Bilgi
İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü
(Bilgi ile ilgili atasözleri sayfasından yönlendirildi)
Bilgi | |
---|---|
Vikipedi maddesi Vikiveri öğesi |
Bilgi hakkındaki alıntılar:
A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z |
Bilgi sahibi olmadan yorum yapmayın. Yine bizim millete Allah, yorum yapma kabiliyeti vermiştir. Hâlbuki en büyük fazilet “Bilmiyorum” diyebilmektir. Öğrenme, bilmediğini bildiğin anda ve yerde başlar.[1]
- Bilgi bir ışık gibidir. Onu kullanırsanız daha parlak olur, kullanmazsanız söner.
- Üç türlü aristokrasi vardır; birincisi yaş ve kıdem; ikincisi servet; üçüncüsü akıl ve bilgidir. En şereflisi sonuncusudur.
- Bilgiye yapılan yatırım en yüksek kârı getirir.
- İnsan akıllı bir yaratıktır; böyle olduğu için de uygun gıdasını bilimden alır; fakat insanın bilgisinin alanı öylesine dardır ki, bilimden aldığı besinlerden ancak çok az bir kısmı için ümitlenilebilir.
- Bilgi üniversitelerle zenginleşir ve yeni boyutlar kazanır. Ülkelerin öğreten ve öğrenen insan kaynakları, aynı zamanda toplumların bilgi kaynaklarıdır. İnsanlar bilgileriyle değer kazanırlar. İnsanın bilgisi özsermayesidir. İnsan bilgisini kendisiyle birlikte taşır. Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir güç, insanın bilgisine el koyamaz. Bilgi paylaşılarak zenginleşir, zenginleşerek paylaşılır.[2]
- Bilginin amacı; insanı bilgisizlik ve boş inançlardan, tanrı ve ölüm korkusundan kurtarmaktır. Ve bu olmadan mutlu olmaya imkan yoktur. (Özdeyişler, Mektuplar ve Aforizmalar, Sayfa 96 )
- Bilgi güçtür.
- Korkunun sebebi bilgisizliktir.
- Anlamadığımız şeyi anlaşılır biçimde ifade edemeyiz.
- Bir kişi her şeyi bilemez.
- Bütün sahip olduğumuz bilginin deneyim ile başladığına şüphe yoktur.
- Bilgi, nesne ile kavrayışın uyumudur.
- Gerçek bilinç tedirgindir; bildiklerini durmadan sorgular.
- Bilgi yüklü bir zihin özgür bir zihin değildir.
- Hiçbir insanın bilgisi, edindiği tecrübenin ötesine geçemez.
- İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Deneme; II. kitap, 1. bölüm, 19. kısım, 1689
- İnsanın varlığı sırla kuşatılmıştır. Bizim dar bilgimiz ve tecrübemiz sınırsız denizlerde bir küçük adadır sadece.
- Günümüzde insanlar bilgiyi arar oldu, hikmeti değil. Halbuki bilgi mazidir, hikmet ise istikbal.
- Araştırma yapıldığı zaman ancak bilgi artırılabilir; bilgi artırıldığında ancak istek samimi olabilir; istek samimi olduğunda ancak akıl ıslah edilebilir; akıl ıslah edildiğinde ancak özel yaşam iyileştirilebilir; özel yaşam iyileştirildiğinde ancak aile yapısı düzeltilebilir. Aile yapısı düzeltildiğinde ancak devlet düzen içinde yönetilebilir.
- Başkalarını bilen kişi bilgili, kendisini bilen ise akıllıdır.
- Bu devirde insanların eskisine göre çok daha bilgili olmaları lazımdır. Çünkü bilgisayar gibi, internet gibi bir imkân var. Benim çocukluğumda bilgi edinmek için kütüphanelere gitmek, kitap sayfalarını karıştırmak gerekiyordu. Şimdi oturduğunuz yerden birkaç kelime yazıyorsunuz, bir tuşa basıyorsunuz; icabında Kanada’nın bir kütüphanesindeki, bir üniversitesindeki kitap karşınıza pdf olarak çıkıyor. Ne kadar kolay, ne kadar hesaplı bir imkân...[3]
- Başkalarının bilgisi ile bilgili olabilsek bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz.
- Ne kadar bilgi sahibi olursak olalım, ilmin bir nihâyeti bulunmadığını unutmamalıyız. “Ben her şeyi biliyorum!..” demek, büyük bir zaaftır. Kim olursa olsun her insan, bildiğinin hocası, bilmediğinin talebesidir.[4]
- İnsanların çevrelerine ve kendilerine ilişkin olarak oluşturdukları düşüncelerin bir bölümü inanç; bir bölümü de "bilgi" biçimindedir. İnanç, bir sanı ya da bir kanıya dayanarak oluşturulup benimsenen görüşlere denir. İnanç bilginin sınırları dışında kalır, bilginin bittiği yerde başlar. Bilgi ise bilimsel yöntemlerle doğrulanma olanağına kavuşan düşünce ve görüşlere denir.[5]
- Dünya artık emek-yoğun, malzeme yoğun, enerji-yoğun değildir; bilgi yoğun olmaktadır.
- Bir kişinin söylediklerinden fazlasını bilmesi iyidir.
- Bilgiyi hikmetle taçlandıran ecdadımız, mimariden musikiye, görsel sanatlardan edebiyata kadar kültürün her alanında çok önemli eserler ortaya koymuştur. Zevkiselim sahibi her insanda hayranlık uyandıran bu eserler bizim coğrafyamızda neşet etmiş ve zamanla dünyanın dört bir tarafına dağılmıştır. Onları farklı coğrafyalardan taşıyarak bir araya getiren tutkulu sanatseverler sayesinde bizler sahip olduğumuz zenginlikleri bir kez daha fark etmenin gururunu ve mutluluğunu yaşarız.[6]
- Doğru soruyu sormak bilmenin yarısıdır.
- Ne kadar bilirsen bil, anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır.
- Gençliğinde bilgi ağacı dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.
- Bütün bildiğim hiçbir şey bilmediğimdir.
- Doğada herhangi bir şey bize gülünç, saçma ya da kötü gelirse, bunun nedeni nesneler üstünde yalnızca sınırlı bilgi sahibi olmamızdır, doğanın bir bütün olarak düzeni ve tutarlılığını bilmediğimizdendir.
- Bilgi, özne ile nesne arasındaki bağdır.[7]
- Hayatın asıl amacı, bilgi değil eylemdir.
- Bilginin görev olduğu bir yerde bilgisizlik bir suçtur.
- Public Good
- Mantık ve bilgisizlik, her biri bir diğerinin zıddıdır ve insanlığın büyük bir kitlesini etkiler. Bunlardan birisine bir ülkede yeterince genişlikte değer verilmesi ortamı oluşturulursa yönetim mekanizması kolaylıkla işler hale gelir. Mantık kendisine itaat eder; bilgisizlik ise ona dikte edilen ne olursa ona.
- İnsan Hakları, Bölüm I
- Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz.
- Her devrim, bir yeni bilgi teorisidir.
- Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Titreşerek haber verirler, bu, bir haberdir.
- Modern bilgi teorisi, yaşamı gerçek bir heyecan haline sokmuştur. Bilgi ile maddenin ayrılmadığı bir zamanda, uç bir aktivist için, yaşam, teori ve yaşama alanı ise epistemolojidir.
Kaynakça
değiştir- ↑ Haluk Dursun'dan gençlere altın değerinde 20 öğüt
- ↑ Dünya ürünleri üretmek
- ↑ MEHMED ŞEVKET EYGİ İstanbul Beyefendisi Müslüman Bir Münevverin Portresi
- ↑ [1]
- ↑ Türkiye’de Laiklik, Özer Ozankaya, s.57
- ↑ Cumhurbaşkanı Erdoğan: Anadolu, sanat üretimi için büyük bir klasör gibidir
- ↑ Felsefeye Giriş, Takiyettin Mengüşoğlu, Doğubatı, s. 54, 55