun. Düğünler dernekler kursun. O komik durumlarını birer bayram ilan etsinler. Fakat dünya bu meseleyi alaya alıyor, bu alaylar kitapların sayfalarına paragraflar halinde öyle işlenecektir. Hayatta kalırlarsa bunun altında öyle ezilecek, öyle hicap duyacak, öyle kızarıp bozaracak, öyle iki büklüm olacaklar ki ölür giderlerse öbür tarafta keşke keşke keşke demeden elleri olmayacak ki başka şey söylesinler.
    • (22 Temmuz 2016'da darbe girişiminden sonra yaptığı konuşma)
  • Zayıfı ezen, galip de olsa mağlup; haklı, mağlup da olsa galiptir.

Hakkında söylenenler

değiştir
  • Fethullah Hoca isimli bir adam türedi. Bana, Atatürk'e ve tüm ilericilere küfrediyor. Yakalandı, mahkemeye verildi. Fakat mahkeme kendisini serbest bıraktı. Ayrıca ortalıkta Mahmut Hoca diye bir şahıs daha görülmeye başladı. Mahkeme onu da serbest bıraktı. Bu gelişmeler, bu gibi mürtecileri cesaretlendiriyor. — Kenan Evren
Bakanlar Kurulu toplantısında hükûmete uyarı, 25 Temmuz 1986
  • Müracaatlar gelmeye başladı sağdan soldan: "Efendim, Fethullah Gülen Hoca sizinle konuşmak istiyor..." "Hayırdır?" dedim: "Ben ne konuşayım onunla?" Kabul etmedim. Tekrar geldiler, tekrar istediler. Hatta bir de bana saat getirmişler, "Almam bunu." dedim. Rüşvet! — Kenan Evren
2006 yılında üniversite öğrencilerine konuk olduğu Genç Bakış programından
  • Bizim tespitimiz şu: Gülen grubu bürokrasiyi kullanarak iktidara gelmek istiyor, Milli Görüşçüler sandıktan gelmek istiyor. Böyle bir yöntem farklılıkları var. Gülenciler başta 2000 yılını, 2005 yılını hedef seçmişlerdi. Şimdi 2025 diyorlar. — Şenkal Atasagun (1999 yılı.)[23]
  • Fetullah Gülen'in asıl işgal planı 1985'te İstanbul'da FEM Dersanesinin açılmasıyla başlamıştır. Çünkü FEM Dersanesi ve ondan sonra pıtrak gibi açılan dersaneler, Anadolu'nun en ücra köşelerinde, ilçelerinde IQ'su yüksek, en zeki talebeleri tespit etti. Bundan 7-8 sene önce Pensilvanya'da bir kişi bana, 'ABD'de akademik çalışma yapan 2 bin kadar arkadaşımız var' dedi. Bunlar Türkiye'yi ileride yönetecek kadroları ABD'de, Avrupa'da yetiştiriyorlar.[24]Hüseyin Gülerce
  • Bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz. — Recep Tayyip Erdoğan
  • Cemaatler, özellikle tasavvuf eksenli cemaatler bu toplumun sigortası; Fethullah Gülen Hocaefendi ve (samîmî, ihlaslı, dur durak demeden ülke ülke dolaşan) talebeleri ise bu ülkenin emniyet sübabıdır.[25]Yusuf Kaplan
  • Fethullah'tan bir dönem bana söz ettiler. İşte, kasetlerini seyret, önemli şeyler söylüyor diye. Seyrettim; ağlayan, sümük çeken bir adam. — Şenkal Atasagun (2000 yılı.)[26]
  • Fethullah Gülen’e gelince, özellikle ABD’de kalmasına yardımcı olan isimlere bakılırsa, o, Neo-conlar tarafından ılımlı İslam konseptinin uygulanmasında kullanılabilecek bir kişi olarak değerlendirilmiş olabilir. Bu tip cemaatler, hedeflerine ulaşmada kendileri için en büyük engel olarak TSK’yı görmektedir. Görüleceği gibi; laiklik karşıtı hareketlerin ve Gülen cemaatinin hedeflerine ulaşması için en büyük engel TSK idi. — İlker Başbuğ[27]
  • Fethullah Gülen’in öldürülüp yerine benzerinin klonlandığını düşünüyorum. Çünkü Amerika böyle bir teknolojik güce sahip. İnsanlar geçmişte böylesine aşkla bağlandıkları birinin şimdilerde böyle işler yapabileceğine inanmıyor. Açıkçası ben de öyle düşünüyorum. Dolayısıyla böyle bir şey olabileceğini düşünüyorum. — İkbal Gürpınar (Aralık 2015)[28]
  • Sayın Fethullah Gülen, siz olmadan burada eğlenemiyoruz, coşamıyoruz, kalbimiz buruk. Dönün artık. Özledik. — Erkan Tan[29]
  • Fethullah Gülen, bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. — Bekir Bozdağ[30]
  • Fethullah Gülen Hocaefendi’nin başımın üstünde yeri vardır. — Serdar Arseven[31]
  • Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ve onun dostlarının bu konudaki çabalarını gerçekten takdirle izliyorum. Çağdaş bir eğitim verildiği belli. — Bülent Ecevit[32]
Gülen okullarını överken (1998)
  • Memleketimizin manevi dinamiği olan Hocaefendi'nin Avrupa'dan Yunanistan'a, Kanada'dan Yakutistan'a kadar olan çalışmaları her manada takdire şayandır. Hocaefendi, Türk milletinin gönlünde hak ettiği tahtı kurmuştur. Hiçbir zan ve iftira, onun bu durumunu sarsamaz.[33]Alparslan Türkeş
  • Bu toplumda benim gibi Türk milliyetçisi ama Atatürkçü anlamda Türk milliyetçisi olan milyonlarca insan, Fethullah Gülen'in yargılanmasını istiyor ve bu yapılanmanın dağıtılmasını istiyor.[34]Necip Hablemitoğlu
  • Gurbetten Hacc’a gidişlerimin birinde Medine’de mücâvir olarak yaşayan Hüseyin Avni Bey adında idealist bir gençle tanıştım. O kesif bir faaliyet içinde idi. Teknik bir düzen kurmuş Fethullah Gülen’in kasetlerini çoğaltıyor ve bunlar Türk hacılarına pazarlanıyordu. O’nun evinde bu kasetlerden bazılarını dinlemek fırsatım oldu. Bunlar güzel hissi vaazlardı. Fethullah Gülen’e muhabbetim daha da arttı. Bu arada Zaman Gazetesi’nde çalışan Fehmi Koru, Almanya’ya gelmiş ve benimle Zaman Gazetesi için geniş bir röportaj yapmıştı. Bu röportajın Zaman Gazetesi’nde hakkımdaki hâhişkâr iltifatlarla tam sayfa hâlinde yayınlanması da bu cemaatle aramdaki sıcak alâkanın bir tezâhürü idi. Daha sonra orada başka medihkâr yazı ve haberler de yayınlandı. Aradan beş-altı aylık bir zaman geçtikten sonra Fethullah Gülen Almanya’ya geldi. Etrafında kalabalık bir grup olduğu hâlde, beni Limburg’daki sucuk fabrikamda ziyaret etti. Etrafında yirmi-otuz kişi vardı. Beni iltifatlara garketti. Sebil Dergimizden çok şey öğrendiği beyanına ilâveten: “- Siz ülkemizin en yiğit insanısınız” tarzında iltifatlarda bulundu. Tabiatıyla ben de bu iltifatlara bir takım nezâket cümleleriyle mukabele ettim.[35]Kadir Mısıroğlu

Kaynakça

değiştir
  1. 23 Temmuz 1997, Nevval Sevindi, Yeni Yüzyıl gazetesi, "Amerika Dünyanın Dümeninde"
  2. 2,0 2,1 2,2 2,3 "Fethullah Gülen Hocaefendi: Zamanın çıldırtıcılığına karşı sabretmeli" başlıklı haber, zamanfransa.com
  3. http://cdn.yeniakit.com.tr/images/upload/hurriyet-beceremediniz.jpg
  4. M. Fethullah Gülen, Nil Yayınları, Prizma 1, 1997, s. 299.
  5. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 94, Nil Yay., İstanbul: 2008
  6. M. Fethullah Gülen, "Başörtüsü ve Türban", fgulen.com
  7. 7,0 7,1 Atatürk'ü Hitler'le bir tuttu
  8. M. Fethullah Gülen, Kitap ve Sünnet Perspektifinde Kader, Nil Yayınları, 34
  9. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 85, Nil Yay., İstanbul: 2008
  10. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 83, Nil Yay., İstanbul: 2008
  11. Küresel Barışa doğru (Kozadan Kelebeğe – 3) Sayfa :131
  12. 12,0 12,1 Nevval Sevindi, Fethullah Gülen İle New York Sohbeti, Sabah Kitapları, 2. Baskı, s. 51.
  13. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 93, Nil Yay., İstanbul: 2008
  14. 1998.02.09 Papa II. John Paul'e Gönderdiği Mesaj, gyv.org.tr'de yer alan metininden.
  15. Nevval Sevindi, Fethullah Gülen İle New York Sohbeti, Sabah Kitapları, 2. Baskı, s. 50.
  16. M. Fethullah Gülen, Kitap ve Sünnet Perspektifinde Kader, Nil Yayınları, 31-32
  17. M. Fethullah Gülen, Ölçü veya Yoldaki Işıklar, s. 95, Nil Yay., İstanbul: 2008
  18. M. Fethullah Gülen, Nil Yayınları, Prizma 1, 1997, s. 180-181
  19. M. Fethullah Gülen, Nil Yayınları, Prizma 1, 1997, s. 298.
  20. https://www.youtube.com/watch?v=hkuIGwRC4rkl
  21. http://www.youtube.com/watch?v=uaN_GiaHj1k
  22. Akşam, Orhan Yurtsever'in Fethullah Gülen'le Yaptığı Röportaj, 13 Mart 1998.
  23. [1]
  24. Gazeteci Gülerce: Gülen'in asıl işgal planı FEM Dersanesinin açılmasıyla başlamıştır
  25. "Tarihî bir dönemeçten geçiyoruz; herkes dikkatli olmalı!" (24 Kasım 2013). Yeni Şafak. Erişim tarihi: 26 Aralık 2016.
  26. webarsiv.hurriyet.com.tr
  27. Hürriyet, 08 Ekim 2015.
  28. "İkbal Gürpınar'a göre Amerika Gülen'i klonlamış!" başlıklı haber.
  29. Fethullah Gülen’e övgüler dizen Erkan Tan bu görüntülere ne diyecek?
  30. AKP'DEN FETHULLAH GÜLEN'E İNANILMAZ ÖVGÜLER
  31. Serdar Arseven "Gülen Hoceefendi'nin başımın üstünde yeri var!"
  32. Fetullah Gülen'e Övgüler Dizen Türk Siyasetçiler https://www.youtube.com/watch?v=tPBiK13qshY&ab_channel=guevara
  33. https://www.youtube.com/watch?v=AZ07isCIwoI&ab_channel=clubvideoo
  34. Necip Hablemitoğlu, Fethullahçı Örgütlenmeyi Anlatıyor | 1999 | 32.Gün Arşivi https://www.youtube.com/watch?v=32XyHplKS_s&ab_channel=32.G%C3%BCn
  35. Kadir Mısıroğlu, Tarihten Günümüze Tahrif Hareketleri Cild III, 2. basım, İstanbul: 2012, s. 317-318, ISBN 978-975-580-066-0

Konuyla ilgili diğer Wikimedia sayfaları:

Vikipedi'de Fethullah Gülen ile ilgili ansiklopedik bilgi bulunmaktadır.