Ömer Hayyam
Fars şair, filozof, matematikçi ve astronom (1048–1131)
(Hayyam sayfasından yönlendirildi)
Ömer Hayyam | |
---|---|
Doğum tarihi | 18 Mayıs 1048, 15 Mayıs 1048 |
Doğum yeri | Nişabur, Hira |
Ölüm tarihi | 4 Aralık 1131 |
Ölüm yeri | Nişabur |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Gıyaseddin Eb'ul Feth Ömer İbni İbrahim el-Hayyam veya kısaca Ömer Hayyam, İranlı şair, filozof, matematikçi ve astronom.
Sözleri
değiştir- Uyan! Uyumak için önümüzde sonsuzluk var.
- Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz; Öğrenemedik bir türlü yan yana yürümeyi...
- Adalet evrenin ruhudur.
- Hayat kısa insanoğlu! Kesildikçe biten otlar gibi yeşermeyeceksin bir daha.
- Tanrım niye ekşi ayranı edersin helal de şarabı haram?
- Bir kerpiçim de olsa, satar yine şarap içerim.
- Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik, bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz.
- Ölmemek elimizde değil ki bizim. İyi yaşamamak beni tek korkutan.
- Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar, bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir, sevgi.[1]
- Şarap içiyorum, doğrudur.
Aklı olan da beni haklı bulur.
İçeceğimi biliyordu Tanrı.
İçmezsem Tanrı yanılmış olur. - Şarap içmiyorsan, içenleri kınama bari;
Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
Yediğin haltların yanında şarap nedir ki?[2] - Ben içerim, ama sarhoşluk etmem:
Kadehten başka şeye el uzatmam!
Şaraba taparmışım, evet, taparım;
Ama senin gibi kendime tapmam. - Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
- Var mı dünyada günah işlemeyen, söyle!
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle. - Yıldız ve ay her zaman gökte olacak.
Saf şaraptan iyiyi sanma bulacak.
Şarap satan insana ben çok şaşarım,
Satıp, ondan güzel bir mal mı alacak? [3] - Dünyayı kim günahsız bilirmiş, söyle!
Yaşayan mutlak günah alırmış, söyle!
Ben kötülük edince, sen de edersen;
İkimizin ne farkı kalırmış, söyle! - Ne diyeyim ki sana,
Varlığın sırları saklı senden, benden,
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben,
Bizimki perde arkasında dedikodu,
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben.
- Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin? - Buraya dilber, şarap dizersen eğer,
Burayı su, çemenle bezersen eğer,
Fazlasını istersen, cehennemde yan;
Gerçek cennet buradadır, sezersen eğer. - Seni kuru softaların softası seni!
Seni cehenneme kömür olası seni!
Sen mi Hak'tan rahmet dileyeceksin bana?
Hakka akıl öğretmek senin haddine mi! - Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?
- Ey canlar, şarapla buldurun bana beni;
Yakutlara çevirin kehruba çehremi;
Şarapla yıkayın beni öldüğüm zaman,
Asmadan bir tabut içinde gömün beni. - Her gece aklım dalar gider engine.
Ağlarım, inciler dolar eteğime.
Sevdalıyım, şarap dayanmıyor bana:
Kafam baş aşağı çevrik bir tas mı ne!
- Ben, gönlü temiz insana kurban olayım.
Gezsin başım üstünde benim, hoş tutayım.
Ham insanı al karşına, söylet azıcık,
Dön, sonra cehennem ne imiş, gel sorayım. - Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer;
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. - Dünya üç beş bilgisizin elinde;
Onlarca her bilgi kendilerinde.
Üzülme; eşek eşeği beğenir:
Hayır var sana kötü demelerinde. - Cennette huriler varmış, kara gözlü;
İçkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili. - Üzülüp durma, sen de yarından yana
Yaşamak böyle günleri fırsat sana
Bin yıl önce göçenlere yoldaş olup
Ederiz, köhne mabede, yarın veda - Cennetle, cehennem, var mı gören, gönlüm?
Dönmüş kimi gördün, öteden, gönlüm?
Bel bağladığım, korkuyla umutta
Yok; bir tek işaret, iz bile gönlüm. - Kim görmüş o cenneti, cehennemi?
Kim gitmiş de getirmiş haberini?
Kimselerin bilmediği bir dünya
Özlenmeye, korkulmaya değer mi?
- Ah, benim Hesaplarım olmasaydı, derler İnsanlar,
İndirgenir miydi Yıl daha iyi belirgenliğe?— Hayır
Onlar yalnız silip atmak içindiler Takvimden.
Daha doğmayan Yarını, ve ölen Geçen günü.[4] - Gözüm, değilsen eğer kör, mezara ağlayıgör
Bu fitnelerle geçen ömrü bir hesaplayıgör
Ve toprak altını gör, Şah, vezir beraber uyur
Karınca ağzına düşmüş, şu ay yüzlüyü gör, - Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok. - En doğrusu, dosta düşmana iyilik etmen;
İyilik seven kötülük edemez zaten.
Dostuna kötülük ettin mi düşmanın olur:
Düşmanınsa dostun olur iyilik edersen. - Güneşi balçıkla sıvamak elimde değil;
Erdiğim sırları söylemek elimde değil;
Aklım düşüncenin derin denizlerinden
Bir inci çıkardı ki delmek elimde değil. - Bu dünyaya kendi isteğimle gelmedim ben;
Şaşkınlıktan başka şeyim artmadı yaşarken.
Kendi isteğimle de gidiyor değilim şimdi,
Niye geldik kaldık, niye gidiyoruz bilmeden. - Eşi dostu verdik birer birer toprağa;
Kiminden bir taş bile kalmadı ortada.
Sen, yorgun katır, hala bu kalleş çöldesin;
Sırtında bunca yük, yürü bakalım hala. - Dert içinde sevinci bul da yaşa;
Haksız düzende haklı ol da yaşa;
Sonu nasıl olsa yokluk dünyanın,
Varından yoğundan kurtul da yaşa. - Doyacak kadar aşın varsa,
başını sokacak bir damın,
insanoğluna kulluk etmiyorsan,
başkasının sırtında değilse geçimin,
tamam, güneşli günler içindesin.
- Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi;
Gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi;
Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar,
Bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi. - Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin.
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin? - Niceleri geldi, neler istediler;
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
Hakkında söylenenler
değiştirKaynakça
değiştir- ↑ "Ömer Hayyam". 24 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi.
- ↑ Rubailer, Ömer Hayyam, Neden Kitap, S.47
- ↑ Yalçın Aydın Ayçiçek, Hayyam'ın Türkçe Yüzü (Üçyüzü ve İçyüzü), Can Yayınları
- ↑ İran Şiiri
- ↑ "Sagopa Kajmer Hürriyet Gazetesi Röportajı 2005". Hürriyet. melankolia.com.tr. 28 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Ekim 2016.