Jean-Jacques Rousseau
Cenevreli filozof ve yazar
Jean-Jacques Rousseau | |
---|---|
Doğum tarihi | 28 Haziran 1712 |
Doğum yeri | Cenevre |
Ölüm tarihi | 2 Temmuz 1778 |
Ölüm yeri | Ermononville, Val-d'Oise |
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Jean-Jacques Rousseau (28 Haziran 1712, Cenevre - 2 Temmuz 1778, Ermononville, Val-d'Oise), Fransız yazar, filozof.
Eserleri
değiştir- Ana madde: Toplum Sözleşmesi
- İnsan özgür doğar; oysa her yerde zincire vurulmuştur. Falan kimse kendini başkalarının efendisi sanır ama böyle sanması onlardan daha da köle olmasına engel değildir.[1]
- Gerçek anlamıyla bir demokrasi hiçbir zaman var olmadı ve var olmayacak. Büyük bir çoğunluğun yöneten ve daha azının yönetilen olduğu bir düzen doğal yasaya aykırıdır.
- Salt isteklerin itisine uymak kölelik, kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmek özgürlüktür.
- İyi yasalar daha iyisini getirirler; kötü olanlarsa daha kötülerini.
- Herhangi bir kişi devlet işleriyle ilgili olarak "Bunun ne önemi var benim için?" dediğinde devlet bir kayıp için vaz geçilmiş olabilecektir.
- Egemenlik hangi nedenlerden ötürü başkasına bağlanamazsa yine aynı nedenlerden ötürü bölünemez. Çünkü irade ya geneldir ya değildir. Ya halkın tümünün iradesidir ya da sadece bir bölüğünün.[2]
- Ancak toplum bağları gevşemeye, devlet gücünü yitirmeye, özel çıkarlar kendini duyurmaya, küçük toplumlar da büyükleri etkilemeye başladı mı, ortak yarar değişikliğe uğrar ve bir takım muhalifler çıkar ortaya. Artık oy birliği diye bir şey kalmaz, genel istem de herkesin istemi olmaktan çıkar. Tartışmalar baş gösterir. En iyi düşünce bile çekişmesiz, gürültüsüz kabul edilemez olur. Gizli etkenlerin güttüğü insanlar sanki devlet yokmuş, hiç de var olmamış gibi artık bir yurttaş olarak düşüncelerini ileri süremez. Özel çıkarlardan başka amaçları olmayan bir takım haksız kararları yasa diye benimserler.[3]
- Kitap IV. Bölüm I
Sözleri
değiştirKaynaklı
değiştir- Başlangıçta insanların Tanrılardan başka kralları, teokratik hükümetten başka hükümetleri yoktu. Caligula gibi düşünüyorlardı. O zaman için bu düşündükleri doğruydu. Kendilerinden birisini efendi olarak kabullenmeleri ve bunun neticesinde daha iyi bir duruma geleceklerine kendilerini inandırabilmeleri için his ve düşüncelerinin uzun bir süre değişime uğramış olması gerekir.[4]
- Ben ne hükümdarım ne kanun koyan; zaten böyle olduğu içindir ki, siyaset hakkında yazı yazıyorum. Hükümdar veya kanun koyan olsaydım, yapılması gerekeni söyleyerek zamanımı kaybetmez ya yapar, ya susardım.[5]
- Ben yalnızca yürürken düşünebilirim. Durduğumda düşüncelerim de durur; benim kafam bacaklarımla hareket eder.[6]
- Bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip "bu benimdir" diyen ve ona inanacak denli saf başkalarını bulan ilk insan, uygar toplumun gerçek kurucusu oldu. Kazıkları sökerek ya da hendeği doldurarak başkalarına, "Bu düzenbazı dinlemeye son verin, meyvaların herkese ait olduğunu ve toprağın hiç kimseye ait olmadığını unutursanız bittiniz demektir" diye bağıracak biri, insan soyunu hangi suçlardan, savaşlardan, cinayetlerden, sefilliklerden ve dehşetlerden kurtarardı.[7]
- Farklı çevirisi: Tarihte ilk kez bir toprak parçasının etrafını çitle çevirip “Burası benimdir” diyen ve buna inanacak kadar saf olan insanlar bulabilen ilk insan, uygar toplumun ilk kurucusu oldu. O zaman biri çıkıp, çitleri söküp atacak ya da hendeği dolduracak, sonra da insanlara “Sakın dinlemeyin bu sahtekârı. Meyveler herkesindir. Toprak hiç kimsenin değildir. Ve bunu unutursanız mahvolursunuz” diye haykırsaydı, işte o adam, insan türünü, nice suçlardan, nice savaşlardan, nice cinayetlerden kurtaracaktı.
- Bir ülke ne özgürlük olmaksızın ne de erdem olmaksızın iyi bir biçimde var olamaz.
- A Dictionary of Thoughts, Editör: Tryon Edwards, (1908), s. 301
- İnsan hür doğar, ama her yerde zincire vurulmuştur.[8]
- Soru sormak zannedildiği kadar kolay bir hüner değildir.[9]
- İşte dünyada yalnızım; babam, yakınım, dostum, toplum... bunların tümü ben kendimim artık...[10]
Kaynaksız
değiştir- Ağır söz veren hızlı iş yapar.
- Aklın sesi ancak yürekten geçebiliyorsa duyulabilir.
- Benim işim gerçeği söylemektir. İnsanları ona inandırmaya ihtiyaç duymam.
- Beraber ağlamaktaki tatlılık kadar hiçbir şey yürekleri birbirine bağlamaz.
- Bir adam bildikleri ile konuşur. Bir kadın beğenileri ile konuşur.
- Bir aksan, bir dilin canıdır.
- Bir toplumdaki en kuvvetli bile itaate ikna, şiddeti hak yapamıyorsa kuvvetini sürekli kılacak kadar kuvvetli değildir.
- Bireysel aşkım için dünyayı veririm, özgürlüğüm için de aşkımı veririm.
- Daimi barışın tesis edilmesi tamamen ülkelerin anlaşmasına bağlıdır. Daimi barışın tesisi tüm ülkeler için yarar sağlar. Barış için uluslararası bir federasyon oluşturulduğunda bu kurum uzun süre yürürlükte kalabilir ve barışı gerçekleştirebilir.
- Devlet büyüdükçe, özgürlük de o oranda küçülür.
- Doğa bizi asla aldatmaz; kendimizi aldatan biziz.
- Eğer insanlar Tanrı olsaydı, kendilerini demokratik olarak yönetebilirlerdi. İnsanlar Tanrı olmadıklarına göre, mükemmel bir devlet insanlara göre değildir.
- En mutlu kişi en az acı çekendir; en zavallı kişi ise en az mutluluk hissedendir.
- Ey büyük filozoflar, bu faydalı dersleri siz yalnız kendi çocuklarınıza, kendi dostlarınıza verin ne olur! Hem siz fikirlerinizin meyvesini daha çabuk elde edersiniz, hem de bizim çocuklarımız sizin mezhebinize girmek tehlikesinden kurtulmuş olur.
- Ey yüce gönüllü yalan! Gerçek hiç sana tercih edilebilecek kadar güzel olmuş mudur?
- Fethetme hakkının hiçbir ciddi temeli yoktur ve ancak en kuvvetlinin hakkı olarak tanınmıştır.
- Genel istem yok edilemez.
- Gerçek demokrasi hiçbir zaman var olmamıştır ve olmayacaktır da.
- Gerçek demokrasi var olabilmesi için, o kadar insanın toplayacak bir yerin olması gerekirdi. Milyonlarca insanı da bir yerde toplayamıyorsanız. Temsili demokrasi ile yetinin.
- Hakları ve zevkleri ellerinden alınan gençler, onların yerine daha gizli ve tehlikeli olanlarını koyar.
- Hiçbir şey çıkar gruplarının etkisinden daha tehlikeli değildir.
- Ilımlılık insan için doğal olsa da çocuklar için öyle değildir. Ilımlılık şeytani olanın öğrenilmesi ile başlar.
- İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır.
- İnsanlar ömür kısadır derler ama, yine de onu kısaltmak için ellerinden geleni yaparlar.
- İradesini gerçekleştiren tek insan, bunun için başkasının yardımına ihtiyacı olmayan insandır; buradan, tüm iyiliklerin en başta geleninin otorite değil, özgürlük ortaya çıkar. Gerçekten özgür olan insan yalnızca yapabileceğini ister ve hoşuna gideni yapar. İşte benim temel özdeyişim.
- İşte, yeryüzünde yalnızım; kendimle baş başayım; artık ne bir kardeşim var, ne bir benzerim, ne dostum ne de ait olduğum bir toplum. İnsanların en şefkatlisi, en cana yakını, bu insanlar arasından söz birliğiyle dışlandı. Bunlar, olanca kinleriyle hassas ruhuma hangi azabın daha çok dokunabileceğini araştırıp beni kendilerine bağlayan bağları kesip attılar. Onları istemedikleri halde sevebilecektim. Sevgimden ancak insan olmaktan çıkma yoluyla kurtuldular. Mademki öyle istediler, şimdi benim için yabancı, meçhul ve hiçtirler, fakat onlardan ve her şeyden koparılan ben neyim?
- Mutsuzluk, şüphesiz çok büyük bir öğretmendir, fakat bu öğretmen; derslerini pahalıya ödetir ve faydası da parasına değmez.
- Nezaketten daha büyük ne gibi bir bilgelik bulabilirsiniz?
- Özgür insanlar, şu maksimi hatırlayın: Özgürlüğü elde edebiliriz ancak bir kez yaralandığında onu tedavi edemeyiz.
- Para paranın tohumudur ve ilk altın lirayı kazanmak bazen ikinci milyonu kazanmaktan çok daha zordur.
- Politika ve ahlâkı farklı ele alanlar, her ikisini de asla anlayamazlar.
- Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır.
- Sahibi olduğumuz para özgürlüğün; peşinden koştuğumuz para köleliğin aracıdır.
- Tehlike içindeki özgürlüğü barış içindeki esarete tercih ederim.
- Vazifemizi menfaatlerimizle karşı karşıya getiren ve bizim faydamızı başkalarının zararlarında gösteren durumlardan kaçınılmalıdır. Çünkü böyle durumlarda, ne kadar erdemli bir insan olursak olalım farkında olmadan mağlup oluruz, ruhça adil ve iyi olduğumuz halde hareketlerimizde adaletsiz ve zalim oluruz.
- ...Yalnız şunu soracağım: Felsefe nedir? En tanınmış filozofların kitaplarında bulduğumuz nedir? Onları dinlerken insan kendini, bir pazar yerinde avaz avaz çağıran bir sürü madrabaz arasında sanır; her biri bana gelin, bana gelen aldanmaz diye bağırır durur. Kimi, cisimlerin mevcut olmadığını, her şeyin tasavvurda yaşadığını iddia eder; kimi maddeden gayrı olmadığını ileri sürer ve Tanrı dünyanın kendisidir, der. Birisi ispata kalkar ki dünyada iyilik - kötülük yoktur, hayır ve şer birer kuruntudan ibarettir. Öteki der ki, insanlar birer, canavardır; birbirlerini parçalayıp yemeleri cürüm sayılmaz.
- Yalnızca güçlü bir devlet yurttaşlarına özgürlük sağlayabilir.
- Yanlış sonsuz şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir.
- Yasa kalkanı altında ve adalet adına işlenenden daha büyük bir tiranlık yoktur.
- Yazarın elinden çıktığı gibi olan her şey iyidir, insanın elindeki her şey yozlaşır.
- Yeryüzünün meyvelerinin her canlıya ait olduğunu ve yeryüzünün bir kişiye ait olmadığını unutmuşsanız kayıpsınızdır.
Hakkında söylenenler
değiştir- Farklı laikler, çeşitli derecelerde, Lockeçu ayrılıkçı mantığı, Voltaireci antiklerikalizmi ve Rousseaucu yurttaşlık dini anlayışını benimsediler.[11] — Jean Bauberot
- Rousseau medeniyet denilen şeyin insanın öz doğasından koparılarak kendine yabancılaştırılması olduğunu, bunun gerisinde ise sömürü mekanizmalarının bulunduğunu söylüyordu. Zenginler yoksulları kandırarak onlara yalancı bir toplum sözlüşmesi imzalatmış ve özgürlüklerini ellerinden almışlardı. Rousseau bunları söylediğinde Fransız aydınlanmacıları dehşete düştüler ve Rousseau'yu aklın, bilimin ve aydınlanmanın düşmanı ilan ettiler. Oysa Rousseau aydınlanmayı bizzat aydınlanmanın içerisinden, aydınlanmanın diliyle eleştiriyordu.[12] --Fatih Yaşlı
- Jean Jacques Rousseau, her gün bir kalıba girmiş. Bir gün gelişmeye hizmet etmişse de, ertesi gün de tersini gerekli saymıştır. Bu nedene dayalı olarak Jean Jacques Rousseau'yu hiç sevmem.[13] --Beşir Fuad
Eserlerinin listesi
değiştir- Du Contrat Social (Toplum Sözleşmesi)
- Les Rêveries du promeneur solitaire (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Discours sur l’Origin et les Fondements de l’Ingalité parmi les hommes (İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Temeli ve Kökenleri)
- Discours sur le science et l'art (Bilim ve Sanat Üzerine)
- Les Confessions (İtiraflar)
Kaynakça
değiştir- ↑ İş Bankası Kültür Yayınları, Toplum Sözleşmesi
- ↑ TASAM, Vatandaşlık Bağı Ve Kimlik Sorunsalı: Hukuki İllüzyon
- ↑ Atatürk Araştırmaları Merkezi, Mustafa Kemal Atatürk ve J. J. Rousseau’nun Düşüncelerinin Karşılaştırılması
- ↑ AÜ SBF Dergisi, C.68, 2013 s.1-35
- ↑ Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, s.17.
- ↑ Jean-Jacques Rousseau, İtiraflar
- ↑ J. J. Rousseau, Eşitsizliğin Kökeni, İdea Yayınları, s.63.
- ↑ Jean-Jacques Rousseau, Toplum Sözleşmesi, İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, s.18.
- ↑ Sabri Güveli, Hayata Yön Veren Sözler, Ötüken, s. 208
- ↑ A. Baudart & J. Russ. Felsefe Tarihi: Aklın Zaferi, Cilt: III, s. 58
- ↑ Dünyada Laiklik, Jean Bauberot, Dergah yayınları, s.43.
- ↑ Yeni Yazılar dergisi, Sayı: 8, Ekim 2014
- ↑ İlk Türk Materyalisti Beşir Fuad'ın Mektupları, Arba Yayınları, s. 65.