Celâl Şengör

Türk akademisyen ve yer bilimci
Celâl Şengör
Doğum tarihi 24 Mart 1955
Doğum yeri İstanbul
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Ali Mehmet Celâl Şengör, Türk jeolog. Mesleki kariyerinin yanı sıra entelektüel kişiliğiyle tanınmıştır.

SözleriDeğiştir

  • Eğitimi çok fazla özgürlüğe bırakmamak lazım. Eğitimi metazori (zorla) yapacaksın. Çünkü senin cahilliğin benim yaşamımı etkiliyor.[1]
  • Çözülmüş bir problemin içinde yaşamak aptallara mahsustur.
  • Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren'in ve arkadaşlarının yaptığı müdahale, demokrasiyi kurtarmak için yapılan müdahaleydi. O günleri yaşamış normal vatandaşa sorarsanız hepsi, "İyi ki oldu." diyor 12 Eylül için. Ben 12 Eylül gününü hatırlıyorum, o gün öğleden sonra sokağa çıkma yasağı kalktı. Vatandaşlar, sokakta gördükleri askerlere sarılıyorlardı.[2]
  • Şimdi diyecekler ki: "Efendim bu kötü ortamı zaten bu askerler hazırladıydı." Külliyen yalan! Öyle bir şey yok. Bu adamlar rahatsızdılar durumdan. O ortamı hazırlayanlar politikacıların aptallıklarıydı. Demirel ve Ecevit'ti. Ondan sonra diyecekler ki: "Efendim Amerika bunları fişekledi." O da doğru değil. Ben iki tane şahit göstereyim. Bir tanesi Çevik Bir General. O zaman Kenan Paşa'nın özel kalem müdürüydü. Efendim işte, "Bizim çocuklar başardı." lafı var ya, meşhur. Böyle bir laf edilmemiştir. Çevik Bir General diyor: "Nereden çıkıyor bu laflar? Böyle bir laf edilmedi." Seneler sonra Şahinkaya Generalin evinde çay içerken birlikte, "Biliyor musun? En çok ne ağrıma gidiyor?" dedi. "'Amerikalılardan icazet alıp yaptılar.' diyorlar." dedi. "Yahu bir Türk subayı, kendi memleketi ile ilgili bir şeyi Amerikalıya mı soracak?" dedi. Onu hiç unutmuyorum. İnanın, gözlerim yaşardıydı o cevabı verdiğinde.
(12 Eylül hakkında)[2]
  • Bakkala çakkala bile gitmiyorum yani ben. Bunlar alınıp benim elime getirilen şeyler.[3]
  • Ben milletime ikiyüzlülüğü yakıştıramıyorum.[4]
  • Türkiye Afganistan'dır. Yani milletin bikini giymesi, Mercedes'e binmesi, yok efendim rock müziği dinlemesi, burayı modern ve medeni bir ülke yapmıyor. Türkiye benim dünyada gördüğüm en ilkel nüfuslardan birine sahip.[5]
  • Bilim diyor ki: “Ben elimdeki verilerden, bütün, daha önce teklif edilmiş dini inançları bir tarafa bırakarak, bir şey çıkartmaya çalışıyorum. Bu benim çıkarttığım şey dinle uyuşmalı mıdır, değil midir? Bu şimdilik beni alakadar etmiyor.” diyor. “Benim yapmak istediğim...” diyor, “Anlamak!” “Ne oldu acaba? Ben bunu anlamaya çalışıyorum ve sadece eldeki verilerden hareket ediyorum. Eldeki verilerden, gözlem yapabildiğim yerlerden, mantıki çıkarım yapabildiğim yerlerden hareket etmek mecburiyetindeyim.” Eğer diyor, “Ben bunun içerisine herhangi bir gözleme dayanmayan ifadeyi katarsam bilim, bilim olmaktan çıkar. Dolayısıyla ben bunu katamam.” diyor. “Sadece ben ürettiğim varsayımları gözlemle desteklemek veya reddetmek durumundayım. Gözlemleri bunun için yaparım.” Hipotezlerin görevi de, ki Darwin teorisi diye hepiniz biliyorsunuz, bir hipotezdir. Değil mi? Şimdi, biz bunu 150 senedir test ediyoruz. Darwin'in hipotezi uygulandığı her testten başarılı çıktı. Henüz yanlışlayamadık. Ama unutmayın, Newton'ın teorisi 300 yıl yanlışlanamadı ve Immanuel Kant, büyük filozof Immanuel Kant, dedi ki: “Bu doğru.” Bu doğru dedi. Ve onun üzerine dayanarak bir felsefe yarattı. Einstein bir çıktı, “Doğru değil anam.” dedi. Daha iyisi. Ve birdenbire zavallı Kant'ın o muhteşem eseri, ‘Kritik der reinen Vernunft’, hiç oldu. Bilimin güzelliği burada![6]
  • Bilim gerçeği bulduğunu değil, yanlışı teşhis edip onu elediğini iddia eder.[7]
  • Bir kere dışkısını yedirmek işkence değil.
    (Armağan Çağlayan'ın, kendisine 12 Eylül döneminde hapishanelerdeki dışkı yedirme işkencesini tasvip edip etmediği sorusu üzerine)[8]
  • Biz bütün gezegenlerin fevkalade düzenli hareket ettiğini zannediyoruz. Etmiyorlar; kaotik... Biz bugün zannediyoruz ki bizim bildiğimiz deterministik kurallar, fizik kuralları falan fevkalade çalışır. Hayır çalışmıyorlar; kaotik... Yani bütün kainat bir keşmekeş.[9]
  • Bizim elimizde bir tek silah var, o da beynimiz. Öğrenme yetimiz. Benim dediğim tek şey: Gelin, öğrenelim...[9]
  • Bu komünistler aynı Müslümanlar gibi. Ben ayıramıyorum.[10]
  • Cahille tartışan bilgeler cehalete düşer.[11]
  • Darbe zorunlu ameliyat gibidir. Ameliyat da sevimsizdir ama düşün ki sana diyolar ki bir organını kesicez ama yaşayacaksın.
  • Din-bilim diyaloğu olacaksa, ya bilimi adam gibi öğreneceksin, ya bilimden gelen adamlara saygı göstereceksin.[12]
  • Diyalektik, mantık olarak zırva. (...) Zırva. Yanlış falan değil, zırva.[13]
  • Dünyanın neresinde din egemen olmuşsa, ahlaksızlık tavana vurmuştur.[14]
 
Eğer bu dünya bir gün kıtlık ve sefalet yaşarsa biz insanları din değil, bilim kurtaracak.
  • Eğer bu dünya bir gün kıtlık ve sefalet yaşarsa biz insanları din değil, bilim kurtaracak.
  • Elitist olmayan hiçbir toplum ileri gidemez.
  • Ali Baba ve Kırk Haramiler, Bremen Mızıkacıları kitapları ve Şirinler masallarının bilimle alakası ne kadar ise din kitaplarının da bilimle alakası o kadardır.
  • Hangi ülkelerde bitiyor toprak? Bizim gibi salak ülkelerde. Erozyonumuza mani olamıyoruz, adam gibi tarım yapamıyoruz.[15]
  • Hegel denen salak...[16]
  • Hayır efendim, ben Süleyman Demirel ve Ecevit’in dahli olduğunu düşünüyorum. Özal’ın dahli olduğunu düşünüyorum. Kenan Evren televizyona çıktı. "Lütfen bu adama, Özal’a oy vermeyin." dedi. "Yobazdır bu herif." dedi. Milletçe koşa koşa gittik, Özal’a oy verdik. Paşa, "Vermeyin." dediği hâlde. E ben şimdi Paşa'yı nasıl sorumlu tutayım yahu? Adam açık açık söyledi, "Oy vermeyin bu adama." dedi. Ama demokrasi! Evren generalim ona da "Peki." dedi, oy verildikten sonra da. "Ya ben bu oyu tanımıyorum." demedi.
("Bugün bu noktaya gelmemizde Evren'in bir dahli olduğunu düşünmüyor musunuz?" sorusuna verdiği cevap)[17]
  • Her şey değişebilir, her şey tartışmaya açıktır. Ama dinler, Marksistler, Stalin, Hitler bunu kabul etmiyor. Bir tek bilim her şeyi tartışmaya açar. Üstelik onda da amaç, tartışmanın sonucunda doğruyu bulmak değil, ona yaklaşmaktır. Bunu da yanlışları eleyerek yapar.
  • Her şeyi tasvip ediyorum! Evet, istisnasız.
    (Armağan Çağlayan'ın "Hocam bu şu anlama geliyor mu: Kenan Evren’in 12 Eylül döneminde yaptığı her şeyi onaylıyorum." sorusu üzerine)[8]
  • Hiç kimse her şeyi bilemez.[9]
  • Hiçbir tarihi karakteri aşağılayan adam akıllı bir adam olamaz. Şimdi sen tut Atatürk'ü aşağıla, Cengiz Han'ı aşağıla, İsa'yı aşağıla; böyle aptalca şey olur mu? Niye aşağılıyorsun ya? Ne demek bu? Niçin yani? Sonra bir grup insanın saygı duyduğu bir adam. Bir de aşağılanacak da bir adam değil, müthiş bir adam.[18]
    (Muhammed'i aşağılayan bir filmle ilgili söyledikleri.)
  • Karl Marx’ın müthiş aptalca bir lafı vardır, diyor ki, “İnsanlar tabiatı yorumlamaya çalıştılar, halbuki maksat onu değiştirmektir”, ulan sana mı kaldı değiştirmek, çünkü ben Marks’ın felsefesinin egemen olduğu yerlerde dolaştım, tabiatın nasıl canına okuduklarını gördüm, bütün Batı Sibirya, o canım ülke mahvolmuş durumda bu aptalların yüzünden.[19]
  • (...) Osman'ın o muhteşem mirası uygarlıkla hep iç içeydi, ama onu yüzyıllar boyunca yok saydı. Ona muhtaç olduğunu fark ettiğinde artık iş işten geçmişti; tek dişli zannettiği canavarın marifetli bir pehlivan olduğunu gördüğünde sırtı çoktan yerdeydi. Osman'ın mirasçılarından sarı saçlı bir adam pehlivanın oyunlarını o talihsiz güreş olurken gözlemişti: Osman'ın dev mirası yerde bitkin yatarken o ufak tefek adam doğruldu, iri pehlivanı yeni bir güreşe davet etti ve galip geldi. Pehlivanla el sıkıştılar, sarı saçlı adam pehlivana oyunlarını nereden öğrendiğini sordu. Pehlivan döndü, Osman'ın ülkesindeki yeşil bir sahil ovasını işaret etti. "Bak!" dedi, sarı saçlı adama, "benim bildiklerimi öğretenler bir zamanlar orada yaşıyorlardı. Ben onların kitaplarını okudum. Senin ataların oraları hep fethetmişti. Siz onları okumadınız mı? (...)[20]
  • Sayın Başbakan, bilim karşısında haddinizi biliniz.[21]
  • Sayın Başbakan’ın beğenemediği fiziksel antropoloji bilimi, omurgalı paleontolojisi ile tıp bilimleri arasında bir köprü oluşturan bir bilim dalıdır ve insan evriminin en kıymetli verilerini bulmuş ve bulmaya da devam etmekte olan çalışmaları içerir (Sayın Başbakan Paris’e bir gittiğinde Doğa Tarihi Müzesi’ne ve İnsan Müzesi’ne bir uğrayıversin).[21]
  • Sayın Süleyman Demirel, benim, zekasına hakikaten hayran olduğum bir adamdır.[22]
  • Tayyip Bey'in bilimin politikanın tersine palavra kaldırmayacağını öğrenememiş olması Türkiye için bir talihsizliktir. Amerika'yı Müslümanlar keşfetti sözü kesinlikle doğru değildir! İmam hatipli olmakla iftihar eden Tayyip Bey bu okulların ne kadar fena eğitim verdiğini, sık sık en basit lise bilgilerinden bile mahrum olduğu görülen kendi şahsında ispat etmektedir (Faik Sabri Duran'ın Atatürk zamanında ortaokul çocukları için yazdığı Kâşifler Âlemi adlı kitabını bile mi okumamıştır?! İnsanın bu kadar bilgisizliğe el insaf diyesi geliyor). Bu okulları ne kadar arttırırsa, Türkiye'yi o kadar kendi gibi, bir bilim adamının bilimsel ama basit bir teorisini bile anlayamayacak kişilerle doldurur. Buna engel olamazsak, sonumuz Afganistan'dır![23]
  • Toplum, tamamen rasyonel temeller üzerinde gitmiyor. Bunu anlayacaksın, buna anlayış göstereceksin ve diyeceksin ki: “ben bu toplumda yaşıyorum”. Ezan sesi duymak istemiyor musun? Çan sesi duymak istemiyor musun? Git dağda yaşa yahu.
  • Türk halkı geleneksel olarak ordusunu canından çok sever çünkü o ordunun mensupları kendi çocuklarıdır.[24]
  • Türk halkını “gerçek” ilgilendirmiyor. Bunun sebebi, yüzyıllardır aldığı “inanç” eğitimidir. Görmeden, kontrol etmeden, muhakeme kurmadan inanmayı öğrenmiş bir toplum, gerçeği aramaz. Gerçeği aramayan toplumda da size yukarıda sıraladığım türden rezillikler birbiri ardına gelir ve kimseyi rahatsız etmez. Tabiî bunun sonu felâkettir, muhterem dostum ve hocam Doğan Kuban'ın sık sık işaret ettiği gibi tüm Müslüman dünyasının içinde bulunduğu fecî durumdur.
  • Türkçe konuşan insanlar Anadolu'ya geldikleri zaman, çoğunluğu İslam'ı kabul etmişti, ama bu çoğunluğun neredeyse tamamı ya göçebe hayvancılardı veya Müslüman ülkelere paralı askerlik yapmak için gelmiş insanlardı. Anavatanları olan Orta Asya'dan getirdikleri en önemli marifetleri de zaten bunlardı. Aralarında Bağdat'ta Araplara Türkçe öğretmek maksadıyla 1077 tarihinde meşhur Divan-ü Lugat-it Türk'ünü yazan Kaşgarlı Mahmut gibi entelektüeller yok denecek kadar azdı.[25]
 
Büyük (!) Sultanımız Süleyman'ın Fransa kralı I. François'yı hapisten bir mektupla kurtardığını okurduk mektepte. O François'nın kurduğu Collège de France bugün dünyanın en önemli araştırma kurumlarından biridir. Bizimkinin hangi kurumu ayakta kaldı? Hangi kurumunun insanlığa beş paralık bir faydası oldu?
  • Ya bilim yaparak insan olacağız, ya da bilime sırt çevirerek maymunluğa geri döneceğiz.[26]
  • Zaman, cehalete karşı topyekün savaşma zamanıdır. Bu cehalet en yakınınızda olsa bile.
  • Şunu söylemek lazım; asker ne zaman darbe yapmışsa Türkiye'de, hemen arkasından idareyi sivile devretmiştir. Asker meraklı değil bu memleketi yönetmeye.[27]
  • Bakın Atatürk'ün bir lafı vardır, "Tehdit esasına dayalı ahlâk ahlâk olmadığı gbi güvenilir de değildir". Siz ananızdan babanızdan korktuğunuz için, polisten korktuğunuz için, cumhurbaşkanınızdan korktuğunuz için, Allahtan korktuğunuz için; bir şeyler yapmıyorsanız, kötü şeyler yapmıyorsanız siz vicdanlısınız demek değildir; siz korkaksınız demektir. Ben hiçbir şeye inanmayan bir adamım. Buna rağmen ben birisine kötülük yaparken içimde bir sızı hissediyorum ve onun için yapmıyorum. Şimdi bu sızıyı ben neden hissediyorum, onu hemen size söyleyim; bunun da kaynağı tamamen egoizm. Sakın böyle "Efendim ben çok öyle ahım şahım böyle adamım" anlamayın. Çünkü diyorum ki ben o adama bu kötülüğü yaparsam, bu kötülüğün yapılabilir bir şey olduğu yayılır, biri de gelir günün birinde bana yapar. Dolayısıyla mümkün olduğu kadar böyle şeyler yapmamaya gayret edelim. Birbirimizle iyi geçinip yaşarsak hepimiz faydalanırız. Yani bu Amerikanca'da biliyorsunuz bir "Win-Win" senaryosu var, herkes kazanır. Birisini kazıklayarak bir yere geldiğiniz zaman günün birisinde birisi de sizin kafanıza basar, o kazanır siz batarsınız. Böyle bir aptallığı yapmayacak insanlar yetiştirelim. Onun için Sinan Beye dedim ki, "Vicdandan önce, o vicdanı sağlayacak kadar akıllı insanlar yetiştirmeye bakalım". Her zeki insan akıllı değildir. Bu aklı öğretelim. Dolayısıyla toplumu değerlendirmeyi öğretelim. Adam bilsin ki bir aptallık yapıp birisine zarar verirse günün birinde bir başka aptal da gelir ona zarar verir ve bu işin sonu alınmaz. Cehennemdeki Türkler ve zebaniler hikayesinden bahsettikten sonra, Böyle bir toplum olmamamız lazım. Bunu olmamanın yolu sadece ve sadece akılcı eleştiridir. Kendinizi ve toplumunuzu eleştiremediğiniz zaman ulaştığınız vicdan 5 para etmezdir. Çünkü günün birinde onun dayandığı korku ortadan kalkarsa birdenbire vicdansız olduğunuz keşfedilir. Bunu yapmamak lazım. Fatih Altaylıya dönerek "Sen gazetecisin, sen topluma bakan bir adamsın ya." diye sorar, Altaylı'dan "Bakmıyorum, sıkıldım." cevabından sonra, Şimdi Fatih niye sıkıldı görüyorsunuz. Çünkü o cehennemdeki kuyuya bakmaktan bıktı. Ha babam birbirimizi ayağımızdan çekmemizden bıktı. Buna mani olmamız lazım. Ve dediğim gibi buna mani olmanın tek yolu akılcı eleştirel düşünebilen gençlik yetiştirmektir. Bu gençliği yetiştirmenin de tek yolu gençliği otorite korkusundan arındırmaktır. [28]

KaynakçaDeğiştir

  1. https://youtube.com/shorts/FvXXbzshgCk?feature=share
  2. 2,0 2,1 https://www.youtube.com/watch?v=Ql1bAVVxFBY
  3. Celal Şengör - Gün Sonu programında
  4. Evren lehine müdahil olmak istiyor
  5. Türkiye Afganistan'dır.
  6. Celal Şengör - Siyaset Meydanı, Show TV (16:21. dk)
  7. Bir Toplumun Çöküşünü Üniversite Tercihlerinde İzlemek
  8. 8,0 8,1 Dışkı yedirmek işkence değildir
  9. 9,0 9,1 9,2 Celal Şengör - Tesadüf
  10. İlber Ortaylı ve Celal Şengör, Yalçın Küçük'ün dedikodusunu yaparken yakalandılar
  11. Celal Sözleri
  12. Celal Şengör - Bilimi Adam Gibi Öğreneceksin
  13. Celal Şengör - Aykırı Sorular, CNN TÜRK (28:50. dk)
  14. Celal Şengör: Nerede Din Egemen Olmuşsa Ahlaksızlık Tavana Vurmuştur
  15. Celal Şengör - Din ile Bilim Bağdaşmaz (Aykırı Sorular, 28.01.2013)
  16. Celal Şengör - Aykırı Sorular, CNN TÜRK (27:56. dk)
  17. http://www.radikal.com.tr/yazarlar/armagan-caglayan/diski-yedirmek-iskence-degildir-1477196/
  18. Celal Şengör - Gün Sonu programında
  19. Din, Bilim ve Darwin
  20. Celal Şengör'ün "Zümrütnâme" adlı kitabından alıntıdır.
  21. 21,0 21,1 Sayın Başbakan, Bilim Karşısında Haddinizi Biliniz!
  22. Celal Şengör - Aykırı Sorular, CNN TÜRK (35:15. dk)
  23. Amerika'yı Müslümanlar keşfetmedi
  24. Celal Şengör Kimdir Sözleri ve Hayatı
  25. A. M. Celal Şengör, Bilgiyle Sohbet, s. XVI
  26. A. M. Celal Şengör, Bilgiyle Sohbet, s. XVIII
  27. "Celal Şengör-Besim Tibuk Tartışması", 32.Gün Arşivi
  28. Celal Şengör / Korkuya Dayalı Ahlak, Şengör'ün 2017'deki Türkiye İnovasyon ve Girişimcilik Haftası etkinliğindeki konuşmasından bir kesit, Youtube.
Celâl Şengör ile ilgili daha fazla bilgiye Vikipedi'den ulaşabilirsiniz.