Soner Yalçın
Türk gazeteci ve yazar
Soner Yalçın | |
---|---|
Doğum tarihi | 1 Ocak 1966 |
Doğum yeri | Çorum |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Soner Yalçın, Türk gazeteci ve yazar.
Kitapları
değiştirBay Pipo (1999)
değiştir- Eski bir İngiliz geleneğiydi; soylu ailelerin erkek çocuklarına, delikanlılık çağına geldiklerinde bir kılıç ve bir pipo takımı hediye edilirdi. Hediye edilen pipo takımı, soylu çocuk doğduğu gün bir uşağa verilir ve onun kullanması istenirdi. Amaç, yıllarca uşak tarafından kullanılan pipoların, ısırgan otu tadından kurtulup, zehiri özümseme yeteneğini geliştirmesiydi. Çocuk büyüyene kadar pipolar, sağlıklı bir içime hazırlanmış olurdu. Pipo kullanma yaşına gelen asilzadenin delikanlı oğlu da böylece hiç emek harcamadan iyi bir pipo takımının sahibi olurdu...[1]
- Giriş sözü, s. 13
- Savaşın ve Nazi işgalinin yaralarını yeni yeni sarmakta olan Paris, genç Hiram Abas'ın gittiği günlerde Fransa'nın Vietnam'da sürdürdüğü sömürge savaşını protesto gösterileriyle çalkalanıyordu. Ayrıca Paris sokakları. ABD'deki McCarthy'ci komünist avcılığının sonucu olarak karıkoca Rosenberglerin casusluk suçlamasıyla idama mahkûm edilmelerine karşı gösterilerle de sarsılıyordu. Hiram Abas'ın adlarını lise sıralarında öğrendiği aydınlar, bu gösterilerin başını çekiyordu: Sartre, Camus, Aragon, Picasso...
- s. 40
- "Türküm" dediği Fransızlar ona hemen Nâzım Hikmet'i soruyorlardı. Türkiye'de yasak olan Nâzım'ın şiirleri, onun gidişinden bir yıl önce Fransızca olarak yayımlanmıştı. Ünlü şairlerin dizelerinden şarkılar besteleyen Yves Montand sahnede Nâzım'ın şiirlerini de okuyordu, hatta "Kerem Gibi" şiirine plak yapmıştı.
- s. 40
- "Vatan haini, komünist" diye bildiği şairin yurtdışında bu kadar sevilmesini içine sindirememişti.
- s. 40
Kaynaksız
değiştir- Ancak her örgütte olduğu gibi, Dev-Sol'un da her kademesine istihbarat örgütlerinin elemanları sızmaktadır. Örneğin 22 Kasım 1992 tarihinde, İzmir DGM'de yargılanan, 8 yıl cezaevinde yatmış, Dev-Solcu Ahmet Yücekaya mahkemeye MİT ajanı olduğunu itiraf eden 9 sayfalık bir dilekçe verdi...
- Dünyada hiç kimse yoktur ki ayıplamış olduğu şey, kendi başına gelmeden ölsün.
- Gandi: "Kin, utanç ve korkunun olduğu yerde Allah ortaya çıkmaz." diyor.
- Goethe tarihe, "Tanrı'nın gizemli atölyesi " der. Bu gizemli atölye; ayrıntılarla uğraşmaz; sıradanlığa aldırış etmez. İnsanın yıldızının parladığı anı bekler.
- İnsanlığın büyük yıkımlarından sonra; bilgi - gerçeklik önemini kaybeder; "inanma" ihtiyacı dışa vurur. Bu dönemde dogmatizm, akıldışılık her alana sirayet eder; iradesi zayıf olanlar yaşarken çürür. Böyle dönemlerde sadece insanın ruhundaki soyluluğu onun düşmesini önler.
- Raflarında kapağı açılmadan yepyeni kitapların durduğu kütüphaneye kaydı gözleri. Salonun bir köşesini kütüphane yaptırmıştı. Kitap okumaya değil, "biriktirmeye" karşı bir hevesi vardı. Belki de bu isteği entelektüel görünmek istemesinden kaynaklanıyordu. Ama polisiye ve casusluk türünde okumadığı kitap yok gibiydi. Dün gece uyuyabilmek için birini daha bitirmişti. "Cengiz'e söyleyeyim de, yeni çıkanlardan birkaç tane daha alsın bana" diye geçirdi kafasından. Yıllarca annesini ağırlayan yaylan çıkmış koltuğa şimdi sürekli kendisi oturuyordu. Alışkanlık olmuştu ve alışkanlıklarından kolay vazgeçen biri değildi.
- ... sorunun sorulmadığı yerde kutsal olaylar yaratma ve onu resmileştirme çok kolay gerçekleştiriliyor....
- Stefan Zweig, insanın yıldızının nasıl parlayacağını şöyle yazdı: "Tek bir evet, tek bir hayır; bir anlık erken davranma ya da bir anlık geç harekete geçme; bu anı, yüzlerce kuşak da geçse asla geri getiremez ve bu yitirilen an bireylerin ve ulusların yaşamını ve hatta bütün bir insanlığın yazgısını belirler."
- Türkiye'de Bizim Mahallede yanlış bir kabul var: Osmanlı'yı din geriletmiştir. Yanlıştır. İslam kültürünü gericilik kaynağı olarak ele alırsak kendi tarihi mirasımızla aramıza kopukluk sokarız. Osmanlı toplumu İslam yüzünden geri kalmamıştır; Osmanlı toplumunu geri bırakan unsurlar, aynı ortam içinde dini de geri bırakmıştır. Eğer dini gericilik nedeni olarak görürsek Farabi'leri İbn-i Sina'ları, El Kindi'leri, İbn-i Rüşd'leri nasıl değerlendireceğiz. Osmanlı'nın gerilemesinde din dışında çok farklı nedenler vardı. Ekonomi-politik temelli düşünmememizin sonucudur bu kaba anlayış. Evet, bugün de aynı şey oluyor. Türkiye'yi gericileştiren siyasal-ekonomik yapı dini de gericileştiriyor!
Kaynakça
değiştir- ↑ Bay Pipo, Soner Yalçın-Doğan Yurdakul, Doğan Kitap, s. 13
Soner Yalçın ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.